Ekonomik bağımsızlık ve ihracata ilk adım
Hüseyin YAZICIOĞLU
Dış Ticaret Danışmanı
“Bir ülkenin siyasi bağımsızlığı kadar ekonomik bağımsızlığı da o ülkenin geleceği açısından önem arz etmektedir. Eğer ekonomik açıdan kendinize yetersiz, ayaklarınız üzerinde duramıyorsanız, siyasi bağımsızlığınız da tehlikede demektir. Siyasi bağımsızlık için yapılan hazırlık ve mücadele kadar, ekonomik bağımsızlık içinde bir o kadar gayret ve çalışma gerekmektedir.”
Dış Ticaret Ders kitabı girişinde altını çizdiğim bu not vardır.
Bütün öğrenci ve bireylerin bilmesi gereken çok önemli bir ilke diye düşünüyorum.
Günümüz küresel dünyada bu ilkenin hayati öneme sahip olduğu çok net görülmektedir.
Üretim, sermaye, ticaret, ekonomi, kültür vb. her şey küreselleşti.
Dünyanın istediğiniz ülkesinde üretim yaptırabiliyor, istediğiniz ülkeye sermaye aktarabiliyor, istediğiniz ülkeyle ticaret yapabiliyor, kültürel ilişkide bulunabiliyorsunuz.
Artık ülkeniz bağımsızlığını yalnız siyasi sınırlarını koruyarak muhafaza edemiyorsunuz.
Ekonomik istilaya uğramamak, ayakları üzerinde bağımsız durmak için çaba ve mücadele etmeniz gerekiyor.
Giriş notlarını “Küreselleşerek tek pazar –Global Köy- haline gelen ve kıyasıya bir rekabetin yaşandığı dünya arenasında mücadele etmek, hayatta kalmak, siyasi ve ekonomik bağımsızlığı elde etmek, sürdürmek ancak; Dünyayı iyi okuyabilen, kendini sürekli eğiten ve geliştiren bireyler, kurumsal, profesyonel müteşebbisler/işletmeler, devlet ve hükümetlerin bilinçli, dengeli dış politika ve dış ticaret stratejileri ile mümkün olacaktır” cümlesi ile bitiriyorum.
Evet, ekonomik bağımsızlığın yolu bilinçli birey ve onun oluşturduğu bilinçli toplumdan geçmektedir.
Bu doğrultuda atılacak adımlar ancak bir ülkenin geleceğini güven altına alabilir.
Bizlerin eğitim ile yapmaya çalıştığı, gelecekte ülkeyi yönetecek gençleri bilinçlendirerek alt yapılarını oluşturmak, geleceğe hazırlamaktır.
Eğitim bu yolun ilk temel taşı ve boyutudur. Ama hayat devam etmekte, dünyada ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel vb. mücadele bütün boyutları ile rekabet içinde -acımasız- devam etmektedir.
Yani ülke ekonomisinin temel taşlarını oluşturan işletmeler ve kurumlar üretmek, satmak, kazanmak, ayakta kalmak, rekabet ederek sürekli yaşam mücadelesi vermek zorundalar.
İşte bu noktada ekonomik bağımsızlık mücadelesi veren bu işletme ve kurumlara yol göstermek, destek-omuz vermek, dertleri ile dertlenmek hayati önem arz etmektedir.
Tabi ki bu mücadeleye destek, her kesimin sorumluluk hissederek, gücü nispetinde ve vazife bilerek olmalıdır. Yalnız bu sorumluluğu devlete yıkmak, oradan beklemek kolaycılık ve sorumluluktan kaçmak olacaktır. Bireyden başlayarak, işletmeler, sivil/kamu kuruluşları, ticaret, sanayi odaları, bakanlıklar/devlet vb. üzerlerine düşen vazifelerde gayret içinde olmalıdırlar. Çözüm odaklı ve hedefe yönelik her çalışma ülkenin ekonomik bağımsızlığına destek olacaktır.
İhracata İlk Adım Programı
Aslında sözü getirmek istediğim nokta, yukarıda önemle altını çizmek istediğim ekonomik bağımsızlığın ön cephesinde mücadele eden işletmeler, onlara verilen destek ve çabalardır.
Ülkemizde kendi alanında çok başarılı olmuş ve olmaya devam eden İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 2005 yılından beri Küçük Orta Büyüklükteki İşletmelere (KOBİ) İhracata İlk Adım Programı (İİAP) çerçevesinde vermiş olduğu destek ve katkıdan bahsetmek istiyorum.
Ülkemizde ki girişimci ve işletmelerin %99,8’inin oluşturan, sayıları yaklaşık 3,5 milyona yaklaşan KOBİ’lerin ihracatçı olmaları ve yeni pazarlara açılmalarına katkıda bulunmak amacıyla bu programdan bugüne kadar 286 firma yararlanmış, yaklaşık 32 milyon dolar ihracat gerçekleştirmişlerdir.
İTO’nun 14. Etap bu önemli programına katılmak için son başvuru tarihi 25 Mart 2022 olup, şartlar ile ilgili bilgi almak ve kayıt olmak için ilgili link aşağıda paylaşılmıştır.
İİAP programı, iç piyasaya bağımlı kalmamak, riski dağıtmak, 85 milyonluk bir pazardan 8,5 milyarlık, 230 ülkeden oluşan, dış ticaret hacmi 28 trilyon dolar olan küresel dünya pazarına açılmanın yolunu göstermektedir. Program, ihracatçı olabilmek için gerekli koşulları; kurumsallık, küresel pazar araştırması, dış ticaret eğitimi –ödeme ve teslim şekilleri, bankacılık, sigorta, lojistik, vb.- süreçler ile ilgili katkıları, konusunda uzman dış ticaret danışmanları ile firmalara giderek sunmaktadır.
Küresel gelişmeler ve fırsatlar
Uzun süredir devam eden pandemi, dünyada petrol fiyatının yükselmesi, Rusya-Ukrayna savaşı vb. gelişmeler küresel dünya pazarlarında sıcak gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Bu önemli gelişmeler batıda (Amerika, İngiltere, Avrupa Birliği) ikinci dünya savaşı sonrası kurulmuş/konuşlanmış küresel güç merkezlerinin (IMF, Dünya Bankası, NATO, FED, Dünya Ticaret Örgütü, BM, AB, Derecelendirme-kredi kuruluşları vb.) yer değiştirmesine, yeni güç merkezlerinin oluşmasına, tedarik zincirinde aksamalara yol açmıştır.
Bütün bu gelişmeler küresel dünya pazarı kilitleme noktasına getirmiş, küresel ticaret yeni pazarlar, yeni tedarik zinciri arayışına girmiştir.
İşte bu noktada ülkemiz gerek jeostratejik, gerek jeopolitik ve gerekse ekostratejik açıdan bulunduğu konum itibarı ile süreci iyi değerlendirdiği takdirde küresel bir güç olma fırsatını yakalayacaktır.
İhracat için atılması gereken adımlar
- Krizler aynı zamanda fırsatları da doğurur, unutmayalım. Geçtiğimiz yıl pandemi ve dünyadaki ekonomik krize rağmen ülkemizde yüz bin ihracatçı yanında yaklaşık 31 bin yeni ihracatçı 7 milyar dolar ihracat gerçekleştirmişlerdir.
- Dünyada yükselen ve geleceğin sektörleri olarak bakılan; İletişim, bilişim, e-ticaret, ihracat, finans, enerji, otomotiv, güvenlik, sağlık, ilaç, kimya, lojistik, teknoloji, yapay zekâ, gıda ve tarıma büyük önem verilmeli, desteklenmelidir.
- Teknolojinin ihracattaki %3 olan payı OECD ortalaması olan % 20’lere mutlaka yükseltilmelidir.
- İhraç girdilerindeki %60-65 ithal girdilerin mutlaka yerli üretime dönüştürülmesi gerekmektedir.
- Yerli üretimde, istihdam sağlayan, katma değer yaratan ürünlere ve aynı zamanda parasal değer yaratan teknolojik ürünlere ağırlık ve destek verilmelidir.
- Mutlaka istikrarlı bir döviz politikası yürütülmelidir.
- Firmalar/işletmeler kurumsallaşma yönünde büyük ve radikal adımlar atmalıdırlar. Yoksa küresel dünya pazarlarında rekabet etme ve tutunma şansını yitirirler.
- Unutmayalım, 2021 yılında ülkemizin dünyada %11 büyüme oranını yakalamasında ihracatın payı %5 olmuştur.
- Ekonomik bağımsızlık için şu bir gerçektir ki; Ülkemiz ve işletmeler için ihracat bir tercih değil artık zorunluluktur.
…………………………….
İTO-İİAP 14. Etap, Bilgi ve Müracaat Linki;
https://www.ito.org.tr/tr/etkinlikler/detay/ihracata-ilk-adim-programi