Dolar düşer mi?..
AYDIN ÖNCEL
Ekonomist
Son haftaların en popüler sorusu, dolar düşer mi? Vatandaş bu merakında pek de haksız sayılmaz. Günlük hayatın ayrılmaz bir parçası olmuş döviz. Konuttan yiyecek içeceğe, otomobilden beyaz eşyaya, spordan sağlığa hemen her şeyle bir bağı var dövizin...
Ancak en önemlisi, ülkeler arasındaki etkisidir, tartışmasız. İhracat, ithalat, ödemeler dengesi, dış yatırımlar vb. faktörler, ülkeler arasındaki ilişkileri doğrudan etkilemekte, dolayısıyla, sorunun cevabı yurtiçi ve dışındaki gelişmelerde saklı.
Yurtiçi verileri
TÜİK verilerine göre enflasyon oranı, Eylül 1998’den bu yana en yüksek seviyesinde. Enflasyon rekoru, dış ticaret açığını da beraberinde getirdi. Açık, bir önceki yılın Eylül ayına göre yüzde 298,2 artmış durumda. Eylül ayı itibarıyla yıllıklandırılmış dış ticaret açığı 97,6 milyar dolar. Bunda, artan emtia ve enerji fiyatlarının yanı sıra firmaların hammadde stokuna yönelmesi en önemli etken oldu.
Eylül 2022 itibarıyla 12 aylık cari açık, 39 milyar 164 milyon dolar olarak gerçekleşti… Açıklanan 10 aylık bütçe gerçekleşmelerine göre bütçe açığı şimdilik 128,8 milyar lira. Orta Vadeli Program’da (OVP) bu yılın tamamı için öngörülen açık ise 461,2 milyar lira.
Bu açıkların yanında, kısa vadeli dış borç stoku, kamu ve özel sektör toplamında 185,9 milyar dolar seviyelerinde seyretmekte…
Döviz piyasalarına doğrudan etkisi olan önemli unsurların başında, yurtdışından gelen doğrudan yatırımlar yer almakta. Yurtdışından gelen doğrudan yatırımlar, ilk kez bu yılın Ocak-Haziran döneminde yurtdışına giden yatırımın altında kaldı. Yani gelen, gideni arattı!
Yüksek enflasyona rağmen MB’nin tek haneli faiz hedefi de dövize talebi arttıran bir diğer etken oldu.
Ancak bu düşük faiz politikası yine vatandaşa yansımadı. Bireysel kredi faizlerinde yüzde 40’lı seviyeler söz konusuyken konut faizleri son 40 yılın zirvesine oturarak yüzde 21,56 seviyelerine yükseldi.
Enflasyondaki önlenemeyen yükseliş, maliyetlerde de artışa neden oldu, tabi ki. Bundan dolayı üretim ve siparişlerde yaşanan azalış, sanayide yavaşlamayı beraberinde getirdi. Eylül 2022’de önceki aya kıyasla imalatta 1,6 düşüş yaşandı.
Kur Korumalı Mevduat (KKM) sahiplerine, kur/faiz farkından dolayı, hazine tarafından Ekim ayı itibarıyla 91,6 milyar lira ödeme yapılması da olağandışı bir harcama kalemi olarak hanemize yazıldı.
ABD enflasyonu moral verdi
Döviz hareketlerini şekillendirecek yurtiçi gelişmelerden sonra yurtdışında da olumlu yönde kullanabileceğimiz fazla başlık yok, ne yazık ki…
Ukrayna-Rusya Savaşı, enerji ve gıda krizi, resesyon tehlikesi gibi başlıklar piyasalarda riski arttıran ana faktörler olarak önemini korurken, döviz hareketleriyle ilgili tüm gözler FED ve ECB toplantılarına yönelmekte…
Yurtiçinde, dövizde, özellikle dolarda düşüş beklentisi yaratan tek gelişme olarak elimizde, ABD enflasyon verisinin beklentilerin altında gelmesinden başka hiçbir şey yok, şimdilik. Yıllık yüzde 8 olarak tahmin edilen ABD TÜFE verisi, yüzde 7,7 olarak açıklanınca, FED’in önümüzdeki aylardan itibaren faiz artışlarını azaltacağı (Beklenti: 50 baz puan) ve bir süre sonra da durduracağı yönündeki beklentilerle piyasalarda zamansız bir bahar havası esmeye başladı...
Bu yılın Haziran ayında 103,00 seviyesini kırarak, Eylül ayında 114,77 seviyesine kadar yükselen Dünya Dolar Endeksi (DXY) son aylarda beklentilerin altında gelen ABD enflasyon rakamları nedeniyle 105,34 seviyesine kadar geriledi. Grafikten de anlaşılacağı gibi, biz hariç, tüm dünyada dolar değer kaybederken, piyasalarda risk iştahı arttı, hisse senedi vb. enstrümanlara ciddi alışlar geldi…
Euro/Dolar paritesi de gelen verilerden sonra, Euro lehine etkilenenlerden oldu… Temmuz 2008 tarihindeki 1,6039 zirvesinden itibaren düşüş trendini sürdüren parite, 0,9538 dip hareketinden sonra 1,0480’lere kadar tepki verdi. Bu tepkinin kısa vadede 1,0900-1,1200’li seviyelere kadar devamı sürpriz olmaz.Bir ülkede enflasyon rekor seviyelerdeyken, o ülkenin para biriminin yabancı para birimlerine karşı yüksek bir oranda değer kazanması ne kadar mümkün olabilir, tartışılır? Ancak tüm bunlar TL’nin hiç değer kazanmayacağı anlamına da gelmez. Net hata noksan kaleminden yine sürpriz rakamlar gelmesi halinde bir miktar realizasyon yaşanabilir, elbette. Ancak yönü merak edilen para birimleriyle ilgili iç ve dış gelişmeler çok yakından izlenmelidir. Bu nedenle söylediklerimiz yatırım tavsiyesi olmamakla birlikte, yukarıda özetle üstünden geçtiğimiz konu başlıkları dikkate alınarak yapılacak yatırımlar herkes için en doğru karar olacaktır.