Doğu Akdeniz’deki hareketlilik Türkiye’ye yaramadı

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Doğu Akdeniz bugünlerde çok karışık, çok hareketli, çok çetrefilli;

Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı cephe kurmak için attığı adımların AK Parti hükümetleri tarafından yıllarca görmezden gelinmesi, karşıt hiç önlem alınmaması;

Rum-Yunan ikilisinin “cepheye” önce Fransa üzerinden Avrupa Birliği’ni, ardından da ABD’yi dahil etmesi;

İsrail’le başlatılan -her iki ülkenin de iç politik kullanımına çok uygun- “kayıkçı kavgası”;

Türkiye, kendisine karşı kurulan bu cepheye karşı adım atmaya karar verdiğinde imzalanan Libya’yla deniz egemenlik anlaşması;

Bu anlaşmanın da Arap dünyasındaki “Türkler Arapların işine karışıyor” duygusunu ve Türkiye karşıtlığını iyiden iyiye körüklemesi;Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır’da Sisi rejimi ile yürüttüğü kişisel “kan davası”...

Yıllarca ardarda yapılan bu yanlışlar Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi, en haklı olduğu milli davasında yalnızlığa itti, sıkışmışlığa sürükledi.

Şimdi gelinen noktada, -iş işten geçtikten sonra- AK Parti hükümeti bu yalnızlığı kırmaya, Doğu Akdeniz’de Türkiye aleyhine kurulan cepheyi bölmeye çalışıyor.

Ama nafile;

Akdeniz Gaz Forumu’na Fransa tam üye, ABD gözlemci oldu

Cephe giderek- üstelik resmen-genişliyor;

Rum-Yunan ikilisinin İsrail’le beraber temellerini attıkları, İtalya, Mısır ve Filistin Yönetimi’nin de dahil olduğu Akdeniz Gaz Forumu, bu hafta Fransa’yı resmen “tam üye”, ABD’yi ise “gözlemci üye” olarak kabul etti.

Akdeniz’le hiç ilgisi olmayan bir başka ülke, -son dönemde Türkiye ile hemen her konuda karşı karşıya gelen- Birleşik Arap Emirlikleri de üyelik başvurusu yapmıştı. Ancak BAE’nin Gaz Forumu’na üyeliği Filistin engeline takıldı.

BAE Veliaht Prensi’nin son yıllarda, ABD’deki Trump yönetiminin insiyatifiyle ülke dümenini İsrail’den yana kırması, İsrail’le diplomatik ilişki kurması Filistinler’in çok ağrına gitmiş olmalı ki, BAE’nin Gaz Forumu’na üyelik başvurusu Filistin tarafından veto edildi.

Kulislere Kahire’de yapılan toplantı sırasında Avrupalı ülkelerin bakanlarının, Filistin temsilcisine BAE’nin üyeliği konusunda “çekimser kalmasını” telkin ettikleri, ancak Filistin’in “hayır” oyundan geri atmadığı yansıdı. Gaz Forumu’nda tüm kararlar oy birliği ile alındığından, BAE -şimdilik- Forum’a üye olamadı.

İşte tam bu noktada da AK Parti hükümetinin “Mısır’la yakınlaşma” çabaları gündeme geldi.

Türkiye adım attı ama Mısır pek gönüllü değil...

Ankara’nın Mısır’a “çiçek atmasını” sağlayan gelişme, Kahire yönetiminin Doğu Akdeniz’de, kendi münhasır ekonomik bölgesine düşen alanda yeni petrol arama ruhsat alanları açıklaması oldu.

Mısır yönetimi, bu ruhsat alanlarını belirlerken, 2003 yılında Kıbrıs Rum Kesimi ile imzaladığı - Ankara tarafından tanınmayan- anlaşmayı ve Türkiye’nin BM’ye 18 Mart 2019’da resmen bildirdiği ekonomik münhasır alan sınırını dikkate aldı.

Mısır’ın bu tavrı Rumlar’ı ve Ankara’yı memnun ederken, Türkiye’nin BM’ye bildirdiği münhasır ekonomik alan içinde “kendi hakları da olduğunu” savunan Yunanistan’ı ise alarma geçirdi.

AK Parti hükümeti Mısır’a “mesajlar” yoluyla ulaşmaya çalıştı; Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Akar ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın ardarda Kahire yönetimine “barış” ve “uzlaşma” açıklamaları yapmaya başladılar. Türk yetkililerin açıklamaları, Mısır’la Akdeniz’deki sınırların belirleneceği anlaşma için müzakere masasına oturulabileceğine kadar vardı.Ancak Sisi rejimiyle yaşanan “küslük” nedeniyle Ankara sadece “mesajlarla” yetinmek zorunda kalırken, Yunanistan en üst düzeyde temasa geçti;

Yunan Başbakanı Miçotakis, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yle hemen bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Telefon görüşmesinin ardından da Yunan Dışişleri Bakanı Dendias Kahire’ye giderek, Mısır hükümetiyle resmen masaya oturdu.

Sonuçta hem Yunan basını, hem de Arap basını, Mısır hükümetinin petrol arama ruhsat alanları konusundaki son adımında, Atina’nın isteği üzerine “tadilata gittiğini”, arama bölgelerinin Atina’nın da Akdeniz’deki “hak iddiaları göz önüne alınarak “yenilendiğini” yazdı.

Yunan Dışişleri Bakanı Dendias “sorun özünde çözüldü” derken, Kathimerini gazetesi yeni ruhsat sahalarının “tadil edilmesi” çerçevesinde bir harita bile yayınladı.

Mısır ise, ruhsat haritasının yeniden düzenlenip düzenlenmediği konusunda “sessiz kalmayı” tercih etti. Yunan Dışişleri Bakanı ile görüşme sonrasında Kahire’den yapılan tek açıklama, “Yunanistan’ın Mısır’daki yatırımlarını arttıracağı” yönünde oldu. Belli ki, Atina “yatırım” sözüyle, Kahire’nin en azından kendi tezlerine yönelik “sessizliğini” -hadi satın aldı demeyelim- kazandı.

Mısır hükümetinden resmi açıklama gelmedi ama, Arap basınının farklı yayın organlarında, adı açıklanmayan Mısırlı yetkililerin “Türkiye ile deniz sınırı belirlemek üzere müzakere yapma niyetimiz yok” açıklamaları yer aldı.

Kısacası, Akdeniz’deki bu müthiş hareketlilik, hala Türkiye’ye olumlu yansımış değil.

Aksine, Ankara’nın artık pek de değerli olmayan “yalnızlığı” olduğu gibi durmaya devam ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İki kritik tarih 21 Ekim 2024