Döviz piyasalarımızın yaşam sinyali hızla zayıflıyor!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN

Son birkaç hafta genelinde döviz piyasalarımızda yaşanan ve normal sayılması olanaksız olan salınımlar, başta enflasyon olmak üzere geleceğe yönelik beklentileri iyice olumsuzlaştırıyor. Kayıt içi döviz işlemlerinin toplam içindeki payının hızla küçülmeye başlaması, derinlik konusuna paralel olarak oynaklıkların artması ve öngörülebilirliğin buharlaşması bu sonuçta belirleyici oluyor. Bu büyük belirsizlik, olumlu gelişmelerin kalıcı olamayacağı ve beklentilerin bozulmayı sürdüreceği endişelerine tavan yaptırıyor!

Sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarmak adına piyasaları yapaylıklara zorlayarak komaya sokabilirsiniz; fakat sonrasında, mevcut olanakların tükenmesi ile birlikte çok yönlü kontrol kaybı ve yıkım ile tanışmak durumunda kalırsınız. Piyasa kıt kaynakların etkin kullanımı yerine birilerini aldatmanın aracı haline getirilir ise, daha farklı sonuç pek mümkün olamaz. Döviz piyasalarımızda, son iki yıl genelinde yaşananlar ve özellikle son üç ay geneline konu olan gelişmeler bu türden olumsuzlukları anımsatıyor!

Döviz piyasalarının komaya girmesi, ekonominin içinden kolayca çıkamayacağı bir bunalıma sürüklenmesi ve öngörülemeyen türden istikrarsızlıkların yaşanması ile eş anlamlıdır. Aksi yönde zorlamalara rağmen ülkemizin varlık değeri geriler, risk primi kontrolsüz bir şekilde artar, gerek finansal ve gerek ise ekonomik cephede çok ciddi sıkıntılar yaşanır!

2018 yılı Ağustos ayında, yaşanması engellenemeyen türden bir spekülatif atak yaşadık; sürpriz değildi, bunu organize edenler ne kadar kırılgan olduğumuzu ve olası sonuçlarını bizden iyi biliyordu! Bu gelişme sonrasında feleğimiz şaştı, ekonomi yönetiminde doğruları bir araya getirme şansımız olamadı! Yaşananların sonuçları ise hem siyasileri fazlası ile bunaltıyor, hem de geniş kesimleri ve iş dünyasının yıpratarak çaresizlik bataklığında çırpınmaya zorluyor!

Hemen yukarıda anımsattığımız atak ciddi yıpranma ve beklenti bozulması yaratınca, zamanın para otoritesi yönetimi sükûneti tesis etmek ve kıt kaynakları hovardaca israf etmemek adına faizleri yükseltti. Ekonomi yönetimi ise kamu bankalarını yoğun bir şekilde kullanarak, hem döviz kurlarını olabildiğince ve hızlıca gerileterek beklenti bozulmasını sınırlı tutmak ve hem de kredi arzı ile yıpranmanın dozunu düşürmek peşinde koştu; ekonomi çok başlı hale geldi. Yumuşak iniş için bir şeyler yapılması gerekliydi, fakat enflasyon ve kur konusundaki girişimler birbirlerini çelmeliyordu!

Ekonomi yönetimi ve siyasi irade sonuçlardan tatmin olmayınca, 2019 yılının haziran ayında yeni bir maceraya girişti ve uyarıları dikkate almadı. Para otoritesinin yönetimi değişti ve faizleri hızla geriletecek bir yönetim görevlendirildi; düzenleyici ve denetleyici kurumların tümü benzer baskılar altında siyasileşmek zorunda bırakıldı. Faiz düşmesinin enflasyonu gerileteceği söylemini kullananlar, haklı görünmek adına döviz rezervlerini kamu bankaları eli ile ve hoyratça kullanmaya başladılar!

Hesaplar tutmayınca, Ramazan Bayramı arifesinde son bir maceraya giriştiler! Yoğun döviz satışları ile kur oynaklığını yapay olarak gerilettiler ve negatif reel faiz ortamında varlık değerlerini şişirmek için seferber oldular. Son üç ay genelinde rezerv kaybı çok hızlandı, kambiyo vergisinin seri bir şekilde yükseltilmesi umulanın gerçekleşmesine yardım edemedi. Kurban Bayramı öncesinde ise kur oynaklıkları hızla arttı, faizler zaten yükselmeye başlamıştı ve eğilimlerin kontrol dışına çıkması olasılığının çok güçlendiği izlenimi yaratacak gelişmelerin yaşanması önlenemedi. Para otoritesinin, Türk Lirası cinsinden uzlaşmalı vadeli döviz satışlarına geri dönmesi olumsuzlukların büyümesini önleyemedi.

Son üç ayda ülkemizin risk primi arttı ve alarm verir oldu. Döviz rezervlerimiz kritik seviyelere geriledi ve iyice kırılgan hale geldik. Yabancı ortaklığın yoğun olduğu mali sektöre yönelik risk aldırma baskısı geri tepmeye başladı ve döviz piyasaları koma sinyalleri verir duruma düştü. Kur riski yönetilebilir olmaktan uzaklaşırken, maliyet hesabının hangi kura göre yapılacağı açmazı beklentileri olumsuzlaştıran temel faktörlerden biri haline geldi. Çok bilen ve liyakate saygısı olmayanlar ile bu kesimlerin yönlendirmesine biat edenler, çok yanıldı! Kur düzeyine bakarak değerlendirme yapma gafletine düşenlerin kaybı çok büyük olabilecek!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar