Döviz biraz arttı, kaygılar yine depreşti

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Döviz kuru aylardır yatay denilebilecek bir grafik çizdi. Nisandan kasım sonuna kadar olan sekiz ayda mayıstaki çıkış dışında kayda değer bir hareket olmadı. Ama aralık ayıyla birlikte kurda bir kıpırdanma, bir yukarı gidiş başladı ve bu eski korkularımızın depreşmesine yol açtı.

Türk halkının adeta genlerine işlemiş durumda şu dövizin artacağı korkusu. Bakmayın son zamanlarda bunu unutmuş görünmemize. Aslında hiç aklımızdan çıkmadı ki, çıkmıyor ki...

Eğer dövizle ilgili beklentilerimiz sona ermiş ya da azalmış olsaydı bankalarda yurt içi yerleşikler olarak 175 milyar dolar döviz tutmaya devam eder miydik...

Yatırım araçları arasında hala dövizi de saymaya devam eder miydik...

★★★

Düşürdük, diye sevindiğimiz enflasyon hala yüzde 11-12’lerde seyrettiği sürece...

İç politikada saflarımızı sıklaştırma amaçlı olarak dünyaya meydan okuyup yabancı yatırımcıyı ürkütmeye devam ettikçe...

Ve böylesine yüklü miktarda döviz borcunu aşağı çekebilecek ekonomik gelişmeler sağlayacak adımlar atamadıkça, hatta bunları hiç gündeme getirmedikçe...

...Neler yaşayacağımız belli. Yedi-sekiz ay yatay gitse ve unutur gibi olsak da işte bir anda yine dövizdeki artışla yüz yüze geliyoruz. Aralık olmazdı da ocak olurdu, şubat olurdu.

★★★

Ne yani Türkiye’nin döviz ihtiyacı mı bitti ki kur artık yükselmesin?

Enflasyonu tümüyle yok ettik mi ki paramız enflasyon ölçüsünde değer yitirmekten kurtulsun?

Yatırım yapmak için, ithalat için gereken dövizi ihracat gibi, turizm gibi kalemlerle karşılar hale geldik ve döviz ihtiyacımız en aza indi mi ki kurda bir hareket yaşanmasın?

Son dönemde cari fazla veriyor olmamız birilerini fena aldattı galiba. Daha önce de kaç kez vurgulama gereği duyduk zaten; cari fazlayı döviz kazancımız arttığı için vermedik ki, döviz ihtiyacımızın azalmasına yol açan az üretim, sıfır yatırım sayesinde bunu sağladık. Şimdi bakın üretim biraz canlanır gibi oldu, yatırımlar hala gerilediği halde dövizde bir artış yaşamaya başladık.

Aslında son günlerdeki artışın temelinde ekonomik etkenlerden çok siyasi etkenler yatıyor, bu da bizim ekonomiyi zora sokmakta ne kadar "maharetli” olduğumuzu gösteriyor.

Özel sektör kabus görmeye başladı

Merkez Bankası verilerine göre özel sektörün ekim sonu itibarıyla yurt dışından sağladığı kredi borcu toplam 204.5 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Bu tutarın 11.4 milyar doları kısa, 193.1 milyar doları ise uzun vadeli.

Özel sektörün yurt dışından borçlanmasına bir dizi önlem getirilmeseydi acaba halimiz ne olurdu, diye düşünmeden edemiyor insan...

Hele hele kısa vadeli borçlar... Şimdi 11 milyarlara inmiş durumda ama bir bakın 2014 yılına, tam 44 milyar dolarlık kısa vadeli dış borç söz konusuydu.

2017 sonunda 239 milyar dolara dayanan toplam dış borç bu ekim itibarıyla 205 milyar dolara inmiş durumda.

Ama 200 milyar dolayındaki dış borç da tabii ki önemsenmeyecek bir tutar değil. Neyse ki bu borcun önemli bir kısmı bir yıldan uzun vadeli. Ama bu borç yine de büyük bir yük ve kaygı nedeni.

Dövize endeksli krediler

Özel sektörün kur artışında yaşadığı kabus yalnızca yurt dışından sağladığı kredilerden kaynaklanmıyor. Yurt içinden dövize endeksli olarak alınan krediler de kurun arttığı dönemlerde önemli bir sorun kaynağı haline gelebiliyor.

Bankalar dövize endeksli olarak kullandırdıkları kredilerde kurun artması durumunda ek teminat talep edebiliyor ya da kredinin bir kısmının kapatılması isteğinde bulunabiliyor. Kur artışının yarattığı bir kabus da bu.

Gerçi şimdilik sistemde bu yönde çok belirgin ve yaygın bir hareket gözlenmediği belirtiliyor. Ancak dolar kurunun psikolojik sınır olan 6 lirayı aşması halinde bankaların ek teminat ya da kredinin bir kısmının kapatılması ve böylece kredi-teminat dengesinin korunması amacıyla müşterilerinin kapısını çalması kaçınılmaz.

Buyurun size reel sektör için bir sıkıntı kaynağı daha...

Buyurun size reel sektörün sıkıntıya girmesinden dolayı suya atılan taş misali dalga dalga yayılması söz konusu olan bir ekonomik olumsuzluk daha...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar