Elektrik faturasından sübvansiyon kalktığında…
Elektrik faturalarındaki kamu desteği, ufak ufak kaldırılıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararı, 1 Ocak’tan itibaren yürürlükte. Buna göre yıllık 5 bin kilovatsaatin üzerinde elektrik tüketen konutlar sübvansiyondan yararlanamayacak. 2025, sayaçlar üzerinden cebimize ilave külfet getiriyor.
Enerji Bakanı; 40 milyon mesken abonesinin %3’ünün bundan etkileneceğini söylüyor. Bu da 1,2 milyon abone demek. Elektrik obur grup; evi büyük olan, çok fazla cihaz çalıştıran, elektrikli sobası hatta otomobil sahipleri, daha yüksek maliyete katlanacak. Camiler ve cemevleri istisna tutularak…
Enerji verimliliği yeniden gündemde
Bu durum, ister istemez enerji verimliliğine dikkat etmemizi sağlayacak. Taner Yıldız zamanında başlatılan ve daha sonra nedendir bilinmez vazgeçilen verimlilik adımları, bu defa sübvansiyonsuz faturalarla atılacak. Bence enerji tasarrufu bilinci ve uygulamalarının artmasına yarayacak bu durum.
Öncelikle güneş enerjisi kullanımı yaygınlaşacak. Mantolama, cam yün kullanımı, enerji dostu elektrikli aletler, led teknolojisi her birimizin ilgi alanına girecek. Hele ki klima odağındaki elektrik sarfiyatı, ağır faturalar yüzünden azaltılacak. Her birimizin ısı konforu yeni yılda daha da gerileyecek.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…
Enerji tasarrufundan ne anlamalıyız?
1980’li yıllarda enerji tasarrufunu; “2 ampulden 1’ini söndür” sanıyorduk. Anladık ki kendimizi karanlıkta bırakmak yerine, zihnimizi aydınlatmamız gerekiyormuş. Bu aydınlanma, enerjini israf etmeyecek yol ve yöntemler geliştirmek ve uygulamakla mümkünmüş. Yeni dönem bunu sağlayacak.
Enerjiyi verimli kullanma yolu nedir?
Meğer 2 ampulden 1’ini söndürmek çare değilmiş. Zira elektrik faturasında aydınlatmanın payı %5 civarında imiş. Asıl sorun, ısıtma-soğutma (%80) ve başta buzdolabı olmak üzere klima benzeri tüketim kalemlerinin verimindeymiş. Üstelik soğutmak, ısıtmaktan da maliyetli… Bunu öğreniyoruz.
not/ Enerji yatırımı giderek bireyselleşiyor, herkesin kendi güneş paneli olacak
Bir zamanlar “göğü ısıtamazsınız” sloganıyla tekrarlanan reklam vardı; “çatınızı cam yünüyle döşeyin.” Şimdi biliyoruz ki ısı yalıtım uygulamalarıyla binalardaki enerji tasarrufu %50’leri buluyor. Tekniğine uygun mantolama gibi yöntemlerle göğü ısıtmak ya da soğutmak zorunda kalmıyormuşuz.
İnsanı eğitemiyorsan, malzemeyi ve süreci eğit der mühendislik bilimleri… Malzeme; daha akıllı şebeke, akıllı bina, akıllı tesisat, izolasyon gibi yöntemlerden gelir. Buzdolabını enerji dostu yaptık, böyle üretilmesini zorunlu kıldık. Klima, TV, süpürge, kombi gibi cihazlara enerji aklı yüklemeliyiz.
Bunu 2 yolla yapabilirsiniz. 1-Enerji faturalarını ateş pahası hale getirerek, 2-Kullanıcıyı çocukluktan başlayarak eğiterek… Üstelik Paris İklim Anlaşması, Yeşil Mutabakat gibi hayatımızın yeni regülasyonları; enerji verimliliğini keyfiyet olmaktan çıkarıp zorunlu kılarken… Geç kalmak; maliyetli…
Merkezi ve yerel yönetimler arasında işbirliği ve koordinasyon önemlidir. Bu işbirliği ancak bizi başarıya taşır. 5 Adımda enerji tasarruf önerileri: 1-Mutlaka yalıtım yaptırın, 2-Kullanmadığınız radyatörü kapatın, 3-Beyaz eşyalarınız akıllı olsun, 4-Güneşi depolayın, 5-Akıllı sayaçlar kullanın.
Benim bu önerilere ilavem şu olur; Merkezi yönetim gereken yasaları çıkarsın, yerel yönetimler bunları uygulasın ve okullarda çocuklarımıza enerji verimliliği, ders olarak okutulsun.