Ekonomi seçimlere kadar böyle mi yönetilecek?
“Enflasyon”, “hayat pahalılığı”, “yaşam maliyetinde artış” her ne şekilde ifade edersek edelim fiyatlar hızlı ve serbest yükselişini sürdürüyor. Ekonomi aktörleri işçi, memur, emekli, tüccar, sanayici, ihracatçı, çiftçi, geldiğimiz çok yüksek enflasyon düzeyiyle mücadelenin; ancak tüm kesimlerin desteğiyle, derin siyasi kutuplaşmayla değil, ancak geniş uzlaşmayla mümkün olduğunu görüyor ve biliyor.
Yaklaşan seçimler öncesinde kimse iktidardan enflasyonla bütüncül mücadele adımı beklemiyor. Fakat, siyasi kutuplaşmanın, gerginliğin seçim kaygılarıyla tırmandırıldığı her gün seçim sonrasında mutlaka girişilecek ekonomik mücadelenin maliyetini biraz daha artıyor.
Fiyatlar serbest yükselişte ve bunun en büyük nedeni tek başına dünyadaki enflasyon dalgası değil. Ekonomimizin yapısal sorunları ve atılan yanlış adımların yarattığı etki, enflasyon ve kur artışlarındaki hızın belirleyicisi. Ekonomi yönetimimiz ve iktidar sözcüleri dışında enflasyonun “geçici” olduğunu düşünen pek kalmadı dünyada. En son Avrupa Merkez Bankası da enflasyonla mücadelenin zaman alacağını özeleştiri yapar gibi açıkladı. Adımları dikkatle izlenen 50 dolayında merkez bankası faiz artırımına gitti. Enflasyonla bütüncül bir mücadeleye girişmediğimiz, seçimi düşünerek siyasi atmosferi gerdiğimiz her gün, yüksek enflasyondan kurtulma maliyetimiz biraz daha artacak. Gelecekte enflasyonla mücadele programının desteğine dayanması zorunlu tabanın dar ve sabit gelirlilerden, sermaye sahiplerine kadar genişlemesine duyulan ihtiyaç her gün biraz daha fazla hissedilecek.
Yeni ekonomik kararlar
Enerji ve akaryakıt zamlarının vatandaşları “hayrete düşürme” rekorlarını yeni zirvelere taşıdığı, döviz kurlarının yeniden hareketlendiği günlerde ekonomi yönetiminden gelecek yeni kararlar merakla beklendi. Alınan kararları vatandaşlara doğrudan etkisini dikkate alarak, “hazineye borç verebilecek kapasitedeki vatandaşlara ‘getiri’ garantili yeni bir iç borçlanma aracı sunmak, makro ihtiyati tedbirler kapsamında vatandaşların ihtiyaçlarını karşılama amaçlı tüketici kredileri ile kredi kartı harcamalarının sınırlanması” şeklinde özetleyebiliriz.
Pazarda kredi kartı kullanmak zorlaşacak
Bireysel borçlanmayı kısarak iç talebi denetim altına almayı amaçlayan adımlar, -örnek olarak kredi kartı asgari ödeme tutarının borcun yüzde 40’ına yükseltilmesi- temel ihtiyaçlarını kredi kartıyla karşılayan vatandaşları zorlayacak. Düşen alım gücü ve yüksek fiyatlar nedeniyle vatandaşların semt pazarlarında nakit parayla sebze-meyve alışverişi yapamaz duruma gelmesiyle pazarda POS cihazı kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştı. İstanbul Pazarcılar Odası Başkanı Mesut Şengün’ün Nisan ayında yaptığı şu açıklamayı hatırlamakta yarar var: “Artık sayı ile meyve sebze alınıyor. Biz de müşteriyi markete kaptırmamak için POS cihazına geçtik”
TBMM tatili öncesi e-ticaret yasa teklifini görüşür mü?
TBMM, Temmuz ayında başlayacak yasama tatili öncesinde çok yoğun mesaiye hazırlanıyor. Hatta yoğun çalışmanın 12 Temmuz’da bitecek Kurban Bayramı tatili sorasındaki birkaç güne bile sarkabileceği konuşuluyor. Meclis bu haftadan itibaren daha önce sunulmuş bulunan yargı paketi, kamuoyunda ‘dezenformasyon yasası’ olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik öngören kanun teklifi, İstanbul Finans Merkezi Kanun teklifi, Sağlık çalışanlarının özlük haklarını iyileştirecek düzenlemeyi gündemine alabilir. 3600 ek göstergeye ilişkin yasal düzenlemenin de Temmuz ayından önce Meclise sunulacağı Cumhurbaşkanı tarafından açıklanmıştı. Daha önce yazdığımız gibi AK Parti kulislerinde TBMM gündemine geleceği dillendirilen Ek bütçe konusunda, CHP de harekete geçti ve ek bütçenin gerekliliğini yansıtan bir rapor hazırladı. Döviz kurları ve enflasyondaki artış, memur ve emekli maaşlarında Temmuz ayında yapılacak iyileştirmeler, kur korumalı mevduat hesabının Hazine’ye getireceği yükün “ek bütçe” gerektirdiği hem iktidar hem de muhalefet cephesinde değerlendiriliyor.
Bu arada kamuoyunda ve ilgili çevrelerde uzun süre tartışılan e-ticaret düzenlemesiyle ilgili olarak Ticaret Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı yasa teklifinin tamamlanmak üzere olduğu bilgisini aldık. Tatil öncesi yasama sürprizi olarak e-ticaret düzenlemesini de TBMM gündeminde görebiliriz.
AB vizelerinde hızlanan ‘RET’ artışı tartışılıyor
“Türkiye, acaba AB tarafından resmi yaptırım olarak tanımlanmamış bir tavırla mı karşı karşıya?” sorusu artık her yerde tartışılıyor. Her gün yılların alışkanlığıyla AB ülkelerine rutin vize başvurusu yapan onlarca iş insanı, gazeteci ve vatandaşlardan gelen vize ret şoku haberleriyle karşılaşmaya başladık. Vize retlerinde bugüne kadar izlenmemiş artış var. Gazetemiz yöneticileri ve çalışanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda vatandaşımız, yıllardır sorunsuz ilerleyen vize işlemlerinin şimdi neden birden tıkanmaya başladığını anlamaya çalışıyor. Türkiye’nin önemli ticaret ortağı, karşılıklı derin ilişkilerin bulunduğu ülkelerin de bu tutum değişikliğinin içinde görülüyor olması hayretle karşılanıyor. Benzer şekilde ABD’nin de Türk vatandaşlarının vize randevuları için gelecek yıla gün vermesi yadırganıyor. Dışişleri Bakanlığımız her zaman olduğu gibi bu gelişmeleri dikkatle not ediyor ve değerlendiriyor.