Elektrifikasyon 2053’te toplam enerji talebini 127 TWh azaltabilir
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, ‘Türkiye’de Konut ve Sanayi Sektörünün Elektrifikasyonu’ raporunu yayınladı. Raporda, Türkiye’de konutlarda ısınmanın ve sanayideki ısı proseslerinin elektrifikasyon potansiyelleri teknik ve ekonomik açıdan analiz ediliyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğin kullanılması ve yüksek verimliliği sayesinde elektrifikasyonun, Türkiye’nin ithalat bağımlılığını azaltacağına ve enerji arz güvenliğini güçlendireceğine dikkat çekiliyor. Aynı zamanda, enerji maliyetlerinde de avantaj sunacağı ve enerji sektörünün karbonsuzlaşmasına önemli katkılar sağlayacağı ifade ediliyor. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, elektrifikasyon, enerji sektörünün karbonsuzlaşması için en önemli stratejilerden birisi olarak karşımıza çıkıyor diyor.
Güllü, “Bir makine veya sistemin, elektrik kullanır hale dönüşümünü ifade eden elektrifikasyon ile benzinli araçlardan elektrikli araçlara, doğal gaz ile çalışan kombilerden ısı pompalarına ve elektrikli ocaklara geçiş yapılıyor. Türkiye Paris Anlaşması’nı imzaladı ve 2053 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonlu bir ekonomiye ulaşma taahhüdü var. Net sıfır emisyon hedefi, fosil yakıt kaynaklarından yenilenebilir enerjiye dayalı bir sisteme geçişi gerektiriyor. Küresel olarak elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kullanımı ile karbonsuzlaşma yolunda önemli aşamalar kaydedilirken sanayi, konut ve ulaştırma gibi enerji-yoğun son kullanıcı sektörler hala yoğun olarak fosil yakıtlara bağımlı. Yenilenebilir enerji kullanımının son derece sınırlı olduğu bu sektörlerin elektrifikasyonu, kullanılan elektriğin yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak üretilmesi ile tüketim tarafındaki fosil yakıtların yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ikame edilmesini sağlayacak. Bunun yanı sıra elektrifikasyon, dijital teknolojiyle birleştiğinde enerjinin akıllı ve verimli kullanılmasını sağlayan ve son kullanıcı sektörler için önemli tasarruf sağlayan bir süreç” yorumlarını yapıyor.
Güllü aynı zamanda, elektrifikasyon oranının artmasının, enerjide dışa bağımlılığı yüksek olan Türkiye’nin enerji ithalatının ve cari açığının düşürülmesi, enerji arz güvenliğinin sağlanması için de son derece önemli olduğunu belirtiyor.
Elektrifikasyon doğalgaz ithalatını ve karbon emisyonunu düşürecek
Raporda, elektrifikasyonla konutların ve sanayinin toplam enerji talebinin 2053 yılında 127 TWh azalacağı belirtiliyor. Türkiye’nin 2021 yılındaki 287,4 TWh olan fosil yakıt tüketimi ile karşılaştırıldığında bu önemli bir seviye. Bu dönüşüm, 2053 yılında doğalgaz ithalatını 22,8 milyar metreküp ve karbon emisyonunu 43,6 milyon ton azaltacak. Türkiye’nin 2021 yılındaki doğalgaz tüketimi 60 milyar metreküp olmuştu. Geriye kalan fosil yakıtların yerini ise SHURA’nın ‘Net Sıfır 2053: Elektrik Sektörü için Yol Haritası’ raporunda öngörüldüğü gibi yeşil hidrojen, biyokütle ve sentetik gazların alması bekleniyor.
Isı pompaları 2053’te temel ısıtma kaynağı olabilir
Çalışmada, Türkiye'de toplam enerji tüketiminin içindeki elektrifikasyon seviyesinin yaklaşık yüzde 20 düzeyinde olduğu vurgulanırken ulaşım sektörü ve sanayide hammadde olarak kullanılan fosil yakıtlar hariç tutulduğunda elektrik tüketiminin enerji tüketimi içindeki payının yüzde 28 olduğuna dikkat çekiliyor. Bu kapsamdaki nihai enerji tüketiminin yüzde 6'sı yenilenebilir kaynaklardan karşılanırken yüzde 66'lık kısmı ise fosil kaynaklardan elde ediliyor. Konutlarda enerji kullanımına gelince, Türkiye’de binaların yüzde 60'ı doğalgaz, yüzde 34'ü kömür ile ısıtılırken elektriğin payı yaklaşık yüzde 6.
Raporda, ısı pompasının yüksek verimi sayesinde binalarda ısınma için en uygun teknoloji olduğuna dikkat çekiliyor. Doğalgaz kombi/kazanlarının verimi yüzde 85-90 düzeyindeyken ısı pompaları kullanılan elektriğin yaklaşık 3 ila 5 katı kadar ısı üretebiliyor.
Raporda doğal gaza verilen sübvansiyonların kaldırılmasının ya da azaltılmasının ısı pompalarının yaygınlaşmasına olumlu etki yapacağı sonucu ortaya çıkıyor.
Raporda, elektriğin çatı üstü güneş enerji santrali tarafından sağlanması halinde, ısı pompasının enerji maliyetinin sübvansiyonlu doğalgaz tarifelerine kıyasla daha ekonomik olacağı ifade ediliyor. Isı pompalarının ilk yatırım maliyetinin yüksek olması, dönüşümü yavaşlatıyor, ancak yatırım maliyetlerinin önümüzdeki yıllarda düşeceği öngörülüyor.
Çalışmaya göre gelecek yıllarda net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda, doğalgaz fiyatlarına ek bir karbon vergisi uygulanması söz konusu olabilir. Bununla birlikte elektrifikasyonu destekleyen çeşitli politikaların ısı pompaları ve diğer elektrikli teknolojilerin gelişimini destekleyeceği düşünülüyor.
SHURA’nın ‘Net Sıfır 2053: Elektrik Sektörü için Yol Haritası’ çalışmasında, ısı pompalarının payının 2053 yılına kadar konutların yüzde 67'sine ulaşması beklendiği ortaya konulmuştu.
Öte yandan elektrik tüketimi projeksiyonlarına bakıldığında, 2021 yılında konutlarda elektrik tüketimi, toplam enerji talebinin yüzde 20’sini oluştururken 2053 yılında bu oranın ısı pompası kullanımının da etkisiyle yüzde 63’e çıkacağı öngörülüyor. Konutlarda ısı pompalarının hızlı bir şekilde yaygınlaşarak elektriğin 2053 yılına kadar temel ısıtma kaynağı olması bekleniyor.
2053’te sanayide elektrik kullanımı yüzde 46’ya çıkacak
Raporda, sanayide elektrifikasyona azami geçişle birlikte, 2053 yılında fosil yakıtla karşılanacak 90 TWh’lik ısı ihtiyacının, 57 TWh’lik elektrikle karşılanabileceği belirtiliyor. Elektrifikasyon sonucunda sanayide doğrudan elektrik kullanım payının 2021 yılındaki yüzde 28’lik seviyeden 2053 yılında yüzde 46’a çıkacağı tahmin ediliyor. Elektrifikasyona ilave olarak çimento endüstrisinde biyokütle kullanımı, demir-çelik endüstrisinde yeşil hidrojen kullanımı ve farklı sektörlerdeki doğalgaz kullanımının temiz sentetik yakıtlarla yer değiştirmesi 2053’e kadar net sıfır emisyona ulaşılmasını sağlayabilir.
ELEKTRİFİKASYON HIZLANMALI
Raporda Türkiye’de ısı pompalarının ve diğer elektrikli teknolojilerin yaygınlaşmasının hızlanması için şu öneriler getiriliyor:
■ Elektrifikasyonun gelişimini yavaşlatan en önemli etken, yüksek oranda sübvansiyonlu mesken doğalgaz tarifeleri. Perakende elektrik ve doğalgaz tarifelerindeki sübvansiyonlar tamamen kaldırılmasa dahi, sübvansiyon düzeyleri eşitlenmeli. ■ Rekabetçi enerji fiyatlarına yönelik vergi politikaları, temiz teknolojileri destekleyecek şekilde belirlenmeli.
■ Isı pompaları ve diğer elektrikli teknolojilere ilk yatırım finansmanı sağlanmalı.
■ Isı pompaları ve diğer elektrikli teknolojilere geçişte ilk olarak yeni yapılacak binaların bu sistemleri kullanması vergisel avantajlarla ya da kurulum destekleriyle sağlanabilir.
■ Doğalgaz boru hatlarının genişletilmesine yönelik politikalar, net sıfır perspektifinde tekrar değerlendirilmeli
■ Konutlarda ve sanayide ısı pompaları ve diğer elektrikli teknolojileri yaygınlaştıracak iş modelleri ve hizmetleri geliştirilmeli.
■ Güneş enerjisi elektrik üretimi ve ısı pompası tüketimi arasında belirli şartlar dahilinde yıllık mahsuplaşma yapılabilmeli.
■ Net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak ve enerji sisteminde fosil yakıtların kullanımının sonlandırılması için belirli yasal kısıtlamalar/ sınırlandırmalar uygulanabilir.