Dövize bakarken işgücü piyasasındaki yapısal sorunları gözden kaçırmayalım

Ussal ŞAHBAZ
Ussal ŞAHBAZ Global İşler

Döviz kurunun değişimine takılmışken, COVID- 19 salgınının işgücü piyasasındaki orta ve uzun vadeli etkilerini gözden kaçırmamakta fayda var. Her gün karşımıza çıkan bazı değişikliklerle beraber uzun vadeli trendleri de görmek gerekiyor. Ekim ayında yayımlanan iki global rapor önümüzdeki beş sene işgücü piyasasında yaşanacak problemlerin ipucunu veriyor.

Her yıl Davos Zirvesi’ni yapan Dünya Ekonomik Forumu geçen hafta global işgücü trendlerine dair bir rapor yayımladı. Rapordaki global ankete katılan şirketlerin yüzde 43’ü otomasyona geçecekleri için işçi çıkarmayı planladıklarını söylemiş. Tabii otomasyon ile yeni roller de ortaya çıkacak ama bu roller için yeni beceriler gerekiyor. Aynı ankete göre şirketler işgücünün yüzde 40-50’sinin önümüzdeki beş yılda yeni beceriler edinmesini bekliyor. Bain isimli danışmanlık şirketinin 2020 Teknoloji Raporu’na göre şirketler artık “maliyetleri azaltmak” için değil “işin devamlılığını sağlamak” için otomasyona geçmek istiyor. COVID-19 sonrası hastalanmayan robotlarla işlerini yürütmek için otomasyona geçmek isteyen şirketlerin oranı yüzde 5’ten yüzde 45’e yükselmiş. Yani ucuz işgücü otomasyona karşı duramayacak.

Otomasyonun istihdam üzerindeki olumsuz etkilerini günlük hayatımızda görüyoruz. Havaalanlarında COVID-19 ile check-in gişelerinde çalışanların çoğunun yerine kiosklar geçti. Birçok otoparkta kapıyı açan kimse yok artık. Plaka tanıma sistemi aracınızı tespit ediyor, çıkarken de ücreti kredi kartından temassız ödüyorsunuz. Müşteri ile fiziksel temas gerektiren ama çalışanın az inisiyatif kullandığı kurallara dayalı işler kalıcı olarak ortadan kalkıyor.

Bazı işlerse dönüşüyor. Mesela doğalgaz geldikten sonra kalorifer yakmak kolaylaşınca apartman görevlileri kıdem tazminatı, SGK, vb. derken lüks hale gelmişti. Bugünlerde birkaç apartman ortaklaşa görevli istihdam eder oldu. COVID-19 ile e-ticaret ve kurye dağıtımı yapan süpermarketler yükselince apartman görevlilerinin fonksiyonunun daha da azaldığını göreceğiz. Birçok apartman, şu an çalışan apartman görevlisi emekli olduktan sonra yenisini istihdam etmeyecek.

Ankara’dan bakınca işsizlik bir oran olarak görünüyor. Oysa her işsizliğin arkasında arz ve talebe dayanan bir hikâye var. Gençlerin iş bulması konusunda uzmanlaşan teknoloji start-up’ı 24 Saatte İş’in ortağı Mert Yıldız’ı aradım. Şu an piyasada en çok talep edilen elemanlardan biri kuryelermiş. Fakat motor ehliyeti olan ve işi yapabilecek kadar fiziksel ve psikolojik dayanıklılığa sahip eleman bulmak güç. Peki COVID-19 ile hızlanan uzun dönem otomasyon trendi nedeniyle kaybolan işlerden çıkanların bir bölümünü kurye olarak eğitsek? Kısa çalışma ödeneğindeki bazı çalışanların işleri bir daha hiç geri dönmeyecek. Bu ödeneğin bir kısmını da faydalananlara yeni beceriler kazandırmak için kullansak iyi olmaz mıydı?

Şirketler kadar işgücünün ne istediği de önemli. Bugün kahvecide garson veya cep telefoncuda satış görevlisi bulmak fabrikada düzenli çalışacak işçi bulmaktan çok daha kolay. Özellikle İstanbul’da. Çünkü gençler evine yakın yerde, esnek işlerde ve havalı ortamlarda çalışmak istiyor. Bir iPhone alana kadar para biriktirip işten ayrılanların hikâyeleri az değil. Ömür boyu çalışılacak işlerin devri bitmiş görünüyor. Ne gençlerin böyle bir talebi var, ne de teknolojik değişim buna imkân veriyor. İş mevzuatımızı her yönüyle çağın gereklerine uydurmamız lazım. Mesela, Kaliforniya’da başkanlık seçimiyle beraber yapılan referandumda esnek çalışanlara bordroya alma mecburiyeti olmadan temel haklar veren bir ara yol bulundu. Aynı çerçevede bizde son torba kanunda 25 yaşın altına getirilen esnek çalışma da olumlu bir düzenleme olacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar