Ekonomide sonbahar idare eder de kış zor geçecek
Salgınla birlikte yaşanan sert düşüş sonrasında bu yıla dair yüksek beklentilere giren Türkiye ekonomisi, aşı ve açılmalar sayesinde biraz daha rahatlamış görünüyor. Ancak Mart’ta Merkez Bankası başkanının değişiminin olumsuz etkileri hala sürüyor.
İlkbahar aşı umudu, yaz ise 400 günlük kapanmanın ardından toparlanma süreci derken, sonbahar kapıya dayandı. Ucundan sezonu yakaladığımız turizm ve tüm olumsuzluklara rağmen iyi giden ihracat, sonbaharda işleri idare edebileceğimizi gösteriyor.
Ancak asıl etki; kış aylarında görülecek. Portföy hareketlerine bakıyoruz; yabancı yatırımcı, 13 Ağustos haftasında 78 milyon $’lık hisse alırken 45 milyon $’lık tahvil satmış. Ülkemizden en fazla haftalık yabancı portföy çıkışı Mart’ta Guvernör Naci Ağbal’ın azledilmesiyle gerçekleşmişti. Yabancısız geçireceğimiz kışta finans dünyası hayli zorlanacaktır.
Şartları zorlaştıracak gelişmeler
1-Petrol, faiz, emtia fiyatları kıpır kıpır ve bu da dış etkenleri güçlendiriyor.
2-Enflasyon tırmanışta, gıdaya kış geliyor, siyasi ortam gerginliği de iç etkenlerimiz.
3-İhracata konu mal üretmede sıkıntılar yaşanıyor. Chip, stratejik hammadde, sünger, kereste, stratejik kimyasal gibi üretim gereklerinin tedarikinde sıkıntılar var.
4-İşsizlik toplumsal gerilimi artırabilir, yarının işsizlerini depoladığımız üniversiteler de huzursuz.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Merkez Bankası önümüzdeki son bahar ve kış aylarında nasıl bir strateji izler?
Doların seyrine ve enflasyonun gidişatına göre hareket eder. Faiz indirmesi gelecek yıla kalır. Eğer indirirse yeni bir dolarizasyon rallisi başlar. Faizi arttırma gündeme gelir ve her PPK toplantısında bizler, faiz inecek mi çıkacak mı kısır döngüsüyle oyalanırız.
Ekonomide soğuk kış günlerine hazırlıklı görüyor musun Türkiye’yi? Neler yapılabilir?
Hukuk reformu fos çıktı, yabancı yatırımcı sıcak para ile dahi zor geliyor. Kamuda tasarruf adımı da yürümedi. Doğalgaz ve elektrik zamlarının faturalara yansıyacağı aylara giriyoruz. Bütçe disiplini bozulmuş olarak gireceğimiz kış ayında ekonomide ne bir paket beklentisi ve hazırlığı ne de olası dış şoklara karşı tedbir söz konusu değil. Umudumuz, ihracatçılarımızın ve turizmcilerimizin mucizelerinde…
İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM ÜRETMELİYİZ
İşsizlik, ekonomide çok özel bir sorundur. Zira sosyal soruna dönüşme istidadındadır. İşsizlik için bu yıl hiçbir şey yapmadık. Zaten Temmuz’da açılan ekonomide istihdam artışları sınırlı kaldı. İşsizlik, tanımlarıyla oynanarak düşmüş gibi gösterildi. “İş beğenmiyorlar” söylemi, iktidarın da işine gelenlerin de resmi söylemi oldu.
Yapılması gerekenler, tarımda kamu projeleri yaratmak ve gençleri bu alanlara yönlendirmek… Ekonomideki %5 üzeri büyümeyi, her şeye rağmen en az 5-6 çeyrek daha sürdürebilmek. Ancak bu sayede işsizleri azaltabiliriz.
Ayrıca hiçbir değer üretmeden ATM’lerden para transfer ettiğimiz 13,5 milyon kişiyi, üretime yönlendirecek projeler üretmek gerekecek. Aksi halde zaten zor şartlarda çalışanlar, bunların yüzünden günde 2 saat ilave mesai yapıyordur.
Sorun şudur; projesiz, öyküsüz, yatırımsız, yarınsız bir ülkede, işsizlik neden düşsün ki?