Dünden bugüne Türk vergi sisteminde tekne ve yatların yeri
Cem Seferoğlu
Vergi müfettişi
Ülkemiz denizcilik sektörü gelişimine tarihsel süreçte baktığımızda donanma ve ticari amaçlı olarak kullanılan kadırga ve tırhandiller aracılığıyla süregelmiştir. Bireylerin deniz ile ilgilenmesi ise deniz araçlarına (Tekne ve Yat gibi) hem maddi olarak ulaşması hem de rutin giderlerinin karşılanması ile doğru orantılı olarak devam etmiştir. Ayrıca 20’nci yüzyılda içten yanmalı motorların gelişimiyle beraber tekne ve yatların ebatlarının da küçülmesi tekne ve yat turizmine olan ilgiyi beraberinde getirmiştir. Tekne ve yat turizminin gelişmesinde en büyük katkılardan birisini, dünyanın çevresini 1965-1968 yılları arasında dolaşan Sadun Boro ile eşi Oda Boro ve 2019 yılında tek başına çıktığı dünya turunu 5 yılda tamamlayarak ülkemize dönen Fatih Aksu yapmıştır.
Tekne ve yatların vergisel durumu
Tekne ve Yatların rutin giderlerinden olan MTV ve Harçlardan bahsedecek olursak;
Özel amaçla kullanılan yat, kotra ve her türlü motorlu teknelerden alınan motorlu taşıtlar vergisi kaldırılıp bunun yerine harç getiren 06.05.2009 tarih ve 5897 sayılı "Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" getirilmiştir.
Yapılan düzenleme ile 5897 sayılı Kanun'la;
-Liman başkanlıkları, iç sularda ise belediye başkanlıkları bünyesinde "bağlama kütükleri" oluşturulmuştur. Düzenlemeye göre, Türk Uluslararası Gemi Sicili’ne tescilli olanlar ve Milli Gemi Siciline tescili zorunlu olanlar dışındaki ticari veya özel kullanıma mahsus gemi, deniz ve iç su araçlarının malikleri veya işletenleri, Denizcilik Müsteşarlığı’nca liman başkanlıkları bünyesinde oluşturulacak bağlama kütüğüne gemi, deniz ve iç su araçlarını kaydettirmek zorundadır.
2009 yılı ve öncesinde tekne ve yatlara uygulanan MTV tablosu
Taşıt cinsi ve motor gücü (BG) | Taşıtların yaşları ile her motor gücü birimi (BG) için ödenecek yıllık vergi tutarı (TL) | |||
1 - 3 yaş | 4 - 5 yaş | 6 - 15 yaş | 16 yaş - + | |
Yat, kotra ve her türlü motorlu özel tekneler | ||||
10 - 20 BG’ne kadar | 23,68 | 15,78 | 7,88 | 3,12 |
21 - 50 BG’ne kadar | 31,58 | 23,68 | 14,2 | 6,28 |
51 - 100 BG’ne kadar | 39,49 | 31,58 | 18,93 | 7,88 |
101 - 150 BG’ne kadar | 47,38 | 39,49 | 23,68 | 11,04 |
151 BG ve yukarısı | 71,09 | 55,29 | 31,58 | 15,78 |
Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere 2009 ve öncesinde beygir ve yaş sınıflandırması yapılarak alınan vergilendirme sisteminden, 2009 yılından sonra sadece tekne uzunluğu baz alınarak vergilendirme esasına geçilmiştir. Bu şekilde vergilendirme ise aynı uzunluğa sahip yelkenli ve 100 beygir olan tekne ile yelkensiz ve 500 beygir olan motor yatın sadece aynı uzunlukta olmasından dolayı aynı vergiyi ödenmesi vergide adalet ilkesine ters düşmektedir. Zira bu konuda Hırvatistan, İtalya gibi örneklere baktığımızda beygir, yaş ve uzunluk ayrı ayrı kıstaslar alınarak her teknenin vergisi farklı şekilde hesaplanmaktadır.
Aşağıdaki tabloda ise 2024 Yılı Bağlama Kütüğü Ruhsatnamesi Harç Listesi yer almaktadır.
Tekne Boyu (Metre) Harç tutarı (TL)
5 - 6,99 3.500
7 - 8,99 5.000
9 - 11,99 7.500
12 -14,99 15.000
15 -19,99 25.000
20 - 29,99 50.000
30 ve üzerinde 100.000
Kurumlar Vergisi 11’inci Maddeye İstinaden Gider Yazılıp Yazılması Durumu;
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 11. maddesinin f bendi hükmü “Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan; yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz taşıtları ile uçak, helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ve amortismanlarının gider kabul edilmeyeceği şeklindedir. Dolayısıyla, esas faaliyet konusu bu taşıtların işletilmesi değilse, bu taşıtlara ilişkin giderler ve bu taşıtların amortismanları kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olacaktır. Bu giderlere ilişkin KDV tutarları da KDV beyannamesinde indirim konusu yapılamayacak, KKEG olarak kaydedilecektir.
Yat alımında ÖTV durumu;
Yatlarda ÖTV Kanunu’nun 2 sayılı listesinde bulunmaktadır.
89.03 | Yatlar ve diğer eğlence ve spor tekneleri; kürekli kayıklar ve kanolar (Şişirilebilir olanlar, birim ağırlığı 100 kiloyu geçmeyenler, kürekli kayıklar ve kanolar hariç) 8 | 8 |
Yatlar ve kotralar, gezinti gemileri ve tekneler | 0 |
Yukarıda görüldüğü üzere yat ve teknelerde ÖTV oranı % 0’dır. Dolayısıyla bugün bir yat edinmemiz durumunda ÖTV oranı sıfır olacaktır.
Yat ithalinde gümrük vergisi durumu;
Gümrük kanunlarını (Gümrük tarife cetveli 89 uncu fasıl) incelediğimizde ise bir yat ithalinde ülkemize getirilecek yat için ödenecek gümrük vergisi sıfır olmaktadır.
İkinci el tekne ithalatı ve yabancı bayraklı tekneler
Gerek denizlerimizin korunması gerek iç piyasadaki üreticilerin korunması amacıyla ikinci el tekne ithalatı özel izin alınarak yapılmaktadır. Bu özel izinler ulaştırma bakanlığının sitesinde yer almakta olup, denizlerimizde araştırma yapacak olan sismik gemiler, tarihi değeri olan tekne ve yatlar örnek gösterilebilir. Dolayısıyla bireysel olarak yurt dışından ikinci el tekne ve yat alıp Türk bayrağına geçirmemiz mümkün değildir. Peki, Türk vatandaşları yurt dışından ikinci el tekne ve yatları alıp Türkiye kara sularında nasıl kullanmaktadır.
Yabancı bayrak ile yurt dışından ikinci el tekne ve yatlar getirilip ülkemiz kara sularında kullanılmaktadır. Bunu yapabilmek için en çok başvurulan yöntem yurt dışında şirket kurmaktan geçiyor. Özellikle Amerika’nın Delaware eyaleti, Polonya ve bazı Avrupa ülkelerinde şirket kurulup, tekne ve yatlar o şirketin envanterine kaydedilip, o ülkenin bayrağı ile ülkemiz kara sularında kullanılmaktadır. Bu yöntem ile alınan teknelerin ise kara sularımıza her 5 yılda bir yurt dışı giriş ve çıkışı yapılması gerekmektedir. Ayrıca yıllık olarak transit-log kayıtları ile ülke içerisinde yıllık olarak hangi limanlara uğrayacakları ve teknede kimlerin olacağı gibi kayıtların yapılması gerekmektedir. Bir diğer maliyet ise teknenin kayıtlı olduğu ülkeye ödenecek yıllık vergiler de unutulmamalıdır.
Yabancı bayraklı ikinci el tekne yatlara 2017 yılında getirilen kolaylıkla, %1 KDV ödeyerek Türk bayraklı olmalarına imkân tanınmıştır. Son olarak yurt içinde satılan ya da sıfır olarak ithal edilen tekne ve yatlarda %1 olarak hesaplanan KDV öncelikle %18’e ve son yayımlanan KDV tebliği ile %20’ye yükseltilmiştir.
Peki, yabancı bayraklı tekne ve yatları Türk bayrağına geçirdiğimizde matematiksel bir hesaplama yapacak olursak;
10.000 adet (Tahmini tekne ve yat)
Ortalama bir tekne ve yatın piyasa fiyatının 5.000.000 TL olduğunu düşünüldüğünde
10.000 X 5.000.000 TL = 50.000.000.000 TL
50.000.000.000 TL X %.20 KDV = 10.000.000.000 TL
Ayrıca Türk Bayrağı’na geçen tekne ve yatlardan beygir, yaş ve uzunluk olarak güncellenerek (2009 yılı öncesi uygulama) her yıl alınacak MTV bu hesaplamanın ayrı bir yönünü oluşturmaktadır.
Türk bayrağına geçmekteki avantajları ise;
- Transit-log kayıtlarını bildirmek zorunda olmaması,
- Her yıl yabancı bayrağın kayıtlı olduğu ülkeye vergi ödemek zorunda kalınmaması,
- 5 yılda bir ülkeye giriş çıkış zorunluluğun ortadan kalkması,
ve en önemli faydası ise Türk Bayrağı’na geçen tekne ve yatlarda ülke içinde satış işlemlerinin daha kolay gerçekleşmesi olacaktır.
Tabi burada önemli bir husus da, Türk Bayrağı’na geçecek tekne ve yatların survey raporu ve sigorta kayıtları oluşturacaktır. Bu belgeler, denizlerimizi kirletecek eski ve bakımsız teknelerin bu kolaylıktan faydalanması açısından engelleyici bir kıstas olarak düşünülebilir.
Sonuç;
Küreselleşmeyle birlikte ülkeler arasında seyahatler artmakta ve denizcilik de bundan payını almaktadır. 2020 yılında dünya çapında yaşanan salgınla beraber insanların izole hayat tercihleri yelken ve yat turizmini hızla büyütmüştür. Vergisel olarak maliyetli olan bu turizm kolu, kısmen ÖTV’ye tabi olmaması kısmen de iç piyasayı korumak amacıyla zaman zaman yeni vergisel düzenlemelerle yoluna devam etmiştir. Bazı vergisel dezavantajlar ise Türk vatandaşlarına ait yabancı bayraklı tekne ve yat sayısını hızla artırmıştır. Netice itibariyle vergisel olarak Anayasa’nın 73’üncü maddesinin 2’nci fıkrası “Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır” ilkesi ile ödeme gücüne göre vergilendirme ilkesi ise vergilendirme yetkisinin, yükümlüler üzerinde ne ölçüde kullanılabileceği ile ilgili vergi hukuku ilkesidir ve esas olarak “ölçülülük ilkesi” ile bağlantılıdır.”
Düşündüğümüzde ise Türk vatandaşlarına ait yabancı bayraklı yat ve teknelerin belirli koşullar altında Türk Bayrağı’na geçiş sağlanması hem hazine açısından bir gelir kalemi oluşturacak hem de tekne ve yat turizminin (kiralama ve satış gibi) gelişmesine katkı sağlayacaktır.
Ayrıca Türk Bayrağına geçen yabancı tekne ve yatlara 2009 yılından önce uygulanan kıstaslar bazında MTV’nin uygulanması Anayasa’nın 73’üncü maddesinde yer alan verginin adaletli ve dengeli dağılım ilkesiyle de örtüşecektir.
Kaynakça
- ÖTV Kanunun 2 Sayılı Listesi
- KDV Uygulama Tebliği
- Denizcilik Müsteşarlığı’nın Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
- 2024 Yılı Bağlama Kütüğü Ruhsatnamesi Harç Listesi