Ekonomiyi izleyen 15 bin 197 kuruma rağmen tahminler pek isabetli değil

Faruk TÜRKOĞLU
Faruk TÜRKOĞLU Dün, Bugün, Yarın

ABD’deki St Louis Federal Reserve Board’un yöneticilerinden Christian Zimmermann, yıllardır dünyadaki ekonomik araştırma ve öngörü kurumları ile enstitülerin ve ekonomi ile ilgili öğretim kurumlarının kaydını tutuyor. Zimmermann’ın kayıtlarına göre Aralık 2022’de 232 ülkedeki bu tür kuruluşların sayısı 15 bin 197’ye ulaştı. Bu kuruluşlarından her birinin bir başekonomisti, en az üç ile 5 arasında kıdemli veya doktora derecesi sahibi uzmanı bulunduğu tahmin ediliyor.

Bu kadar geniş bir topluluğun ekonominin geleceğine odaklanmasına rağmen 2022 yılında enflasyonun hızla yükseleceğini zamanında tahmin eden ekonomist sayısı fazla değildi. 2008-2009 Dünya Ekonomik Krizi’ni önceden tahmin eden ekonomistlerin sayısı ise bir eldeki parmak sayısını geçememişti. Geçen Eylül ayı içinde hayatını kaybeden Büyük Britanya Kraliçesi II. Elizabeth, 2009 yılındaki bir brifingde uzman ekonomistlere “Krizi neden kimse fark etmedi, neden bu kadar büyük bir olay gözden kaçtı?” sorusunu yöneltmiş ancak doyurucu bir cevap alamamıştı…

TARİHTEKİ ÖRNEKLER

Yerçekimini keşfedip açıklayan ve fizikte yeni bir paradigmanın temellerini atan, limit, türev ve integral hesabını bulan dâhilerden biri olan Isaac Newton, ekonomik tahmin ve öngörülerde başarılı değildi. 20 bin sterlinlik tüm birikimini kullanarak hisse senedi alım satımı ile yüksek tutarda kazanç sağlayan ünlü bilgin, borsa çalkantıları sonucunda ancak anaparasını kurtararak yatırım tutkusuna son vermişti. O dönemde sterlin yaklaşık 7.2 gram ağırlığında ve 24 ayar altın içeren bir sikkeydi.

1925’ten 2005’e kadar yönetim bilimleri dünyasının kutup yıldızı olan Peter Drucker, 1929 Eylül ayında ABD hisse senedi piyasasının daha da yükseleceği tahminini yapmıştı. Bir ay sonra 1929-1933 Dünya Ekonomik Krizi New York Borsası’ndaki çöküntü ile başlayınca Drucker, bu öngörüsünden pişman olmuş, ömrü boyunca ekonomik tahmin yapmaktan uzak durmuştu.

ABD’li ekonomist Myron Scholes türev ürünlerin değerini belirleme konusunda geliştirdiği model için 1997’de Nobel Ekonomi Ödülü’ne hak kazanmış, ancak bu modele göre kurup yönettiği Long Term Capital Management adlı menkul değer yatırım şirketi arkasında milyarlarca dolar borç bırakarak, 1998’de batmıştı.

Paralel evren, maddenin görünmeyen ve sayılarının üçten fazla olduğu belirtilen boyutları ve süpersimetri gibi normal insanların beynini zonklatan konuların uzmanı fizikçiler de ekonominin denklemini çözememişlerdi. Bir grup fizikçi yeni yüzyılda ABD’de Santa Fe Enstitüsü’nü kurup ekonominin ve piyasaların geleceğini tahmin konusunda araştırmalara başlamış, ancak bugüne kadar dişe dokunur bir sonuç elde edememişlerdi.

“GELECEK BELLEĞİ”

Ekonomik tahminlerdeki zorluk ekonomik olay ve eğilimlerin çok sayıda faktörden etkilenmesinden kaynaklanır. Ekonomik olaylar, kültürel, siyasi, sosyal, jeopolitik, bilimsel ve teknolojik ortamlardaki değişimlerden doğrudan etkilenir. İnsan tabiatındaki erdem ve zaaflar ile kitle psikolojisi bu etkileşim sürecini yavaşlatır veya hızlandırır. Savaşlar, hava koşulları ve doğal afetler de ekonominin üretim kapasitesini etkiler. Çok sayıda faktörün düğümlenip yön verdiği ekonomik konjonktür hakkında tahmin yapmak ve gerekli önlemleri almak olağanüstü zor bir iştir. Tek bir ekonomi dâhisinin veya güçlü bir liderin, ekonomiyi etkileyen konuların tümünde yeterli bilgi sahibi olması neredeyse imkânsızdır.

Ekonominin geleceği konusunu farklı olasılıklara veya varsayımlara göre tartışmak tahminlerdeki isabetsizliğin verdiği zararın bir bölümünü telafi eder. Gelecek hakkında üretilen olumlu veya olumsuz senaryoların hazırlanması, riskler ve fırsatlar konusunda bilgi birikimi oluşturur. Bu tür çalışmaların oluşturduğu “gelecek belleği” ekonomi yönetimlerinin olumsuz gelişmelere hazırlıksız yakalanmasını önler.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Geleceğe bakış 29 Ekim 2023