Ekonomide yavaşlama sinyalleri, finansal baskılama, borsa performansı
Güçlü ISM, PMI ve istihdam verileri sonrası şahin Fed beklentileri güçlenirken hisse senedi ve tahvil piyasaları çelişkili sinyaller veriyor. Hisse senedi piyasaları ekonominin açılmasına ve büyümeye duyarlı havacılık, enerji, demir-çelik hisseleri öncülüğünde yükselişle bardağın dolu tarafını görmeye devam ediyor. Tahvil piyasaları ise tersine dönen verim eğrisi ile ekonomide durgunluk ihtimalinin artışını fiyatlıyor. Biz geleneği bozmayarak bardağın dolu tarafını gören tarafta olmaya devam ediyoruz.
Açıklanan rakamlar Rusya yaptırımları nedeniyle ABD büyümesindeki yavaşlamanın sınırlı olduğunu gösteriyor. ABD ekonomisi şubat ayına göre bir parça hız kesse de arka arkaya 22 aydır güçlü büyümesini sürdürüyor. Şubat ayına göre sınırlı yavaşlama talebin zayıflamasından çok, arz yönlü kesintiler nedeniyle gerçekleşiyor. Çin'in sıfır tolerans nedeniyle üretim merkezlerinde bölgesel kapatmaya gitmesi ara malı temininde gecikmelere yol açıyor. Ancak salgının etkisinin azalması ve ekonominin açılması büyümeyi desteklemeyi sürdürüyor.
Emek piyasası arka arkaya 11 aydır 400.000'in üzerinde iş yaratarak güçlü seyrini devam ettiriyor. İşsizlik oranı yüzde 3,6 ile pandemi öncesi seviyelere yaklaşıyor. Toplam istihdam halen Şubat 2020 seviyesine göre 1.6 milyon kişi geride. Ekonominin açılmasına duyarlı havacılık, otel, restoranlarda istihdam son aylarda hızla artmasına rağmen pandemi öncesine göre halen daha düşük. Perakende sektörü ise pandemi öncesi seviyeleri yakalamış durumda. İşgücüne katılımdaki artışta enflasyonun yükselişi nedeniyle emek piyasasına geri dönen emekli sayısındaki artış da etkili. Ortalama yıllık ücret artışı yüzde 5,6 ile önceki aya göre artsa da, yüzde 8,0'e yaklaşan enflasyonun gerisinde kalmayı sürdürüyor.
Güçlü istihdam verisi sonrası Fed'in mayıs ve haziran aylarında toplam 100 baz puan faiz artıracağı beklentisi hakim görüş haline geldi. Faizlerin 2023 yılı sonuna kadar 250 baz puan artış ile yüzde 3,0 seviyesine yükseleceği fiyatlanıyor. 2 yıllık tahvil faizi yüzde 2,46 ile 2007 yılından beri ilk kez 30 yıllık tahvil faizinin üzerinde. Verim eğrisinin tersleşmesi ekonominin orta vadede durgunluğa girme riskinin arttığını gösteren önemli bir gösterge.
Tahvil ve hisse senedi yatırımcıları ayrı dünyalarda mı yaşıyor? Borsa yatırımcısı şahin Fed sinyallerine ve yüksek çarpanlara rağmen hisse senedi almaya devam ediyor. Buna karşın tahvil fiyatlamaları durgunluk riskinin arttığını gösteriyor. Geçmiş veri ters verim eğrisinin durgunluğu tahmin etmek için genelde iyi bir sinyal olduğunu gösteriyor. Ancak sinyalin gelmesi ile ekonominin durgunluğa girmesi arasındaki süre iki yılı bulabiliyor. Aradaki sürenin uzun olması durumunda hisse senedi piyasaları tahvile göre kısa vadede daha iyi performans gösteriyor.
Tarih kendini tekrar edecek demiyoruz. Ancak duruş olarak hisse senedi yatırımcısına daha yakınız. Enflasyonun yükseldiği, faizlerin suni olarak düşük tutulduğu bir dönemde olmamız bu görüşü destekliyor. Uzun dönemli faizler son dönemdeki artışa rağmen halen cari enflasyonun 5-6 gerisinde. Geçmiş veri reel faizin eksi olduğu dönemlerde hisse senedinin genelde daha iyi getiri sağladığını gösteriyor.
Fed'in faiz artışında aşırıya gidip büyümeyi öldürmediği bir senaryoda kısa vadede hisse senedi piyasasının tahvile göre güçlü olmaya devam edeceğine inanıyoruz. Ekonomide arz yönlü kesintiler ve artan jeopolitik riskler nedeniyle tahvil ve hisseden oluşan bir portföyün optimal bir denge sağlayamayacağına inanıyoruz. Doğrudan emtianın ve/veya emtia üreticisinin ağırlığının artırılması ile çeşitlendirilen portföylerin getiri / risk ilişkisinin iyileştirilebileceğine düşünüyoruz.
Coğrafi yakınlığı, Rusya ve Ukrayna ile güçlü ekonomik ilişkileri nedeniyle Türkiye ekonomisi jeopolitik risklerdeki artış karşında ABD kadar şanslı değil. Mart ayı PMI rakamları savaşın ve Batının yaptırımlarının Türkiye ekonomisi üzerinde ilk işaretlerini ortaya çıkardı. PMI endeksi 49,4 ile son on aydır ilk kez 50 eşik seviyesinin altına geriledi. Yavaşlama eğilimi mart ayında birden bire ortaya çıkmadı. Üretim alt kalemi 4 aydır, siparişler 6 aydır gerileme eğiliminde. Ancak savaş enflasyonist baskıları ve tedarik zincirindeki zorlukları artırarak imalatçıların hayatını zorlaştırıyor. Kimya, plastik, kara ve deniz taşıtları güçlü kalan az sayıda sektör arasında yer alıyor. Metalik olmayan mineral ürünler, tekstil, makine ve metal ürünler yavaşlamada başı çekiyor.
Ekonomide yavaşlama ve fiyatlarda yükseliş eğilimini gösteren verilere rağmen Türkiye hisse senetlerine yönelik risk iştahında bir bozulma yok. Enflasyonun yükselmeye devam ettiği ve reel faizlerin eksi yüzde 25'e gerilediği bir ortamda Türk lirası sabit getirili varlıklardan kaçan yerleşik yatırımcılar hisse senedi alarak servetini korumaya çalışıyor. Rusya Ukrayna savaşının yıkıcı etkilerine, yabancı yatırımcının istikrarlı satışına rağmen MSCI Türkiye sene başından beri yüzde 12 dolar bazında getiri ile en iyi gelişmekte olan Avrupa ülkesi konumunda.
Lafı çok uzatmadan toparlayalım. Şahin Fed'e ve tahvil piyasasından gelen ayı sinyallerine rağmen dünya borsalarındaki yükselişin kısa vadede devam etmesini bekliyoruz. Türkiye ekonomisindeki yavaşlama işaretleri ABD ve Avrupa'ya göre daha belirgin. Buna karşın finansal baskılama dünyaya göre daha vahşi, ekonomi politikaları daha genişleyici ve değerlemeler daha ucuz. Bu yüzden Borsa İstanbul'daki yükselişin de devam etmesini bekliyoruz. 2021 Aralık ayı öncesinde olduğu gibi enflasyonun, kurun ve borsanın birlikte yükseldiği bir dönem öngörüyoruz.