Ekonomi yönetiminin itibarı büyüdü mü, şişti mi?
Türkiye; üçüncü çeyrekte (Temmuz, Ağustos, Eylül) %6,7 büyüdü. 1 Haziran’da açılan ekonomide kredi patlaması, perakende, konut ve otoya hücumun da etkisiyle %5 civarı bekleniyordu. Peki, gerçekten büyüdük mü yoksa şiştik mi?
Öncelikle baz etkisinden söz edebiliriz. Baz etkisi, geçen dönemin düşük rakamı esas alındığında oluşan büyüme yansısıdır. Ancak baz ile gelen güzle gider ve etki çabuk kaybolur. Gerçek büyümenin, eninde sonunda ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Bekleyip, göreceğiz.
Benim dikkat çekmek istediğim; büyümenin niceliğinden ziyade; niteliğidir. Detayına bakıyoruz; salgın yüzünden barajlanmış talepler, otoya, konuta ve tüketime yönelik hane halkı harcamalardan gelen %8,2’lik artıştan büyümeye 5,37 puanlık katkı g elmiş. Tüketerek büyümüşüz yani…
Peki, yatırımlar? Geçen yıla göre %22,5 artış var. Büyümeye gelen; 5,20 puan. Yatırımlar 2019’da %14 küçüldüğünden baz etkisi ile bu rakama ulaşılıyor. Özetle; küçülmeden gelen telafi bu...
Ya ihracattaki %22,4’lük düşüş? Bu da büyümeden 5,96 puan siliyor. Zira ihracatta salgın hasarı var. Özetle; yatırımın baz etkisi katılmadığında, gerçek büyüme %1 civarında iken gerisi; tüketim yüzünden şişme gibi görünüyor.
Ekonomi tepe yönetimine yüksek kredi ile gelen ekip, ilk başarılı sınavını 19 Kasım’da vermişti. Ancak TÜİK’in son açıkladığı büyüme rakamları; bu itibarı büyüttü mü yoksa şişirdi mi; göreceğiz…
KARNI ŞİŞİREN BEBEK DEĞİLSE GAZDIR
Büyümek için büyümek, kanserli hücrenin ideolojisidir. Ancak büyüme ile şişmenin de karıştırılmaması gerekir. Karın, büyümeyi temsil eden bebek ile de şişer, gaz ile de…
Eğer reel ekonomiyi temsil eden doğum yoksa çeyrek rüzgârdan esen yelle biriken gaz, başka bir çeyrek; yel olur, uçar gider… Umulur ki gerçekten büyümüş olalım zira buna çok ihtiyacımız var.