Dünyada dezenflasyon, Türkiye’de enflasyon

Erhan ASLANOĞLU
Erhan ASLANOĞLU Ekonomi ve Piyasalar

Enflasyon bir numaralı sorunumuz olmaya devam ediyor. Sürpriz değil ve beklenen bir durum. Zaten yüksek enflasyon ile yaşamaya çalışırken son birkaç ayda enflasyonu yaratan tüm dinamikler güçlü bir şekilde devreye girdi. Döviz kurlarında yaşanan sert artış, yüksek oranda vergi artışları, kesinlikle yeterli oranda olmasa da ücret artışları ve devam eden negatif reel faiz ve artan enflasyon beklentileri ile soğuyamayan ekonomi Temmuz ayında yüzde 10’a yaklaşan rekor bir artışla yıllık TÜFE’yi yüzde 50’lere yaklaştırdı. Artmaya da devam edecek.

Para politikasının yönü doğru ama adımları yavaş

TCMB’de uzun süre sonra oldukça gerçekçi diyebileceğimiz bir enflasyon raporu ve tahminlerini yayınladı. TÜFE enflasyonu bu yılsonunda yüzde 58, gelecek yılsonunda yüzde 33 bekleniyor. Piyasa beklentileri bu rakamların üzerinde ve muhtemelen o şekilde gerçekleşecek. TCMB’nin gerçekçi tahminler yapması kadar para politikasında 180 derece dönerek sıkılaşma yönünde adımlar atması da olumlu bir gelişme. Başkan yardımcılıkları ve kurul üyelerinde yaşanan değişimler de doğru politikaların oluşturulabilmesine yönelik güven vermesi açısından pozitif bir gelişme oldu. Çok güçlü dinamiklerle yükselen bir enflasyon varken TCMB’nin doğru yöne yönelmekle beraber atılan adımların ne kadar yeterli olabileceği içeride ve dışarıda piyasaların en önemli gündem maddelerinden birisi olmaya devam ediyor.

Maliyet enflasyonu dinamikleri çok güçlü

TCMB Haziran toplantısı ile beraber faiz arttırımlarına yönelmekle beraber bu adımını küçülttü ve toplamda politika faizini yüzde 17,5 seviyesine getirdi. Politikanın etkinliği ve kredibilite açısından MB’ler güçlü adımlarını baştan atar, sonra küçük adımlara yönelir. Mevcut tablo ve verilen mesajlar küçük adımlara hızla geçildiği ve bundan sonra şimdilik 1-2 küçük adım atılarak durulacağı yönünde. Normal koşullarda MB politika faizinin 12 aylık enflasyon beklentilerinin biraz üzerini hedeflemesi beklenir. TCMB’nin bu yıl ve gelecek yılsonu enflasyon tahminlerini dikkate aldığımızda 12 aylık enflasyon beklentilerinin yüzde 40-45 arasında öngörebiliriz. Politika faizin yüzde 20’ler civarında kalması durumunda uygulanan politikanın sıkılığı ikna edici olamıyor. TCMB kredi faizlerinin politika faizinin çok daha üzerine çıkabilecek bir kapıyı faiz tavanındaki katsayılara karşılık menkul kıymet tesis oranı değiştirerek sağladı. Yüzde 15’lerde olan ticari kredi faizleri yüzde 25’lere geldi. Buna karşın, yüzde 40’ları aşan mevduat faizleri yüzde 25-30 arasına geriledi. Mevcut durumda sadece ihtiyaç ve tüketici kredileri yüzde 45 seviyelerine gelerek enflasyon rakamları ile daha uyumlu görünüyor. Otomobil ve konut kredileri de yüzde 35-40 bandında. Bu adımlar tüketim talebini kısmen geriletebilir, talep enflasyonunun düşmesine destek olabilir. Ticari kredi piyasasını sınırlı olarak açabilir ama tasarruf sahibinin TL cinsinden tasarruf yapmasını desteklemez, desteklemiyor. KKM ve DTH’larda artış görüyoruz. Mevcut politika çerçevesi, talep enflasyonu ile mücadelede kısmen başarı sağlayabilir ama negatif reel faiz üreten TL tasarruflar ile kur, ücret ve vergi artışlarının yarattığı maliyet enflasyonuna karşı güçlü duramaz görünüyor.

Enflasyon maliyetsiz düşmüyor

TCMB’nin TL tasarrufları cazip kılacak yeni araçlar üzerinde çalıştığını öğrendik. Bunun süper bono olmadığını, kamuya yük getirilmek istenmediğini öğrendik. Faizi düşük tutalım, büyüyelim, hazineye yük olmayalım ve enflasyonu düşürelim. Enflasyonu indirirken hiçbir yük almak istemiyoruz ama maalesef bu çok olası değil. Umarım böyle bir araç bulunur ama büyüme ve kamuya yük olmamak öncelik olduğuna göre enflasyon yine en fazla yara alabilecek yer gibi görünüyor.

Küresel piyasalarda pozitif reel faiz dönemi

Biz içeride güçlenen enflasyon dinamiklerinden bahsediyoruz, dünya dezenflasyonu konuşuyor. Son bir yılda gerileyen enerji ve gıda fiyatları ile beraber manşet enflasyon ABD ve AB’de yüzde 9-10’lu rakamlardan yüzde 3-5 seviyelerine düştü. Enerji ve gıda hariç izlenen çekirdek enflasyon da inişe geçti ama daha yavaş hareket ediyor. Yüzde 5’li seviyelerde dolanıyor. Artan jeopolitik gerginlikler ile yükselen enerji ve gıda fiyatları manşette yönü tekrar yukarıya çevirebilir. Bu nedenle başta Fed olmak üzere MB’ler sıkı duruşlarını sürdürüyor. 2008 krizinden sonra sık sık negatif reel faiz ile yürüyen Fed bir süredir pozitif reel faiz dönemine geçmiş durumda. Bundan sonra yeni normal de başta ECB olmak üzere pozitif reel faiz süreci olabilir. Böyle bir durum oluşursa, bizim açımızdan da pozitif reel faiz baskısını arttıracaktır.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar