Döviz kuru mu, o da ne?
Bu sohbetimiz 2018 yılının sekizinci ayında yayınlanmış olan sohbetimizin tekrarıdır..
Sözü edilen kurları bugün 10 ile çarparak okuyunuz lütfen.
Son günlerde hepimize gerçek bir baş ağrısı olan inişli çıkışlı döviz kurları, dış ticaret erbabına baş ağrısından çok daha fazlasını yaşatıyor.
İthalatçı maliyetini hesaplayamıyor, ihracatçı da sağlıklı fiyat veremiyor.
Aslında ekonomimiz bu tür çalkantılara çok da yabancı değil. Uzun yıllar önceye baktığımızda, sürekli artış gösteren TL/Yabancı para çevrim birimleri “Bu döviz kurları nasıl olsa geri gelmez” varsayımı ile hesaba alındığından, hesaplar ona göre yapılırdı. Şimdi ise kurlar, gençlik yıllarımızın moda müzik akımı olan “Rock and Roll / Sallan Yuvarlan” benzeri hareketleri ile hepimizi şaşkına çeviriyor.
Tam on yıl önce, 22.03.2008 tarihinde “Tahterevalli” başlığı ile bir sohbet yapmışız. O sohbetimizin konusu da yine inip çıkan döviz kurları, Amma Euro 2 TL olup 1,90’a inmiş. Sohbetimizin bir kısmını burada tekrar edeceğim.
“Tahterevalli…”
Çocukların vazgeçilmez oyuncağı tahterevalli! Keyifle inip çıkarız birer ucunda…
Türk Dil Kurumu’nun sitesine baktığımızda “İki ucuna birer kişi oturup karşılıklı olarak havada yükselip inerek eğlenmeyi sağlayan, ortasından bir yere dayalı tahta veya metal araç“ diye açıklamasını görüyoruz.
Biz ihracatçıların tahterevallisi nedir sizce?
Çok fazla beklemeye gerek duymadan vereceğinize emin olduğum cevabı hemen belirtmek istiyorum. Bir zamanların sönmüş balonu olan “Kurlar” bizim tahterevallimiz oldu.
İyi de bizim tahterevallimiz ne kadar keyif verici, ne kadar eğlenceli?
Hep tartıştığımız ve şikâyet ettiğimiz düşük kurlar çıktı nihayet.
İyi de niye yine şikâyet ediyoruz?
Tahterevalli oyun ve eğlence aracı olarak çok güzel ancak, öteki uçtakinin sizi birdenbire yere vurmasının verdiği rahatsızlık da pek yadsınacak bir konu değil. Sarsıntının şiddetinden duyduğumuz fiziksel rahatsızlık bir kenara, başımızın şiddetle ağrıması da işin cabası. Eğer karşımızdakinin bu oyunu yapabileceğini tahmin etmiyorsak, yere yuvarlanmak da kaçınılmaz olur.”
Bu sohbetimize başlamadan önce bugün ne yazsam diye fikir oluşturmaya çalışırken, televizyonda bir haber kanalının geçtiği döviz kurları altyazısı, bana yıllar önceki bu sohbetimizi hatırlattı.
Özellikle, yükselen kurları kullanmaya çalışarak, ihracat fiyatlarımızı aşağıya çekmek isteyen yabancı alıcılar, bazen cidden can sıkıcı olabiliyorlar.
Çok mu haksızlar?
Değiller, doğal olarak hiç de haksız değiller. Çünkü kendi menfaatlerini korumaya çalışıyorlar. Amma ve lâkin bizim menfaatlerimiz kim koruyacak?
Doğal olarak biz de kendimizi korumaya almak zorundayız.
Basit bir önerimiz olacak. Amma uygulaması, ancak anlayışlı ve sürekli olarak alışveriş yaptığımız müşterilerle olabilir diye düşünüyoruz.
Müşterilerinizle, işin başında sözleşme yapınız. Özellikle uzun soluklu ve parçalı teslimat yapılacak olan çalışmalarda, Yabancı para/TL ve/veya Euro/Dolar kurunu sabitleyiniz. Bu kurların, aşağı veya yukarı yönde değişmesi halinde, fiyatlarda yapılması gereken indirim ve/veya yükseltim için kıstaslar belirleyiniz.
Döviz kurlarının, sözleşmede belirtilen kurlardan ne kadar sapması halinde, fiyatlarda aşağı veya yukarı yönde iyileştirme yapılacağına dair sınırlarınızı belirleyiniz.
Kurlar belirli oranda yükselirse ihracatçımız satış fiyatlarında indirim, belirli oranda düşerse de yabancı alıcımız alım fiyatlarında yükseltim yapacaktır.
Çözüm önerisi çok cazip gelmemiş olabilir amma “Ehveni Şer/Kötünün İyisi.”