Dünya ticareti ivme kaybediyor
İktisat teorisi ve politikaları iktisatçılara aitken, iktisat politikaları uygulaması ülkeyi idare edenlere, hükümetlere aittir. Eğer iktisat politikaları başarılı olursa, primini politikacılar alır, olmaz ise bir suçlu aranır, genellikle bunlar da iktisatçılar olur.
Liberal demokrasilerde eğer sistem iyi işliyorsa, hükümetler iktisadi kararları üçlü danışma (hükümet, işçi, işveren) ve de akademisyenlerden oluşan kurullarla birlikte ele alır, sonra uygulamaya geçerler. Bu eğilim kriz sonrası değişmeye başladı, özellikle ABD’de Trump başa geçtikten sonra liberal demokrasilerde de tek adam yönetiminin egemen olmaya başladığı görülüyor. Trump tekil davranmakta ısrarcı oldu, grup dinamiğini reddeden bir tavır takındı. Öyle ki kendi atadığı bakanları, üst düzey yöneticileri görevden aldı.
Trump boşa kürek çekti
Trump, dış ticarette ABD için serbest ticareti savunurken, konu Çin’e geldiğinde birden bire muhafazakar, merkantilist bir tavır içine girdi. Trump adeta kendine liberal bir politikacı kimliği sergiledi. Üstelik bunu çoğu zaman karşı tarafın bunu algılamayacağını sanarak, en azından bu kabulden yola çıkarak yaptı. Trump’un izlediği bu politika sonuçta uluslararası ilişkiler de ticaret savaşını çıkardı. Bunun ABD’ye çok faydası olmadı, ABD’nin ihracatı 2014’den bu yana inişli çıkışlı bir grafik gösterirken, nihayetinde 2018 yılı ihracatı 2014’ün altında kaldı. Bir anlamda Trump boşa kürek çekti.
Kaynak: https://www.census.gov/foreign-trade/balance/c0004.html
Trump’ın bu politikası dünya ticaret hacmini de olumsuz yönde etkiledi. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) verilerine göre dünya ihracatı 2019’a gelindiğinde ilk çeyrekte yerinde sayarken, ikinci çeyrekte yüzde 0.2 azaldı. 2018 yılının son çeyreğin de ihracat yüzde 0.8 azalmıştı. Yani arka arkaya üç çeyrekte ihracat geriye gitti. OECD verilerine göre de durum çok farklı değil. G-20 ülkelerinin ihracatı yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 0.7, AB’nin ihracatı yüzde 1.8 azaldı. Bu dönemde sadece beş ülke geçen yıla göre küçük oranlarla ihracatını artırabildi.
İhracat bir ülkenin GSYH’si için yurt dışı taleptir ve GSYH’yi artırır. Ticaret savaşları sadece bu savaşın içinde olanları değil, tüm ülkeleri etkilemekte. Doyasıyla ticaret savaşları devam ettiği sürece ülkelerin büyüme oranlarının istikrarlı hale gelmesi mümkün gözükmüyor.
Başkan Tump ihracatta beklediğini bulamayınca Fed’e dönüp faizleri düşürmeleri için baskı yaptı. Beklentisi faizleri düşürüp, ihracatta elde edemediği başarıyı iç talep ile elde etmekti. Fed geçen ay faizleri düşürdü, ancak çarşamba günü faizleri değiştirmedi yine yüzde 1.5-1.75 bandında tuttu. Üstelik büyüme oranı hedefini 2020 için yüzde 2, 20121 için yüzde 1.9 olarak açıkladı. Bu oranlar 2018 ve 2019’dan düşük oranlar.
Popülist siyasetçiler kurumsal yapılara baskı yolu ile istediklerini elde edemeyeceklerini bir türlü anlamıyorlar. Trump da onlardan biri. Eğer seneye seçimleri de kaybederse, sanırım bir kere daha popülizmin cazibesine kapılmanın uzun dönemde işe yaramayacağı kanıtlanmış olacak.