Döviz kurunda göbeğimizi Trump’ın kesmesine razı olduk

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

ABD'de karakolda biteceği anlaşılan başkanlık seçiminden Trump mı, yoksa Biden mı galip çıkacak, tüm dikkatimizi verdik, bekliyoruz. Trump daha ehven-i şer gibi geliyor, iyi kötü tanıyoruz kendisini. Gerçi Biden da kapalı kutu değil, yaklaşımını biliyoruz en azından.

Trump koltuğunu korusun da döviz kurundaki girdaptan kurtulalım beklentisi içindeyiz. Sormazlar mı, "Sen niye zamanında önlemini almadın da şimdi başka bir ülkenin seçim sonucuna bel bağlıyorsun" diye...

Kimseye eyvallahımız yok gibi bir hava vermeye çalışıyor ama içten içe de Trump’ın seçimden galip çıkmasını istiyoruz. Onun da pek hayrını görmedik; zaten görmeyi beklemememiz lazım da Trump’ın en azından bizi Biden kadar rahatsız etmeyeceğini düşünüyoruz; birlikte dört yıl geçirdik, iyi kötü tanıyoruz kendisini.

Aslında ABD’nin uluslararası alanda, özellikle Ortadoğu için bir politikası vardır ve bu politika öyle başkandan başkana, partiden partiye çok büyük değişiklikler göstermez. Küçük ayrıntılardır farkları yaratan.

Ekonomi politikaları başkan değişikliklerinden daha fazla etkilenebilir, bunu Trump’ta gördük.

Ama ilginç olan bizim ekonomi politikamızı ya da o çerçevede alacağımız bazı kararları ABD’de başkanlık koltuğunun sahibinin değişip değişmeyeceğine bağlamamız.

O koltukta Trump oturmaya devam ederse biraz rahat nefes alacak, yok koltuğun yeni sahibi Biden olursa biz de belli ki yeni yeni adımlar atmak zorunda kalacağız.

Bu yeni adımların hangi konuda olacağı da belli gibi görünüyor. TL’nin daha fazla değer yitirmesinin önüne geçmek için en başta yapılması gerekeni, gecikmeli ve çok büyük maliyetli olarak önümüzdeki dönemde, hatta belki çok yakın zamanda yapacağız.

DÖVİZDEKİ DALGALANMAYI DURDURAMAYINCA...

Merkez Bankası’nın 22 Ekim'de Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizi adlı faize dokunmayıp geç likidite penceresinin (GLP) faizini yüzde 14.75’e çıkarmasından sonra, yani piyasayı fonlamada tavan faizin yüzde 14.75 olmasından sonra ortalama fonlama maliyetinin buraya doğru hareketleneceği gün gibi ortadaydı.

Herhalde “Tavan faizi yüzde 14.75'e çıkardık, yani faizi çok yükselttik, artık dövize gitmenin anlamı kalmadı, dolayısıyla kur artışı da durur” diye düşünüldü.

Ya da böyle düşünülmedi de, piyasanın bu kararı böyle okuyacağı umuldu.

Bilmiyorlar ki piyasa cin gibi!

Piyasa, Merkez Bankası’nın elinde iyi kağıt olmadığı halde blöf yaptığını gördü.

Ve döviz yükselmeye, daha bir ay önce açıklanmış olan yeni ekonomi programındaki hedefleri bile tarihe gömmeye başladı.

Sonra kendi kendimize bir umut pompaladık, kamuoyu oluşturmayı da bir ölçüde de olsa başardık. Ya ABD’deki seçimi Biden değil de Trump kazanırsa...

Sanki Trump’ın başkanlığında geçen şu dört yılda tüm ilişkiler tümüyle sorunsuz ilerlemiş, sanki bu dönemde TL fazla değer yitirmemiş gibi, Biden’i görünce, onun yaklaşımını duyunca “ölümü görmüş, sıtmaya razı olmuş”a döndük.

ABD seçiminden dün henüz bir sonuç alınmamıştı. Hem zaten bu seçim karakolda bitecek gibi görünüyor.

Dolayısıyla Biden’ın önde gitmesi bizde moralleri yeniden bozdu. Bakmayın önceki gün dövizin kapanışa doğru hızla gerilemesine. Öyle anlaşılıyor ki o geçici düşüş kulaktan kulağa yayılan Merkez Bankası’nın çok yüklü bir faiz artışına gideceği dedikodusundan kaynaklandı.

FAİZ 19 KASIM'DAN ÖNCE ARTIRILIR MI?

Para Politikası Kurulu'nun bir sonraki toplantısı 19 Kasım’da. Ortalama fonlama maliyeti, yani fiili faiz 3 Kasım’da yüzde 13.94’e çıktı. Tavan faizle arada yalnızca 0.81 puanlık bir fark kaldı.

Ortalama fonlama maliyeti 2 Kasım’da yüzde 13.45 düzeyindeydi, bir sonraki gün yarım puana yakın artışla, biraz önce belirttik, yüzde 13.94’e çıktı. Günlük bazda çok daha düşük hızdaki artışlarda bile öyle görünüyor ki 19 Kasım’dan önce yüzde 14.75’lik tavana ulaşılacak.

Peki o durumda ne olacak?

Merkez Bankası ya 19 Kasım’a kadar bu faizi koruyacak ve talep eden her bankaya GLP’nin yüzde 14.75’lik faizi üstünden talep ettiği kadar fon sağlayacak ya da bu faize rağmen kur daha da tırmanıp gidiyorsa bir olağanüstü toplantı yapacak ve faiz artırımına gidecek.

KURTAR BİZİ TRUMP BABA!

Çok acı; denize düştük, yılana sarılıyoruz.

Önlemini al, düşme denize!

Seçimi Trump kazanacak da, döviz çok artmayacak da, dolayısıyla TL fazla değer yitirmeyecek de, böylece Merkez Bankası da faiz artırmak zorunda kalmayacak...

Bir başka ülkeden, bir başka ülkenin seçiminden medet ummak!

Sormazlar mı insana ama sormuyorlar işte; “Sen zamanında kendi önlemini alıp bu duruma düşmeseydin ya, ulusal paranın böylesine değer yitirmesine yol açmasaydın ya, o zaman aklın neredeydi” diye...

Trump seçimi kazansın, göbeğimizi kessin; keser, kör makasla!

Biden kazanırsa o da keser; ama tek farkla, kör ve paslı makasla!

Biz kesseydik ya göbeğimizi, elimizi tutan mı vardı?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar