Ekonomiyi siyasete alet etmenin bedelini ödüyoruz
Dünya ekonomisine yön verenlerin vazgeçilmez gazetesi olan Financial Times’ın önceki günkü başyazısında, TCMerkez Bankası’nın son yıllarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oyuncağı haline getirilmiş olmasının, finans dünyasının Erdoğan’a ve Türkiye ekonomisine güven duymasını nasıl engellediği anlatılıyor. Sayın Erdoğan’ın ekonomiyi siyasetin aracı olarak kullanmaya alışık olması ona güven duymayı zorlaştırıyor.
TCMB’nin yeni yönetiminin uzun bir aradan sonra şimdi “akılcı” ve “ortadoks” politikalara dönme eğiliminde olmasının da Erdoğan’a karşı duyulan güvensizliği kırmaya yetmeyeceği anlaşılıyor. Mart ayı sonunda Türkiye’de yerel seçimlerin yapılacak olması da bu konudaki kuşkuları artırıyor.
Erdoğan’ın hızlı büyüme kumarı
TCMerkez Bankası’nın ülkeyi tek elden yöneten zatın oyuncağı haline getirilmesinin ve ekonominin siyasete alet edilmesinin ülkemizde enflasyonu nasıl azdırdığını ve ekonominin kanseri olan enflasyonun hafife alınmasının tahripkar sonuçlar doğurduğunu Sayın Erdoğan sayesinde öğrendik. Sayın Cumhurbaşkanının, gerekli kaynakları sağlamadan ekonomiyi hızlı büyütme hevesine kapılmasının enflasyonu nasıl konrolden çıkardığını ve Türkiye’yi enflasyon şampiyonu haline getirdiğini de 2018 den itibaren yaşayarak gördük.
Ben ilk kez 2017’nin Kasım ayında, o dönemde ekonomiden sorumlu bakan olan Nihat Zeybekçi’nin yaptığı bir konuşma sayesinde yaklaşan tehlikeyi hissetmiştim. Sayın Bakan Türkiye’nin çok yakında dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip ülke olarak anılanacağını iddia ediyordu.
Bu konuda 100’den fazla yazı yazdım
Bu büyük iddianın gerçekleşmesi için atılacak olan hesapsız adımların Türkiye ekonomisini zorlayacağını anlamak için büyük ekonomist olmak gerekmiyordu. Ben de Dünya Gazetesi’ndeki köşemde ilk alarm zillerini çalanlardan biri olmuş, 17 Kasım 2017’de yayınlanan “Türkiye dünyada 1.numara olacak” başlıklı yazımda yaklaşan tehlikeye dikkat çekmiştim.
Şimdi dönüp bakıyorum, 100’den fazla yazı yazmışım bu konuda. Örneğin 29 Eylül 2021 tarihli yazımın başlığı şöyle: “TCMB enflasyon lobisine teslim oldu. TCMB’nin daha doğrusu RTETCMB’nin son faiz kararı bunu açıkça gösteriyor.”
Şimdi gözler TCMB’de
Şimdi gelinen noktada TCMB’nin yeni yönetimiyle dünya merkez bankalarının yaptığı işlevi yerine getirip saygınlık kazanması ve siyasete alet olmadan ülke ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunması güzel bir sürpriz olabilir ama RTE faktörünün hala devrede olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Finans dünyasının da ancak böyle bir sürprizin gerçekleşmesi halinde Türkiye’ye daha umutlu bakması beklenebilir.