Dünya ticareti artarken
Türkiye’nin döviz sorunu devam ediyor. Bu sorunu aşmada kısa erimde atak yapılacak iki sektör var: Turizm ve ihracat. Çünkü ülkenin altyapısı buna uygun. Üstelik 2020 yılında salgınla adeta felakete uğrayan her iki sektör için de iyi haber var. Turizmde iyileşme daha kısıtlı olsa da Dünya Ticaret Örgüt (WTO) mal ve hizmet ticaretinde bu yıl ciddi artış bekliyor.
DTÖ'nün tahminine göre, dünya mal ticareti hacmi 2020'de yüzde 5,3 düştükten sonra, 2021'de yüzde 8 artması ve geçen yılın ikinci çeyreğinde dibe vuran çöküşten çıkılması bekleniyor. DTÖ yayınladığı raporlarda (World trade primed for strong but uneven recovery after COVID-19 pandemic shock ve WTO Trade Barometers) dış ticarete ilişkin öne çıkan saptamaları şöyle özetlenebilir:
-Dünya mal ticaret hacminin 2020'de yüzde 5,3 düşmesinden sonra, 2021'de yüzde 8 artması, 2022’de ise hız keserek artış oranının yüzde 4’te kalması beklenmekte.
- Dünya GSYH'sinin 2020'de yüzde 3,8 küçüldükten sonra, 2021'de yüzde 5,1 ve 2022'de yüzde 3,8 artacağı tahmin edilmekte.
-Mal ticareti 2020'de yüzde 8 düşerken, ticari hizmet ihracatı yüzde 20 azaldı. Salgının mal ticareti üzerindeki etkisi, 2020'de bölgeler arasında farklılık gösterdi. Asya’da, ihracat yüzde 0,3 artarken, ithalat yüzde 1.3 düştü. İthalattaki düşüş Afrika’da yüzde 8, Güney Amerika’da yüzde 9,3 ve Orta Doğu’da yüzde 11,3 oldu. Kuzey Amerika’da ise düşüş yüzde 6.1’de oldu.
- Bu yıl ihracat Asya’da yüzde 8,4, Avrupa’da yüzde 8,3 oranında artarken, ihracatın Kuzey Amerika’da yüzde 7,7, Afrika’da yüzde 8,1 ve Orta Doğu'da yüzde 12,4 ve Bağımsız Devletler Topluluğu’nda (BDT) yüzde 3,2 yükselmesi beklenmekte.
-Seyahat hizmetleri 2020'de yüzde 63 düştü ve salgının hız kesmesine kadar da tamamen iyileşmesi beklenmiyor.
Dünya Emtia Ticaret Hacmi Endeksi, 2015=100, 2015Ç1-2022Ç4
Kaynak: https://www.wto.org/english/news_e/pres21_e/pr876_e.htm, Erişim tarihi: 22 Haziran 2021.
-Küresel ticaret için nispeten olumlu kısa vadeli görünüm, bölgesel farklılıklar, hizmet ticaretinde devam eden zayıflık ve özellikle yoksul ülkelerde geciken aşılama takvimiyle gölgeleniyor. Yeni enfeksiyon dalgaları, umut edilen iyileşmeyi kolayca baltalayabileceğinden COVID-19 ticaret görünümüne en büyük tehdidi oluşturmaya devam etmekte.
-Aşı üretimi, birçok farklı ülkeden girdi gerektiriyor. Önde gelen bir COVID-19 aşısı, 19 farklı ülkeden tedarik edilen 280 bileşen içeriyor. Ticari kısıtlamalar, üretimi artırmayı zorlaştırıyor. Uluslararası toplum, hayat kurtaran aşılara erişimi genişletmek ve kolaylaştırmak için ticaretin gücünden yararlanmalı.
-Tahminlere yönelik kısa vadeli riskler, kesinlikle aşağı yönlü ve salgına yönelik unsurlardan kaynaklanmakta. Bunlar arasında, yetersiz üretim ve aşı dağıtımı, aşıya dirençli yeni COVID-19 virüsünün ortaya çıkması sıralanabilir.
-Orta ve uzun vadede, özellikle yüksek borçlu gelişmekte olan ülkelerde, kamu borcu ve açıkları ekonomik büyüme ve ticarette yükselme eğilimini yavaşlatmakta.
-DTÖ önümüzdeki iki yıla ilişkin iki senaryo üzerinden tahminlerde bulunmakta. Buna göre yukarı yönlü senaryoda, aşı üretimi ve dağıtımı hızlanacak ve kısıtlamaların daha erken gevşetilecek. Bu da 2021'de dünya GSYH büyümesine yaklaşık yüzde 1 ve dünya mal ticaret hacmi büyümesine yönelik baz tahminlere yaklaşık yüzde 2,5 puan eklenmesini sağlayacak. Buna göre dünya ticareti 2021'in dördüncü çeyreğine kadar salgın öncesine geri dönecek. Aşağı yönlü senaryo ise aşı üretim talebi karşılanamamasına ve/veya aşıların daha az etkili olduğu yeni virüs türlerinin ortaya çıkmasına dayanıyor. Bu durum da 2021 küresel GSYH büyümesi tahmininde yüzde 1, ticaret büyümesinde ise yüzde 2 puanlık düşüşe neden olabilir.
DTÖ’nün yukarı yönlü tahminleri yılın ikinci yarısına girerken eksik de olsa gelen verilere göre gerçekleşmekte. Bu olumlu gelişmeden ülkelerin eşit yararlanmasına yönelik uluslararası destek artmalı. Son yapılan G-7 zirvesi buna yönelik işaretler verse de yeterli değil. Türkiye ihracata, kaba bir ifadeyle, asılmalı; işe AB ülkeleriyle bozulan ilişkilerden başlamalı.
Kitap Okuma Önerisi: Branko Milanovic, Küresel Eşitsizlik.