Dünyada her şey daha iyi olacaktı hani?
Financial Times gazetesinin siyaset yorumcusu Gideon Rachman, dünyamızın son 30 yılda nereden nereye geldiğini tartışan son yazısına, 30 yıl önce popüler olan ve zamanın ruhunu yansıtan “Her şey daha iyi olacak” (Things can only get better) şarkısını hatırlatarak başlıyor.
Gerçekten de Berlin Duvarı’nın yıkılması sonrasında, dünyada savaş döneminin sona erdiği, barış içinde ekonomik kalkınmanın hızlanacağı ve kapitalizmin küresel bir sistem haline geleceği, liberal demokrasinin etki alanının genişleyeceği, ırk ayrımının ve İsrail ile Filistin’in arasındaki çatışmanın sona ereceği bir dünyada yaşama umudunun yeşerdiği bir döneme girildiği izlenimi yaygındı 30 yıl önce.
Yeni roller ve yükselen riskler
Gideon Rachman bugün 30 yıl önce hayali kurulan dünyadan çok farklı bir dünyada yaşamakta olduğumuzu ve 1990’lara damgasını vuran barış havarilerinin, demokratların, küreselleşme savunucularının yerini milliyetçilerin, savaş cazgırlarının ve komplo teorisi tacirlerinin aldığını belirterek yükselmekte olan risklere dikkat çekiyor.
Rachman’ın önümüzdeki döneme damga vurmasını beklediği gelişmelerin başında Rusya’nın Ukrayna’ya karşı açtığı savaşta inisiyatifi ele geçirme olasılığının artması geliyor. Putin’in Rusya’da savaş endüstrisini daha da gelişitirdiğini, buna karşılık Batı dünyasının Ukrayna’ya sağladığı desteğin zayıflama belirtileri gösterdiğini belirterek bu durumun dengeleri Rusya’nın lehine bozabileceğini belirtiyor Rachman.
İsrail’in, Hamas’ın gerçekleştirdiği saldırıyı gerekçe göstererek Gazze’de başlattığı askeri harekatın Ortadoğu’yu bir çatışma alanına çevirme riskinin artabileceğine de dikkat çekiyor Rachman.
ABD’de başkanlık seçimi var
İsrail’in insafsız ve insanlık dışı saldırısına destek veren ABD Başkanı Biden’ın tam bir yıl sonra yapılacak başkanlık seçiminden galip çıkma şansı şu an için yüksek görünmezken Trump’ın yeniden başkan olma şansının artmasını da dünyanın geleceği açısından bir risk faktörü olarak görüyor Rachman.
Rachman, ABD yönetiminin şu ya da bu nedenle zaafa düşmesini bekleyen Çin lideri Şijinping’in Tayvan üzerindeki iddialarını gündeme getirmek için fırsat kolladığını de belirtiyor Rachman.
İklim değişikliği gündemden düştü mü?
Gideon Rachman önümüzdeki ay Dubai’de yapılacak olan COP28 zirvesinde gelecek için umut verecek önemli bir karar alınmasının da zor göründüğünü belirtiyor. Jeopolitik çatışma riskinin yayılarak yükseldiği bir dünyada iklim değişikliği tehdidini azaltacak belirleyici karararların alınması güçlü bir olasılık olarak görünmüyor.
Yapay Zeka’nın yaratacağı riskler
Bunların yanısıra Gideon Rachman’ın bu yazısında değinmediği küresel riskler de var. Bunlar arasında Yapay Zeka’nın(AI) yaratabileceği riskler öne çıkıyor.
Yapay Zeka’nın yaşantımızı temelden değiştirebilecek bir buluş olması nedeniyle, ancak devlet gözetimi ve denetimi altında gelişmesine izin verilmesi eğilimi şimdilik ağır basıyor gibi görünüyor ama şu gerçeği de unutmamak gerekiyor. Son 30-40 yılda yaşananlar, teknolojideki atılımlar bu atılımlara öncülük edenlerin daha önce tarihte benzeri görülmemiş bir hızla sermaye birikimi yapmasına yol açtı ve bu engellenemedi.
Yapay Zeka’nın hayatımıza nasıl gireceğini yakından izlememiz gerekecek her halde.