Dünya turu
Bugünlerde dünya, son zamanlardan olduğundan biraz daha karışık, henüz her şey alt-üst olmadı ama küresel ekonomilerdeki beklentiler hiç de olumlu değil.
Dünya ekonomilerine ilişkin filmi pek başa sarmak istemiyorum ama son dönemin kara bulutları 2019 yılında ülkelerin üzerine çökmeye başladı. Küresel ekonomiler olarak tabir edilen ekonomilerdeki gidişatın her geçen gün daha da kötüye doğru gitmesi ve bu gidişin de son derece istikrarlı olması kriz öncesinin uyarı çanlarını çalıştırdı.
Ekonomistler bu dönemde, ünlü yazar Ernest Hemingway’in “For whom the bells toll - Çanlar kimin için çalıyor” romanının sayfaları arasındaydılar.
Sahi çanlar kimin için çalıyordu?
ABD? Rusya? Çin? Almanya? İngiltere?
Aslında çanlar…
Hepimiz için (Farklı tınılarda olsa da) çalıyordu da, hiçbir ulus bunu tek başına üstlenmedi, pek aldırmadı bu küresel boyuttaki ciddi uyarıya…
2022 yılının hikayesi, 2019 yılından itibaren böyle başladı…
Sonra?
Sonrası malûm…
COVID-19 pandemisi…
Virüsün hızlı yayılması, milyonlarca ölüm, aşılar, bulaşılar, vs.,..
Bu durum 2020 ve 2021 yıllarında da kâh azalarak, kâh artarak ama daha çok da artarak süregeldi…
Dünya ekonomileri ciddi sarsıntılar geçirmeye başladığında, birçok ülkede felaket boyutuna gelinmişti. Yetmezmiş gibi Vladimir Putin yönetimindeki Rusya Federasyonu’nun, Vladimir Zelenskiy yönetimindeki Ukrayna’ya saldırması, iki Vladimir arasındaki anlaşmazlığın iki ülke arasında savaşa dönüşmesinin, birçok ulusun da doğrudan ya da dolaylı yolla savaşa fiilen olmasa bile katılımıyla zaten başı dertte olan dünya devletlerini pek bir güzel karıştırdı.
Sırasıyla; küresel ekonomik problemler + COVID-19 + Rusya ile Ukrayna savaşı.
Dahasına gerek var mı?
Yok tabii…
Ama bütün bunlar az mı?
Tabii ki hayır…
Hep söylenir “Hani bir deprem eksik.” diye. Artık gerek yok; bütün bunlar yeterli. Domino etkisini unutmadan yayılma hızını dikkate almakta yarar var. Bir taraftan CoVid, diğer taraftan ekonomik sıkıntılar, üzerine bir de savaş…
Bu dünya turuna nereden başlasak derken, bu defa hiç düşünmeden ABD çıkış noktamız olsun.
Ama önce dünyanın GSYİH itibariyle sıralamada yer alan ilk on ekonomisine bakalım.
GSYİH itibariyle ilk 10 ülke (trilyon dolar)
Sıra Ülke GSYİH
- ABD 20.89
- Çin 14.72
- Japonya 5.06
- Almanya 3,85
- Birleşik Krallık 2,67
- Hindistan 2,66
- Fransa 2,63
- İtalya 1,89
- Kanada 1.64
- Güney Kore 1,63
_____________________________________
Kaynak: Dünya Bankası 2022 verileri
Yukarıdaki tablo o kadar net ki, üzerinde tartışmayı gerektirmiyor bile.
ABD GSYİH $ 20,9 trilyon ve en yakın takipçisi ÇHC GSYİH $ 14,7 trilyon
Bu koşullar altında ABD’nin ekonomik durumuna öncelikle bakmak, biraz da geniş yer vermek artık farz.
FED Başkanı Jerome Powell’a, ABD Senatosu Bankacılık Komitesi Başkanı Sherrod Brown,
geçtiğimiz hafta içinde bir mektup gönderdi. Mektubun özü merkez bankalarının aslî görevlerini FED Başkanı’na da anımsatmaktı. Bunlar, bilindiği gibi; enflasyonla mücadele ve istihdam hacminin arttırılması. Brown mektubunda Powwll’a, enflasyonu düşürürken faiz argümanını kullanacaksanız faiz artırımını dikkatlice yapınız, istihdam kapasitesini de düşürerek işsizliği arttırmayınız diyordu kısaca. Bu, FED’in para politikasına müdahale değil, ABD Senatosunun bir uyarısı olarak piyasalarda satın alındı.
Diğer taraftan IMF Başkanı Kristalina Georgieva da Reuters Ajansı’na bir röportaj verdi. IMF Başkanı söyleminde, yüksek enflasyon baskısındaki ekonomilerde büyümenin baltalandığını, enflasyonla mücadele ederken faiz artışlarının yapılması gereğini savundu ve faizlerin nötr düzeye gelinceye kadar da bu artışa devam gerekliliğini sözlerine ekledi. ECB (European Central Bank) Avrupa Merkez Bankası 27 Ekim Perşembe günü olası bir faiz artışı açıklaması yapacak. Bu artış öncesi faiz artışlarının enflasyonla mücadelede olumlu etkisi olacağı, bu etkinin de 2024 yılı içinde daha fazla hissedileceği yapılan açıklamada yer aldı.
ABD ekonomisinde durum böyle, aynı kıtanın diğer büyük ekonomisi Kanada ekonomisinde durum nasıl derseniz; dert aynı, argümanlar ve beklentiler de öyle. Ama biz, yine de bir göz atalım.
Kanada’da para politikası uygulamasını sıkı para politikası uygulaması olarak tanımlayalım. Çünkü öyle. Ancak daha da sıkılaşmaya resesyon freni yapılacağı bilgisini de paylaşalım. Kanada Merkez Bankası, resesyon endişelerinin yükselmesine uygun olarak faiz artırımı hızını düşürdü. Ne kadar düşürdü: Bloomberg anketindeki beklenti faizin %4’e çıkarılması şeklindeydi ama uygulama %3,25’ ten %3,75'e çıkarıldı. Kanada Merkez Bankası Başkanı Tiff Macklem’in faiz kararı bu şekilde gerçekleşti.
Bu noktaya kadar konuşmalar şahin diliyle devam ediyordu ancak uygulamanın görülmesiyle beraber Kanada ekonomisinde resesyon endişesi duyulduğu anlaşıldı. Kanada yetkilileri 2024 yılında %3 oranındaki bir enflasyon ile ekonomilerinin yola devam edeceğini öngörüyor ve hedefliyorlar.
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi 14,72 trilyon $ ile ÇHC
Ancak bu büyük ekonomide de yavaşlama sinyalleri veriliyor. Bloomberg endeksi Ekim ayında ekonomide ivme kaybına işaret ediyor. Otomotiv ve gayrimenkul satışlarında yavaşlama, küresel ticaretin zayıflaması, küçük ölçekli şirketlerin güveninde düşüş yaşanması ve benzer gelişmeler Çin ekonomisinin Ekim ayında zayıfladığına dair sinyaller verdi.
Evet, ÇHC’ de ihracat hacmi artıyor olsa da beklenti endeksinde yavaşlama başta olmak üzere göstergelerde bir negatifleşme başladı. Mayıs ayından beri ilk kez Ekim’de bilhassa küçük ölçekli şirketlerin güven azalması önemli ve bariz bir şekilde görüldü. (Yurt içinde talep düşüşü) Çinli yetkililer güven tazeleme konusunda çalışmaya başladılar.
Güven unsurundan bu derece yoğun bahsedince Birleşik Krallık ekonomisine de değinmeden geçmek olmaz diyelim. Başbakan Boris Johnson’ın istifasından sonraki yeni kadın başbakanın ismini daha öğrenmeye vakit olamazken (Liz Truss) Downing Street 10’de yeni bir Başbakan göreve başladı. Hint asıllı, Stanford mezunu Rishi Sunak yeni Birleşik Krallık Başbakanı.
Birleşik Krallık gibi, muhafazakârların yoğun oldukları, geleneklerin her şeyin önünde yer aldığı bir ülkede aynı ay içinde bir Kraliçenin ölümü, yerine Veliaht Prensin Kral olarak seçimi, üç Başbakan ataması süper hızlı bir dönem olarak tarihe geçti. Bu arada özellikle Başbakan sirkülâsyonundaki hız Amerikalı Kredi Değerlendirme Kuruluşlarının, İngiltere ekonomisinin kredi notunu negatife düşürmesine yol açtı. Bu da tarihte pek görülmüş bir değerlendirme değildi.
İngiltere, mali planın açıklanmasını, yani OVP (Orta Vadeli Program) açıklamasını 17 Kasım’a erteledi. Bu, yeni Başbakanın isteğiydi. İngiltere'de yeni Başbakan Rishi Sunak ve Maliye Bakanı Jeremy Hunt'ın orta vadeli mali planı 17 Kasım'da açıklamak konusunda anlaştığı belirtildi. Bu açıklama, İngiltere Merkez Bankası’nın açıklayacağı faiz kararını etkilemesi bakımından önemlidir. Diğer taraftan da merakla beklenen OVP açıklamasının ertelenmesi belirsizliklere dair endişeleri de artırıyor.
Listede GSYİH ölçütünde ilk on sıraya giremeyen Rusya Federasyonu, bir taraftan Ukrayna savaşına devam etmeye çalışırken, diğer taraftan da ülke ekonomisinden kesin çıkma kararı alan iki dev şirketle vedalaşmak üzere. Mercedes Benz ve Zara Rusya pazarından çekilme kararı aldılar. Bu arada doğal gaz satışı konusundaki stratejisi henüz tam net olarak anlaşılamayan V. Putin’in, Avrupa’ya doğal gaz satmaması, kısıtlamalar getirmesi gibi değişik abartılı olasılıklar çerçevesinde stoklarındaki gazı daha ne kadar tutabileceğini, artan enflasyonda Ruble değerini ne derece koruyabileceğini merak etmemek elde değil.
Okurlarımın bir kısmı bilir, zaman zaman bu tür dünya turları yaparak küresel ekonomilerdeki genel gidişatı görmek son derece yararlı olabiliyor, en azından güncelleştirme yapmak adına… Bu yazıdaki turun türüne dikkat ederseniz daha fazla ekonomi-politik yaklaşımlara yer verdim.
Nedeni basit…
An itibariyle, ulus kimliği ayırt etmeksizin, dünya ekonomilerinin neredeyse tamamına yakın büyük bir kısmı benzer ekonomik sorunlarla adeta boğuşuyor. Sağlık sorunları, salgınlar, resesyon, enflasyon, hiperenflasyon, işsizlik, hayat pahalılığı/geçinme zorlukları, vs. vs.,
Bu nedenle ayrıntılara girmeden, kısa ve hızlı bir tur ile basit bir hatırlama-hatırlatma yapmak şimdilik bana daha uygun geldi. İnanın, en ufak bir olumlu gelişme (Hangi ekonomide olursa olsun, ayırt etmeden) olsa tüm detayıyla huzurunuza getireceğim.
Şu sıralar yok…
Ama tabii bu durumun sonsuza kadar sürmesi de söz konusu değil.
Bu bakımdan…
Umutsuzluğa ise hiç yer yok…
____________________________________________________________
Bu yazımda;
DÜNYA Gazetesi (www.ekonomim.com),
Dünya Bankası 2022 Verileri
Bloomberg
HT Bloomberg
CNBC-E
kaynaklarında internette yer alan bilgilerden yararlandım. Teşekkürlerimle.