Ekonomide makro gündem…
Selçuk Turgay AZAK
Vergi Müfettişi – Ekonomist
Yazımıza dış ticaret istatistikleri ile başlamak istiyoruz. Ticaret Bakanlığı 2 Temmuz’da 2022/Haziran dönemine ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı. Söz konusu verilere göre ihracat, haziran ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 18,5 artarak 23 milyar 395 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu değer, tüm zamanların en yüksek aylık ihracat verisi olarak kayıtlara ve tarihe geçti. Bu, ülkemizin ihracat temelli bir ekonomik patikada olduğunun göstergesidir. Ayrıca yılın ilk altı ayında ihracat toplam 125 milyar 864 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu kapsamda yıl sonunda 250 milyar dolar ihracat hedefi aşılıp, 300 milyar dolara doğru bir hareket gerçekleşebilir. Ancak küresel siyasi, askeri ve ekonomik gelişmeler çerçevesinde uluslararası piyasalardaki belirsizlik ortamı ve iyimser olmayan beklentiler enerji ve emtia fiyatlarında yukarı yönlü dalgalanmalara yol açarak ithalatımızın da artmasına yol açtı. İthalat da bu dönemde yüzde 39,6 artarak 31 milyar 555 milyon dolara yükseldi ve ithalatta ilk sırayı enerji ürünlerinden dolayı 5 milyar 66 milyon dolarla Rusya aldı.
Malum hem ulusal hem de küresel ekonomi gündemlerinden biri enflasyon… Enflasyonun yüksek seyretmesinin perde arkasındaki iki sebebe değinmek istiyoruz. Bunlardan birincisi daha önceki yazımızda ifade ettiğimiz üzere fiyatların daha da artacağı beklentisinin talebi canlı tutması ve bu durumun daha da fiyatları yukarı yönlü baskılamasıdır. Bu talep artışının da üreticiyi fiyat artırma yönünde teşvik etmesidir. Bu duruma ‘Çıkar enflasyonu’ şeklinde isimlendirme yapmıştık. İkinci sebep olarak ise, imalat sektörünün en önemli girdi kalemlerinden biri olan enerji ürünleri dünya fiyatlarının yükselmesi maliyet artışlarına sebebiyet vermiş, bu artışlarda ister istemez nihai emtia fiyatlarına yansıtılmıştır.
Turizm… Turizm faaliyetlerden elde edilen döviz, ülkemizin cari işlemler hesabının finanse edilmesi için önemli bir kaynak olma özelliğine sahiptir. Turizm faaliyetlerinden gelen haberler gayet iç açıcı… Türkiye Otelciler Birliğinin yayımlandığı istatistiklere göre 2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 207,1 artış göstererek 11.301.602 şeklinde gerçekleşmiştir. 2022 yılı Mayıs ayında ise ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 308,48 artış göstermiştir. Ayrıca Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı verilere göre turizm geliri Ocak, Şubat ve Mart aylarından oluşan yılın birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 122,4 artarak 5 milyar 454 milyon 488 bin dolar olarak gerçekleşmiştir.
Ekonomi yönetimi tarafından benimsenen düşük faiz politikası kapsamında amaçlanan reel ekonomiyi düşük maliyetle finanse ederek yatırım, istihdam, üretim ve büyüme sürecini canlı tutmaktır. Bu kapsamda düşük faiz ile elde edilecek finansman kapsamında söz konusu kredi kaynaklarının enflasyon doğuran talep tarafı yerine üretim sahalarına aktarılması için selektif kredi politikasına yönelik adımlar atılmıştır. Bununla ilgili BDDK tarafından tüketici kredilerine yönelik vade kısaltma kararı, Banka ve sigorta muameleleri vergisinin artırılması tüketici kredi artışlarının hızını azaltmaya yönelik hamleler olarak ifade edilebilir. Diğer taraftan düşük faizli finansmanın doğru kanala yönlenebilmesi yani söz konusu kredilerin döviz talebine dönüşmemesi ve reel yatırım kanalına yönlendirilmesi için belli bir miktar yabancı para portföyüne sahip şirketlerin Türk lirası cinsinden krediye ulaşmasının zorlaştırılmasına yönelik birtakım kararlar alınmıştır.
Son makroekonomik performans verileri nezdinde enflasyon oranlarının yüksek seyretmesinden dolayı Türk lirası cinsinden varlıklara yatırımı cazip hale getirmek için Türk lirası cinsinden açılan vadeli mevduat hesaplarından elde edilen faiz geliri için stopaj desteği, kur korumalı mevduat ve gelire endeksli borçlanma senetleri gibi enstrümanlar uygulamaya konulmuştur.
Sonuç olarak ihracatta, ekonomik büyümede ve turizm gelirlerindeki artış olumlu bir makro ekonomik görünüm ortaya koymakta; ancak enerji fiyatlarından dolayı ithalattaki artış ve enflasyon oranının yüksek seyretmesi döviz kuru üzerinde baskı oluşturmakta, büyümenin tabana yayılmasını ve istihdama dönüşmesini engelleme riskini ortaya çıkarmaktadır. Fakat üretim artışının hızlanması suretiyle arz kaynaklı enflasyonun zayıflama ihtimali, enflasyonda baz etkisi ve üretimin ihracata olumlu katkısının hızlı bir şekilde makro ekonomi havuzuna dahil olması durumunda fiyatlardaki bozulma ve döviz kurundaki yukarı yönlü hareket zayıflayabilecektir.