Distopik toplumda piyasa iyimserliği
Global piyasalar, virüsün kısa sürede kontrol altına alınacağını, ekonomik aktivitenin toparlanacağını düşünüyor. Borsa endeksleri bu sinyali veriyor. ABD’deki salgının merkezinin New York olmasının psikolojik tarafı var. Buradan pozitif haber akışı, başta hisse senetleri olmak üzere, riskli varlıkların fiyatlarını yükseltiyor. ABD’de karantina, sokağa çıkma yasağı gibi önlemler erken kaldırılabilir. İtalya’da vaka sayısındaki artış hızının yavaşlaması, bilim insanlarını ve siyasetçileri uç düşüncelere yöneltiyor. İtalyanlar, vücutta bulunan doğru antikorların insanı virüse karşı koruyacağını düşünüyor. Buna göre güçlü bağışıklık sistemi; sokağa çıkmada, işe gitmede, belirleyici olabilir. Bu bir nevi distopik toplum yapısıdır. Siyasetçinin esas gündemi ekonominin eski hâline dönmesidir. Reel ekonomiler çöktü. Bir ay sonra insanların çoğunun cebinde beş kuruş olmayacak. Sürecin uzamasının, her ülkede siyasal ve sosyal sonuçları olur. MIT’den bir akademisyen ile Fed’den iki ekonomistin çalışmasını okudum. 1918 salgınında, çabuk davranan ve agresif önlemler alan ülkelerin salgından sonra daha hızlı toparlandıklarını, ölüm oranlarının daha düşük olduğunu belirtiyorlar. Geç müdahale eden, karantina koşullarını erken gevşeten ülkeler, ekonomik açıdan fazlaca zarar görüyorlar.
Amerikan endekslerindeki iyimserlik, diğer piyasalara da yansıyor. Azalan üretim ve yaşanan gelir kaybı, şirket bilançolarında ve analist tahminlerinde henüz gözükmüyor. Zayıf ekonomik verilerin bilançolarda gözlenmesi, piyasalar tarafından sindirilmesi, haftaları hatta ayları bulabilir. Çünkü piyasalar “V” şeklinde bir toparlanma bekliyor. İlk etapta darbe alacak şirket kazançlarının hızla eski hâline döneceğine inanılıyor. Şirketlerin hisse geri alımları, uzun süre hisse senedi fiyatlarına destek vermeyecek. Çalışanların maaşlarından yapılan kesintiler ve şirket katkılarından oluşan 401(k) planlarından da hayır gelmez. ABD’de şirketler, bu kesintileri ve katkıları değerlendirmek için yatırım fonlarıyla çalışırlar. Bu fonlar da ağırlıklı olarak hisse senetlerine yatırım yaparlar. Hisse senetlerindeki ilk satış dalgası, panik ve likidite sıkışıklığı nedeniyle yaşandı. Fed’in operasyonları ve Kongre’nin teşvik paketiyle bu dalga savuşturuldu. Amerikan ekonomisinde yaşanabilecek büyük resesyonun (depresyonun) fiyatlaması yapılmıyor.
Panik ortamında dünyadaki dolar talebinin nasıl arttığını gördük. Dolar güçlenmeye devam ederse, dolar finansman ihtiyacı yüksek olan ülkelerin sıkıntısı artacak. Merkez bankalarının bankası olarak da bilinen Uluslararası Ödemeler Bankası’nın raporuna göre; hiçbir bilançoda gözükmeyen, off shore (kıyı bankacılığı) hesaplarda bulunan, türev enstrümanlar üzerinden yaratılmış 14 trilyon dolar borç var. Büyük bir resesyonun yaratacağı iflas ve temerrüt dalgasının, yeni bir dolar talebi yaratması en kötü senaryodur.