Dolar tahmini yapanlara büyük hizmet; seç, beğen, söyle!
Madem Türk parası çok değerli, madem Türk parası değer yitirmeli, yani döviz artmalı, bu konuda tahmin yapmakta zorlanan vatandaşa bir hizmetimiz olsun, bir katkıda bulunalım istedik. Döviz konusunda nokta hedef verebilen profesyonellerin böyle bir katkıya ihtiyacı yok tabii ki, onlar bu hesaplamanın yolunu yordamını, yöntemini çok iyi biliyordur. Biz sıradan vatandaşa kahve sohbetlerinde malzeme yapabileceği kurlar vermek istiyoruz.
Ama durum biraz karışık. Öyle hap gibi bir dolar kuru vermek pek mümkün değil. Biz bir sepete dolar kurlarını doldurduk, hangi kurun nasıl hesaplandığını da not olarak yanlarına yazdık, isteyen istediği kuru kullanır.
32 de var, 56 da!
Önce yaptığımız çalışmayı özetleyelim.
2003 yılının ocak ayını 100 kabul ederek bir endeks oluşturduk. Bu endekste TÜİK'in TÜFE ve Yİ-ÜFE serisi ile İstanbul Ticaret Odası'nın geçinme endeksi serisi yer alıyor. 2003'ün ocak ayında 100 olan endeksler, ay bazında bu yılın şubatına gelinceye kadar nasıl bir eğri çizmiş, ona baktık.
Tabii ki fiyat endeksleriyle birlikte getirdiğimiz bir değer daha var, o da aylık ortalama dolar kuru.
2003 ocağından 2024'ün şubatına kadar olan grafik 2020 sonuna kadar neredeyse yatay ve tüm değerlerin yapışık seyri söz konusu. Bu yüzde 2021 sonrasını ayrı bir grafik haline getirdik.
Şimdi... 2024 şubatında dolar 30.70 düzeyinde.
2003 yılının ocak ayında 1.66 olan dolar, 2024 şubatına kadar TÜFE kadar artsaydı 36.24, İTO'nun geçinme endeksi kadar artsaydı 52.08, Yİ-ÜFE kadar artsaydı 55.61 olmalıydı.
Bunlar, 2003'ün ocak ayı esas alındığında bulunan değerler.
Peki 2021 başından bu yana olan dönemi esas alırsak nasıl bir tabloyla karşılaşıyoruz?
2020 yılının aralık ayında 7.72 düzeyinde bulunan dolar, TÜFE'ye göre 31.71, İTO'nun geçinme endeksine göre 38.82, Yİ-ÜFE'ye göre ise 42.78 olmalıydı.
Demek ki baz alınan tarihe göre çok farklı kurlar bulunabiliyormuş.
Demek ki her endekse göre yine farklı değerler ortaya çıkabiliyormuş.
İşte iki baz tarihi, üç enflasyon oranı ve altı kur.
31.71 de var, 55.61'de...
Hangisi doğru ya da hangisi daha doğru?
Veya hangisi daha az yanlış?
ABD enflasyonu yok!
Bu hesaplamada ABD enflasyonunun dikkate alınmadığını da vurgulamak gerek.
ABD'deki enflasyon dikkate alındığında yukarıda aktardığım değerler mutlaka daha düşük çıkacaktı.
Ancak vatandaş dövizin ne olması gerektiği yönündeki hesaplamasını yalnızca Türkiye'deki enflasyona dayandırdığı için biz de ABD enflasyonunu göz ardı ederek bir anlamda olabilecek en yüksek değerleri ortaya koymaya çalıştık.
ABD enflasyonunu da dikkate alarak yapılacak hesaplama zaten bize reel kur endeksini verir. Bu hesaplamayı da tüm dövizlerin ağırlıklı ortalamasını almak suretiyle Merkez Bankası yapıyor. Reel kurla ilgili son durumu bu köşede dünkü yazımda aktarmıştım.
Endekslere göre farklı sonuç çıkması normal
Şimdi üç fiyat endeksinin gerek 2003'ten, gerekse 2021'den bu yana olan dönem için çok farklı sonuçlar vermesinden yola çıkarak bu endekslerin çelişkili olduğunu dile getirmek doğru değil.
Bu üç endeksi kıyaslamak aslında elmayla armudu kıyaslamak gibi bir durum.
Zaten bu endekslerin aynı sonucu vermesi ölçümün doğru olduğunu göstermez; olsa olsa büyük bir tesadüf olur. Kaldı ki birkaç ay aynı oranlar çıksa bile böylesine uzun zaman diliminde sonuçlar mutlaka farklı çıkar.
Endeksler arasındaki temel farklar
Bir kere TÜİK'in tüketici fiyat endeksiyle yurt içi üretici fiyat endeksi çok farklı hesaplamalara dayanıyor.
En temel farkları söyleyelim; tüketici fiyatları bilindiği gibi perakende fiyatları ve vergi dahil fiyatları gösteriyor. TÜFE kapsamında hizmetler sektörü de yer alıyor.
Yİ-ÜFE'de ise vergi hariç fiyatlar derleniyor. Ayrıca bu endekste hizmetler sektörü yer almıyor.
Üstelik bu endekslerin kapsadığı mallar farklı, aynı nitelikte mal varsa bile bunların ağırlığı farklı.
Dolayısıyla Yİ-ÜFE'nin gelecekte TÜFE'de yaşanacak artışın öncü göstergesi olduğunu söylemek de tam olarak doğru değil. Yİ-ÜFE'deki değişim kısmi bir işaret olabilir, o kadar.
İstanbul Ticaret Odası'nın geçinme endeksi ise TÜFE'den gerek kapsamının; bu çerçevede madde sayısının ve ağırlıklarının farklılığı, gerekse yalnızca İstanbul'daki durumu yansıtıyor olmasından ötürü ayrışıyor.
Bu endekslerin birbirinden üstün olduğu dile getirilemez. Ancak tabii ki TÜFE'nin siyasi otoritenin etkisi altında hesaplanıyor oluşu yıllardır süregelen ve giderek pekişen, öyle kolay kolay da silinemeyecek bir güvensizlik oluşturdu, bu da bir gerçek.