Döngüsellik

Dr. S. Armağan VURDU
Dr. S. Armağan VURDU DEVR-İ ÂLEM

Döngüsellik, sürdürülebilirliği ve ekonomik verimliliği vurgulayarak tüm üretim ve tüketim döngüsü boyunca kaynak kullanımını optimize eden ve israfı en aza indiren uygulamaları ifade ediyor. Sanayi Devrimi'nden bu yana, ürünleri büyük ölçüde doğrusal bir toplu tüketim anlayışıyla sarf ettik. Bu tüketim modelinin, gerekli önlemler alınmadığı takdirde iklimimizde değişikliklere neden olarak hayatımızı çok daha zor hale getirme riski taşıdığı aşikâr. Her yıl, hızlı tüketim mallarının değer olarak yüzde seksenine tekabül eden yaklaşık 2,6 trilyon dolar tutarında malzeme çöpe atılıyor ve asla geri kazanılamıyor.

Döngüsellik, bu doğrusal modele bir alternatif sunuyor. Döngüsel bir ekonomide, kaynaklar genellikle aynı veya benzer amaçlar için tekrar tekrar kullanılabiliyor.

Döngüsel bir ekonomiyi yöneten üç ana ilke söz konusu:

  1. Sonlu kaynakları kontrol ederek ve yenilenebilir kaynakların akışını dengeleyerek doğal sermayeyi (dünyanın doğal varlık stoku) korumak ve geliştirmek.
  2. Kullanılan ürünleri, bileşenleri ve malzemeleri her zaman mümkün olan en yüksek seviyelerde döngüsel dolaşıma sokarak kaynak verimini optimize etmek.
  3. Hava ve su kirliliği gibi istenmeyen olumsuz sonuçları ortadan kaldırarak sistemi daha etkili hale getirmek.

Döngüsel ekonomi başlı başına değerli bir hedef. Ancak aynı zamanda kuruluşların rekabet avantajı elde etmeleri için bir fırsat sunuyor. Araştırmalar, döngüsel bir ekonominin 2050 yılında yalnızca Avrupa'da 1 trilyon dolardan fazla bir gelir yaratma potansiyeli olduğuna işaret ediyor. Ayrıca, döngüsel iş modellerine geçişin Avrupalı tüketim malları şirketlerinin 2030 yılına kadar 500 milyar Euro'ya varan bir değer havuzuna erişmesine yardımcı olabileceği tahmin ediliyor.

Şu anda ortaya çıkan büyük atıkları azaltmak için, emisyon yoğun üretim faaliyetlerini büyük ölçüde sürdürülebilir hale getirmeliyiz. Geçmişte, bu fikir hem hükümetler hem de tüketim malları şirketleri için gündem teşkil etmeyen bir konuydu.  Zira tüketim malları şirketleri, müşterilerin daha az yeni ürün satın aldığı bir dünyada ayakta kalma ihtimalini dahi düşünemezdi. Lakin artık döngüsellik bir tehdit olarak değil, bir fırsat olarak görülmeli. Döngüsel iş modelleri, iş mantığı ve sürdürülebilirlik arasında kurulacak değer zinciri bunu sağlayacak nitelikte fırsatlar barındırıyor.

Sürdürülebilir ürünlere yönelik artan tüketici talebi, muhtemelen döngüselliğin en büyük itici gücü. Ancak mevzuat düzenlemeleri, teknolojik ilerleme, altyapı, arz yönlü faaliyet ve makroekonomik ortam da bu sürece katkı sağlayacak diğer önemli faktörler.

Döngüselliğe yönelik mevzuat düzenlemeleri önemli bir gündem konusu. Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında Avrupa Birliği, 2032 yılına kadar net sıfır emisyon için milyarlarca Euro taahhüt eden Döngüsel Ekonomi Eylem Planı'nı (CEAP) kabul etti. Bazı Avrupa ülkeleri de döngüsel iş modellerine geçiş yapmak isteyen şirketlere önemli finansal teşvikler sunarak genişletilmiş üretici sorumluluğunu uygulamaya koydu. Ancak düzenlemelerin yanı sıra şirketlerin daha sürdürülebilir iş modellerine yönelme çabaları, makroekonomik ortamdan önemli ölçüde etkilenebilir. Ekonomik gerileme, enflasyon veya jeopolitik istikrarsızlık, kuruluşları döngüsel iş modellerine yatırım yapma konusunda daha isteksiz hale getirebilir. Aynı şekilde, ekonomide yaşanacak bir gerileme, tüketicileri dönüştürülmüş ürünlere yönlendirebilir.

İleriye baktığımızda, içinde bulunduğumuz bu on yılın sonu itibariyle çeşitli sektörlerdeki tüketim malları kuruluşlarının iş modellerini kazançlı döngüsel fırsatlara kaydırmaları için önemli fırsatlar olduğunu görüyoruz. Yapılan araştırmalara göre, 2030'da döngüsel moda ve lüks tüketimin ana itici gücü olması beklenen yüksek oranda sürdürülebilir elyaf içerecek geri dönüştürülmüş, sürdürülebilir şekilde üretilen ürünlerde on kata kadar artış olacak. 65 ila 90 milyar Euro arasında değişen büyüklükteki Avrupa döngüsel elektronikler pazarı, öncelikle yenilenmiş ürünler tarafından yönlendirilecek. Yenilenmiş akıllı telefonlar, dizüstü bilgisayarlar ve tabletler pazarı şimdiden hızla büyüyor. 2030 yılında 45 milyar Euro'ya kadar çıkacağı tahmin edilen döngüsel ev ve yaşam pazarı, sürdürülebilir şekilde üretilen, mobilyalar ve sürdürülebilir malzemeler içeren ev eşyaları tarafından yönlendirilecek. Döngüsel spor malzemeleri pazarı ise, geri dönüştürülmüş, sürdürülebilir şekilde üretilen giyim ve ayakkabı ürünlerinin yanı sıra spor malzemeleri ve aksesuarları tarafından yönlendirilecek.

Daha döngüsel ürünler önemli bir fırsat sunuyor. Ancak döngüsellik, ürünlerin yanı sıra aynı zamanda hizmetler ile de ilgili bir konu. Döngüsel hizmetlerin de bir büyüme alanı olması kaçınılmaz. Tamir, pil değişimi ve ekipman servisi gibi hizmetlerin dahil olduğu bakım ve onarım hizmeti pazarının 2030 yılına kadar 70 milyar Euro'ya kadar çıkacağı tahmin ediliyor.

Döngüsel plastiklere olan talep, son yıllarda büyük artış kaydetti. Ancak döngüsel plastiklerin küresel talebi karşılaması için ciddi bir yatırıma ihtiyaç var. Örneğin, plastik ambalajların yüzde 20 ila 30 oranında geri dönüştürülmüş malzeme içerme hedefine ulaşması için 100 milyar dolar kadar yatırım yapılması gerekecek.

Lityum iyon pillere yönelik küresel talebin önümüzdeki on yıl içinde artması ve 2030'da talebin çoğunluğunu elektrikli araçlar gibi mobilite uygulamalarına yönelik pillerin oluşturması bekleniyor. Pil sektörü oyuncularının döngüsel bir değer zincirinin tam potansiyeline ulaşabilmeleri için, döngüsel iş modellerini benimsemeleri ve döngüselliğe katkıda bulunabilecek teknolojik gelişmeleri kullanmaları gerekecek.

Çimento ve betona olan talep son 20 yılda neredeyse üç katına çıktı. Çimento ekonomisi, küresel emisyonların önemli bir payını oluşturuyor ve günümüzün katı atıklarının yüzde kırk kadarı, yapıların inşası ve bakımı yoluyla yaratılıyor. Araştırmalar, alternatif yakıtlar, karbon kürleme, yeniden karbonlaştırma, karbon yakalama ve depolama dahil olmak üzere döngüsel teknolojilerin 2050 yılına kadar toplam beton ve çimento emisyonlarının yaklaşık yüzde 80'inin karbondan arındırılmasına yardımcı olabileceğini gösteriyor.

B2B veya B2C iş modelleri kapsamında döngüsel ekonomide tüketicilere sunulan seçeneklere rağmen, tüketicilerin davranışlarını değiştirmelerini sağlamak kolay olmayacak. Bu adımların her birini desteklemek için önümüzdeki dönemde tüketicilere yönelik yoğun bir bilgilendirme ve bilinçlendirme yapmaya, ayrıca sektörlerin dönüşümü için kapsamlı, büyük yatırımlara ihtiyaç var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hindistan ekonomisi 19 Ağustos 2024