Doğru rota çizmedikçe Türkiye’de sanayi üretimi kilitleniyor
GAZETEMİZİN Türkiye Sigorta ile birlikte gerçekleştirdiği “Sigorta Buluşmaları”nın Bursa durağındaki toplantı sonrasında Makine İmalatçıları Birliği (MİB) Başkanı Emre Gencer’in ev sahipliğindeki “MAİB Buluşması”na da konuk olduk.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda (BTSO) gerçekleşen “Sigorta Buluşmaları” sonrasında Hakan Güldağ, Ömer Faruk Çiftçi, Selçuk Altun ve Esra Özarfat’la birlikte Emre Gencer’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığını yürüttüğü E-Mak Makine’nin sosyal tesislerine gittik.
Buluşmaya İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkanı Ender Yılmaz, Konya Sanayi Odası Meclis Başkanı-Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) Üst Kuruluşu (OSBÜK), Hidromek Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bozkurt, Ermaksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Özkayan, MİB Başkan Vekili Osman Fatih İğrek, MİB Yönetim Kurulu Üyeleri Fatih Kar, İlknur Cantürk, Cemal Dener, Oktay Büyükdede, Filip Minasyan, Genel Sekreter Zülfikar Kılıç katıldı.
Emre Gencer, konuklarını Makine İmalatçıları Birliği (MİB) ile Nasıl Bir EKONOMİ logosunun yan yana yer aldığı yönlendirmelerle karşıladı. Buluşma salonunda MİB ve gazetemizin logosu yan yana yer aldı.
OSBÜK Başkanı Memiş Kütükçü, “Sigorta Buluşmaları” toplantımıza katılamamasının nedenini açıkladı:
- Bursa’daki OSB’leri ziyaret ettim, başkanlarıyla görüştüm. Güncel sıkıntılar üzerine konuştuk.
Mustafa Bozkurt araya girdi:
- OSB’lerdeki en önemli sorunlardan biri genişleme alanları yaratmak.
Memiş Kütükçü, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın çizdiği yeni stratejiye işaret etti:
- Devletin Başkanı, “yatırım, üretim, ihracat ve istihdam”ı yeni dönem stratejisi olarak açıklamış. O zaman bunun gereğini yerine getirmek gerekiyor. Devletin yeni bir paradigma ilan etmesi gerekiyor.
Eski alışkanlıklarla doğru rotaya ulaşılamayacağını vurguladı:
- Doğru rotaya yönlenmedikçe yeni strateji lafta kalır ve devleti kilitleriz. Zaten şu an kilitliyoruz.
Açıklanan yeni “motto”nun, stratejinin gereğinin üretmek olduğunu kaydetti:
- Üretmenin yolu da önce üretim alanları üretmekten geçiyor. Anahtar burada. Yani, biz önce bu üretimi, ihracatı, istihdamı oluşturacak yeni alan üretmeliyiz. İşe alan üretmekten başlamak gerekiyor. Yoksa ondan sonraki adımları atma şansımız yok.
OSBÜK Başkanı olarak kendisine OSB’lerden yönelen talepleri paylaştı:
- Ülkemizdeki OSB’lerin tümünün genişleme alanına ihtiyacı var. Tüm OSB’lerden bu talep geliyor. Bursa’da ziyaret ettiğim TEKNOSAB, Deri İhtisas, Hasanağa OSB’leri de büyümek istiyor.
OSB’lerde büyüme alanları üretmekle ilgili mevcut mevzuatın, yol haritasının ülkeyi kilitlediğini savundu:
- Mevcut OSB Kanunu ve yönetmeliği bir yol haritası çizmiş. Bu yol haritasına göre önce yerel dinamikler, yerel yetkililer bir karar oluşturuyor. Ticaret ve sanayi odaları, valilikler, belediyeler, birlikler, OSB’lerle ilgili yer seçimi önerisi geliştiriyor.
Yer seçimi önerisinin yerelde karara bağlanmasının ardından Ankara’daki onay süreçlerinin başladığının altını çizdi:
- İşte tam da bu safhada çıkmaza giriyoruz. Ankara, yerel dinamiklerle oluşturulan karar süreçlerini yok sayıyor. Ankara, yerelde hiç inceleme yapılmamış, konsensüse varılmamış gibi davranıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın belirleyici kurum halinde olduğuna vurgu yaptı:
- Tarım Bakanlığı’ndaki yetkililer öyle bir algı ile hareket ediyorlar ki, sanki karşılarında sanayi alanlarıyla ülkeyi hiç etmek isteyen bir kitle varmış gibi davranıyor.
Ardından ekledi:
- Tarım Bakanlığı yetkilileri kendilerini, “ülke topraklarını hiç etmek isteyen sanayicilere karşı” vatanı koruyan, bu amaçla kanatlarını geren taraf olarak görüyor. Bu anlayışla hareket ediyor.
Yanlış işleyen bir süreç olduğu kanısını paylaştı:
- Tarım Bakanlığı yetkililerinin refleksi yanlış gelişmiş bir refleks. Çünkü, sanayi, tarımın rakibi değil. Sanayi alanları, tarım alanlarının rakibi değil. Aslında birbirini destekliyor ve besliyor.
OSBÜK Başkanı, Türkiye’deki hemen tüm OSB’lerde yaşanan sancıyı böyle dile getiriyor, ortaya koyuyor…
Türkiye’nin dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girmesini istiyorsak, bu sese, ortaya koydukları önerilere kulak verip, doğru stratejiyi çizmek gerekiyor…
Memiş Kütükçü (soldan üçüncü) Hasanağa OSB yöneticileriyle birlikte.
OSB’ler için 3 bakanlığın ortak oluşturduğu kurul son onay makamı olsun
OSBÜK Başkanı Memiş Kütükçü, organize sanayi bölgelerini kurarken, genişletmeye çalışırken tarım alanlarını“hiç etme” derdinde olmadıklarını altını ısrarla çizdi:
- Biz, doğru yerde doğru alanlar oluşturulmasını talep ediyoruz.
Konunun bir bakanlığın yetkisinde olmaması gerektiğini vurguladı:
- Mevcut alanların mevcut altyapılarını modüler olarak büyütmek, ölçek ekonomisi açısından en doğru model.
Bu konuyu şöyle açtı:
- Yani, mevcut OSB’deki altyapıyı başlangıçta yaparken genişleme alanları da dikkate alınır. Zamanla modüler büyüyebilecek şekilde altyapı yatırımları yapılır.
Mevcut OSB’lerin çevresinde genişleme alanları yaratmak yerine farklı alanlar gösterilmesinin maliyeti ciddi şekilde artırdığına dikkat çekti:
- Başka bir alanda yeni OSB kurmaya kalkınca tüm altyapıyı sıfırdan kurmak gerekiyor. Bu, hem sanayicinin, hem de devletin kaynağının israfı demek. Ayrıca ciddi bir maliyet yaratır.
3 bakanlığın konunun tarafı olduğunu kaydetti:
- Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı OSB’ler konusunda taraftır. 3 bakanlığın oluşturduğu ortak bir kurulun OSB’lerle ilgili genişleme alanları dahil her konuda karar vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Kurulun başkanlığını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yürütmesi gerektiği üzerinde durdu:
- Çünkü, konu sanayi. Yalnız, kararların konsensüsle alınması gerektiği kanaatindeyim.
Anı çözmeye İhtiyacımız var
OSBÜK Başkanı Memiş Kütükçü, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmaya değindi:
- Sanayi için yeni imar alanları oluşturarak tartışmayı bitirmek istiyorlar. Üst ölçekli planlarda sanayi bölgelerini içeren imar planlarını işaretleyerek tartışmaya nokta koymak, yatırım yapılırken önceden belirlenmiş alanların kullanılmasını sağlamak için çalışma yürütüyorlar.
“Anı çözmek” konusunda sürecin tıkanmış olduğunu vurguladı:
- Var olan alanların genişleme çalışmalarını oraya bağlayarak bu olayı kısa sürede çözemeyiz. Bizim anı çözmeye ihtiyacımız var. Ayrıca orta ve uzun vadede kalıcı çözümler de üretmek gerekiyor.