Döngüsel ekonomi ve geri dönüşüm…
Döngüsel ekonomi (Circular Economy); endüstriyel ekonomide üretim, kullanım ve imha süreci yerine dönüşümü ve yeniden dönüşümü esas almayı ifade eden endüstriyel bir terim olarak tanımlanıyor.
AB’nin yeni ekonomik büyüme stratejisi olarak kabul edilen “Yeşil Mutabakat”ın en önemli bileşenlerinden biri de “döngüsel ekonomi”..
Yeşil Mutabakat, emisyon azaltımı, döngüsel ekonomi, sıfır kirlilik, tarım ve kırsal alanların dönüşümü, sürdürülebilir ulaşım, enerji dönüşümü, adil geçiş ve tüm bunların finansmanını içeren bir çerçeveyi tarif etmektedir.
Endüstriyel üretimde de bir üretimin sonucu ortaya çıkan atığın bir başka üretimin kaynağı olarak kullanılması ve bunlarla döngülerin oluşturulması üzerine fikirler döngüsel ekonominin temellerini oluşturuyor.
Döngüsel ekonomi kapsamında;
- Atık azaltımı, dayanıklılık, geri dönüşüm, yeniden kullanım, onarım döngüsellik yaklaşımı gözetilmekte;
- Sürdürülebilir ürün politikası sisteme entegre edilmekte;
- Gerek iklim değişikliği ile mücadele gerekse hammadde maliyetlerinin düşürülmesi gibi temel hedefler güdülmektedir.
Döngüsel ekonomi, bir üretim prosesi sonucunda ortaya çıkan atıkların bertaraf edilmeden yeni ürün veya hizmetler için yeniden kullanılması prensibine dayalı bir model.
Sıfır atık da bu çerçevede oluşturulmuş bir hedef.
Döngüsel ekonominin tanım ve amacı;
“Atık oluşumunu en aza indirirken malzemeleri ve kaynakları kullanımlarının sonunda ürün döngüsüne geri döndürerek değerlerini mümkün olduğunca uzun süre korumayı hedefler.
Ürünlerin yaşam döngüsünün iyileştirilmesini amaçlayan bir üretim ve tüketim modelidir.
Bu model sayesinde ürünlerin tüm yaşam döngüsü boyunca meydana gelen atıkları en aza indirmek amaçlanır.
Geleneksel, lineer veya doğrusal olarak adlandırılan ekonomi modelinde ham maddelerin kullanılması, ürünlerin tüketilmesi ve geri dönüşümü yapılmayan atıklar çevre kirliliğine sebep olmaktadır.
Üretim için ham madde kullanımından atık oluşumuna kadar olan süreçte sürekliliği ve çevrenin korunmasını odak noktasına alan bir ekonomi modelidir.
Geleneksel veya lineer olarak bilinen ekonomi modeli ile kıyaslandığında “Al-Yap-At” yerine “Azalt-Yeniden Kullan-Geri Dönüştür” prensiplerini benimser.
Bu prensipler döngüsel ekonomi kavramının temelini oluşturur.” Olarak belirlenmekte..
Uzmanlar, Tüket-kullan-at’ doğrusal ekonomi yerine ‘kullan ve tekrar üretime kat’ felsefesiyle ilerleyen Döngüsel Ekonomi ’ye geçilmeye başlandığını dile getiriyor.
Döngüsel ekonomide karlılık; kaynakların mümkün olduğu kadar geri dönüşümden kazanılması ve atıkların mümkün olduğu kadar yeni kaynaklara dönüşebilmesiyle ölçülüyor.
Bu döngülerde sentetik malzeme atıklarının yeniden aynı işlevi sunan malzemelere ya da bir başka işlevi sunan ve geri dönüşebilir olan bir başka malzemeye dönüşümü; doğal malzemelerin ise yeniden biyokütleye kazandırılması esas alınıyor.
Döngüsel ekonominin çıkış noktası doğada atık kavramının bulunmayışı.
Geri dönüşüme dönersek;
Elektronik, gıda, plastik, kağıt, cam vb. kategorilerde her yıl milyonlarca hatta milyarlarca ton atık doğaya bırakılıyor.
Kara, deniz ve hava kirliliğine neden olan bu atıklar bulundukları ekosisteme zarar veriyor, biyoçeşitliliği tehlikeye atıyor, karbon ayak izini büyütüyor ve küresel iklim değişikliğini tetikliyor.
COVID-19 salgını, üretim ve tüketim alışkanlıklarını değiştirdi
Başta hijyen ve medikal ürünler olmak üzere gıdadan ambalaja kadar plastiklerin hayati öneme sahip olduğu daha net anlaşıldı.
Gıda ambalajı, ham maddesi plastik olan maske, eldiven, siperlik, dezenfektan ve kolonya şişelerine, tek kullanımlık ürünlere yönelik yoğun talep artışı ortaya çıktı.
Bu süreçte çatal, kaşık, bıçak ve bardak gibi tek kullanımlık plastik tüketimi de yüzde 25 arttı.
Pandemi sürecinde bulaş riskinin azaltılmasında tek kullanımlık ürünler kritik rol oynadı.
Plastikler kolay şekillendirilebilmeleri, maliyetlerinin düşük olması, hafif ve dayanıklı olması gibi nedenlerle günlük yaşamımızın bir parçası haline gelmiştir.
Alternatiflerine göre önemli avantajlar sunmaktadır.
Plastikler, gıdadan hijyene, otomotivden inşaata, kozmetikten tekstile kadar birçok sektörün ana girdi malzemesini oluşturmakta.
Plastik ve alternatiflerinin geri dönüştürülmesi sonucunda çevreye en çok katkıyı plastiklerin yaptığı görülüyor.
Örneğin;
- 1 ton plastik geri dönüşümünden 5,774 kwh enerji, 23 metreküp depolama sahası ve 2.593 litre petrol tasarrufu sağlanmaktadır.
- 1 ton cam atığın geri dönüşümü ile 100 litre petrol tasarrufu sağlanmaktadır.
- Dünya kâğıt tüketiminin yarısı geri kazanılsa her yıl 8 milyon hektar orman alanı korunabilmektedir.
- Alüminyum atıklar geri kazanıldığında kirletici baca gazı emisyonu yüzde 99 azalmaktadır.
- 1 ton kâğıt/karton atığın geri dönüşümü ile 17 ağacın kesilmesini önlemek mümkündür.
Sürdürülebilirliğin İlkeleri:
Sürdürülebilirlik ilkeleri, özellikle gelecek nesiller için huzur dolu bir yaşamın yanı sıra devamı gelecek bir kültür oluşturmayı da amaçlıyor.
Sürdürülebilirlik ilkeleri temel olarak üretirken ve tüketirken tüm canlıların haklarına saygı göstermeye dayanıyor.
Sürdürülebilirliğin ilkelerinden bazıları şu şekilde sıralanıyor:
- Yalnızca gerektiği kadar satın al ve tüket.
- Tüketirken diğer canlıların ihtiyaçlarını da hesaba kat.
- Enerjiyi verimli kullan ve yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih et.
- Geri dönüşüme katılabilen ürünleri kullan.
- Eylemlerinin sonuçlarını hesaba katarak ilerle.
- Atık üretimini sıfırla veya atıkları farklı bir fayda üretmek için kullan…
Ülkemizde tüketime bağlı olarak çok fazla atık oluşmasına rağmen geri dönüşüme giden atık miktarı çok az.
Bunun sebebi ise toplumun geri dönüşümün önemi konusunda bilinçli olmaması ya da bildiğini davranışına yansıtamamasından kaynaklanıyor.
Aşırı tüketimin azaltılması için kullan-at modelinden çıkıp plastiklerin kullanım ömürleri boyunca tekrar kullanılması sağlanabilir.
Çözüm;
Sorumlu ve bilinçli vatandaşlık için farkındalık yaratmak, geri dönüşüm seferberliği başlatmaktır.