Dünya borsalarında tepki alışları
ABD ve Avrupa borsalarında güçlü tepki alışlarıyla haftaya başlıyoruz. Beş gün süren aralıksız devam eden kayıplar sonrası gelen yükselişte bankalar yüzde 5’in üzerinde kazançla ana motor konumunda. Enerji, demir-çelik, havacılık gibi büyümeye duyarlı hisseler de yükselişe katılıyor.
Yeni zirve yapan enflasyona rağmen uzun vadeli enflasyon beklentilerinin gerilemesi ve Fed yetkilileri Bostic ve Bullard’ın piyasayı rahatlatan açıklamaları manşetlerde öne çıkıyor. Temmuz, eylül ayları faiz artış beklentileri kısa süreli oynaklık sonrası yeniden 75 baz puan seviyesine geriledi. Verim eğrisi 2-10 yıl makasının daralmasına rağmen durgunluk sinyali vermeye devam ediyor.
Gelişmekte olan piyasalar saat farkı nedeniyle tepki alışlarına sınırlı oranda katılıyor. Avrupa ve Güney Amerika yükselişe katılırken, Asya piyasaları Çin’in gölgesinde zayıf seyrediyor.
Doların güçlendiği, büyümenin yavaşladığı, enflasyonun yükseldiği ve finansal koşulların sıkılaştığı mevcut konjonktür gelişmekte olan ülkelerin hayatını zorlaştırıyor. Zoru gören uluslararası yatırımcı riskli varlıklardan emin limanlara yöneliyor. Rusya krizi sonrasındaki beş ayda gelişmekte olan ülke varlıklarından çıkış 45 milyar dolara ulaştı.
Türkiye varlıkları hisse senetlerinde yüzde 10, eurotahvilde yüzde 20, kurda yüzde 23 kayıpla küresel satışlardan payına düşeni alıyor. Uygulanan piyasa mekanizması dışındaki politikalar risk primini artırarak dünyadan negatif ayrışmamıza neden oluyor.
Küresel satış dalgasının Türkiye varlıklarında taktiksel bir alış fırsatı yarattığına inanıyoruz. Ancak tarihsel veri enflasyon ve Fed beklentileri zirve yapmadan risk iştahında kalıcı bir düzelme olmasının zor olduğunu gösteriyor. Fırsat penceresinin uzun süre açık kalacağından endişe ediyoruz.