Ekonominin aşılanma süreci sancılı olacak
Aşı yola çıktı… Belli ki COVID-19 ile bilim insanlarının bilek güreşinde ibre, sağlıktan yana kaydı. Aşı karşıtlarına rağmen, salgının ekonomi üzerindeki tehdidi azalacak. Tünelin ucunda ışık göründü fakat sorun, çıkışa kadar daha çok yolumuz olduğudur.
Beklenti, ekonomilerin ancak; 2021 ortasından itibaren “salgın öncesine” dönebileceğidir. Zira aşıya karşı güven duyma süreci var. Aşıyı dağıtım süreci de cabası… Yetmiyor; neticede bu bir aşı… Etkisini gösterene dek COVID-19 virüsü tedavülde kalacak gibi görünüyor.
Şimdi sorun; bu sürecin nasıl seyredeceğidir. Aşı haberlerinin piyasa iştahını yükselttiği aşikâr… Kur dahi iyimser davranmış dolarda 7,70’in altına gelebilmişti. Ancak sonrasında yeniden 7,84’e tırmandı. Merkez’in 475 bazlık faiz indirimi ve sadeleşme adımı, kur yüzünden ekonominin kredibilitesini gölgelemeyi sürdürüyor.
Altının onsuna bakıyoruz; Kasımda son 4 yılın en kötü aylık performansını gösterse de yeniden bin 830 seviyesini aştı. Küresel likidite, güvenli limanlara park etmeyi sürdürüyor ve bizim bağımıza bir katresi dahi düşüyor değil.
Görünüyor ki ekonominin yeni üst yönetimine duyulan güven sayesinde alınacak menzil de sınırlı… Bunun anlamı, umudu aşıya bağlayıp yan gelip yatmak olmaz… Çeyrek “rekor” büyümenin sevinç çığlığı da bugün açıklanacak enflasyon narası ile etkisini yitirecek.
Bize düşen; sancılı geçeceği anlaşılan ekonomini aşılanma sürecinde, söz verdiğimiz reformlara başlamaktır. Ne zaman mı? Misal yarın günün ilk ışıklarıyla birlikte…
SADECE PARA POLİTİKASI YETMİYOR
BDDK aktif rasyosunu kaldırdı. Merkez; zorunlu karşılıklarını değiştirdi, sıkı para duruşunu teyit etti. Ancak döviz obezitesimizde gram iyileşme yok. Eline Lira geçen, hesabını dolarla dolduruyor, kur aşağıya inmiyor.
Bu da yalnızca para politikasıyla yürüyemeyeceğimizi gösteriyor. Zaten faiz kararı zaman kazandırır diyorduk, eğer maliye politikalarını da içeren reformlar gecikirse, başladığımız yere döneriz.