Dünya pandemi ekonomisini keşfediyor
KOVİD-19 krizi farklı kanallardan ekonomileri sarsmaya başladı. Sosyal mesafe ekonomik hayatı alt-üst etti. İnsanların birarada ve yakın mesafede çalışmalarını zorunlu kılan üretim durma noktasına yaklaştı. Aynı şekilde çok sayıda insanın birarada bulunmasına dayalı tüketim imkanı kalmadı. Etkileşimin boyutu sınırları aştı. Mesela İngiltere’de AVM’lerin kapanması Türkiye’deki tekstil üreticilerini boğmaya başladı. Hem arz hem de talep tarafında güçlü bir şokla karşılaştığımız olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Dolayısıyla olağanüstü önlemler gerekiyor. Bir pandemide neler yapılması gerektiğini biraz deneme-yanılmayla olsa da yeni öğreniyoruz. Bir anlamda pandemi ekonomisini keşfediyoruz. Rezervuarın önündeki setler yıkıldı ve sular gürül gürül geliyor. Sel geçinciye kadar halkın ve işletmelerin kafalarını suyun üzerinde tutmalarına yardımcı olmak, boğulmalarını engellemek gerekiyor.
Krizde herşey mübahtır. “Kriz sona ersin sonrasına bakarız” noktasındayız. Mesela helikopterler çalışmaya başladı. Milton Freedman’ın 50 yıl önce literatüre soktuğu “helikopter para” raftan indirildi; merkez bankaları tomar tomar para basmaya başladılar. Normalde kamu açıklarının merkez bankaları tarafından finanse edilmesi ekonomistlerin korkulu rüyasıyken şimdi tavsiye edilir oldu. Faizler düşürülüyor, ucu açık varlık alım programları açıklanıyor. Piyasaları likit tutmak için kredi ve zorunlu karşılıklara ilişkin tedbirler alınıyor. Hükümetler trilyonlarca dolarlık yardım paketleri açıklıyorlar. Daha önceden planlanan vergi artırcı paketler rafa kaldırılıyor. Rusya, mesela, çevre vergisini Covid-19 krizi sona erip, ekonomide güçlü bir toparlanma başlayıncaya kadar ertelediğini duyurdu.
Böylesi dönemlerde tüketim talebini canlandırmak için kısa ve orta vadede güçlü mali destekler gerekir. Araçlarından biri “geçici” vergi indirimleridir. Süresi ve boyutu önceden belirlenmiş indirimler talebi desteklemenin yanı sıra hükümetlerin iş dünyasına ve halka “ekonomiyi canlandırmak için birşeyler yaptığını” göstermesinin de iletişim aracıdır. IMF’’den OECD’ye kadar birçok kurum vergi indirimleri ve nakit transferlere başvurulmasını tavsiye ediyor. Belirli sektörleri yaşatmak için atılan adımların aynı anda diğer bazı sektörlerde vergiyi artırmak yoluyla karşılaşılmasından ise kaçınılmalıdır. Çünkü vergi artışları daraltıcıdır, büyümeyi yavaşlatıcıdır. Bir elle verdiğini diğer elle almak böylesi kriz dönemleri için doğru adım değildir. Özellikle koronavirüsün en çok etkilediği turizm, eğlence, yeme- içme gibi sektörlere dolaylı da olsa yük getirecek düzenlemelerden uzak durulmalıdır.