Direnç gösterenlerle inanç gösterenler ayırdında metaverse otomotiv
Endüstri devrimi, “dokuyan mekik” ile başladı ve ilk kez geleneksel tezgâhlardan tekstil makineleri fikri doğdu. Buna birinci endüstri devrimi dendi. Ardından James Watt ve arkadaşları; Birmingham’da dolunay geceleri bir tepede buluşarak buhar makinesi fikrini ortaya attı. Buna da ikinci endüstri devrimi dendi.
İzleyen yıllarda ABD’li mühendis Fredrick Taylor, uzmanlaşmayı getirecek ve Henry Ford; üretim bandı fikriyle, otomotiv endüstrisinin temelini atacaktı. “Atlar her zaman kullanılacaktır. Otomobil ise ancak bir moda olabilir.” Bu söz ise otomobil üretme fikriyle kredisine başvurduğu bir bankanın finansman müdürüne ait.
Bugün o finansman müdürünün adını kimse bilmiyor fakat Ford’u gerek otomotive katkıları gerek ürettikleriyle bugün yaşatıyoruz. Söz Ford’dan açılmışken, onun bankacısının vizyonsuzluğuna rağmen otomobil seri üretimi başlatması ardından söylediğini hatırladım; “halkı dinleseydim, daha hızlı atlar üretirdim.”
ATSIZ ARABADAN SÜRÜCÜSÜZ ARABAYA
Evet, daha hızlı atlar… Nitekim ilk otomobillere “atsız araba (horseless car) denmesi, bir tesadüf değildir. Dönüşümün baş döndürücü hıza ulaştığı zamanlarda, herkesin düne, güne ve yarına dair söylediklerini akıl süzgecinden ve hayal perdesinden geçirmesinde fayda var.
Değişimi reddeden insanlar her zaman olmuştur. Ancak bilinmelidir ki değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. 2003 yılında kurulan ve günümüzde Elon Musk yönetiminde olan Tesla Motors, bugün 111 yıllık tarihiyle Bugatti Aotomobiles şirketinin gözbebeği “Chiron” kadar hızlı otomobiller üretebiliyorsa bunun sebebi insan zihninin sürekli bir değişim ve gelişim mekanizması halinde çalışıyor olmasındandır.
TÜRKİYE OTOMOTİVLE TANIŞIYOR
Tarihe baktığımızda gördüğümüz üzere; ilk içten yanmalı motorlu otomobil 1886 yılında Alman makine mühendisi Karl Benz tarafından tasarlanmış ve patenti alınmıştı. Meraklısı için bugün bu otomobilin replikası, Mercedes Fabrika müzesinde sergileniyor.
Ülkemize bakalım; otomotiv sektörünün başlangıcı 1954’te Tuzla’da kurulan Jeep Fabrikası sayılabilir. Kuruluş amacı; binek otomobil üretmekten ziyade Türk Kara Kuvvetleri için askeri araç imalatı olmuştu ve bunlar hizmet dışı kaldığı zamanlarda köylere yolcu taşır hale gelmişti.
Çocukluğumda Beşpınar köyünde bu ciplere “makine” dediğimiz hatırlıyorum. Hatta türkülere konu olmuş; “Kız sekine sekine / Niye gittin tütüne/ Gel beraber kaçalım / Bak geliyor makine” melodisiyle az halay çekilmemiştir. İlerleyen yıllarda kamyon üretmeye başlayan bu fabrikadan sonra dönemin cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Eskişehir Tülomsaş’taki kısıtlı imkânlarla TCDD fabrikasında “Devrim” üretilmişti.
DEVRİM’İ DEVİRDİK ANADOL’U YOK ETTİK
Daha sonra Ankara’daki stadyum töreninde “benzin koymayı unuttuk” diye yürümeyen Devrim, birkaç ay içinde ortadan yok edilmiş, 3 prototipten 2’si yok edilmesine rağmen biri kurtulmuş ve en son TOGG lansmanında sergilenmişti.
Sonrasında otomotiv sektörü giderek hızlanmış, Koç Holding’in Anadol’u, Anadolu yollarında bize yaren olmuş hatta “böcek” modeliyle gençleri dahi kucaklayacak hale gelmişti. Aynı zamanda Güney Kore’nin KIA’sıyla üretime başlayan Anadol’u, ortadan kaldırmış ve ancak bu yıl kendi yerli markamızın prototipine ulaşabilmiştik.
MICROSOFT MARKA OTOMOBİL OLUR MU?
Şimdi elektrikli otomobil üretebiliyoruz. İşin içine elektrik girince, sadece motor ve donanımında kalmıyor, elektronikle birleşerek otomobil kavramını başka noktalara çekiyor. 1996’da Las Vegas Comdex Fuarı’nın girişindeki otomobilin üzerinde “Microsoft” yazıyordu. Zira artık kaputu açtığında seni motor değil, sanki bilgisayar kasasını açmışsın gibi bilişim karşılıyordu.
Bu kadar tarihçe yeter. Şimdi metaverse kavramının otomotiv sektörünün yerine oturmuş taşlarını nasıl yerinden oynatacağına dair bulgular, örnekler ve planlardan söz edelim. Nitekim sürücüsüz arabaların artık trafik cezası yiyecek kadar yaygınlık kazandığı günümüzde otomobile yapay zekâ katıyorsanız, sonuçlarına da katlanıyor olmanız gerekecek. Yazının başında ilk otomobillere “atsız araba” dendiğinden söz etmiştim. Endüstri arabada, önce atlardan şimdi de sürücüden kurtuluyor.
METAVERSE’TE HIZ SINIRI KAÇTIR ACABA?
Peki, bu o kadar kolay mı? Değil elbette… Otomotiv endüstrisi akıl almaz bir hızla hareket etmeye başladı ama ne yöne? Biz ülke olarak hangi yönde ilerliyoruz? Hazırlıklarımız var mı? Metaverse dünyasında F1 Formula olmasa da avatarıma sanal trafik polisi ceza kesecek mi? Otomotiv fabrikalarında yapay zekâ ve 5G yardımıyla oluşan yeni tasarım atölyeleri nasıl çalışıyor?
Tüm bunlara bir cevap getireceğim. Ancak şimdi biraz da sektör bazında Metaverse ile otomotiv sektörünün birlikte nasıl yol alacağına, endüstriyi nasıl dönüştüreceğine dair birkaç kelâm edeyim…
Bizler heyecanlı bir toplumuz. Önce ateş eder, sonra nişan alırız. Gözüyle düşünür ve plan yapmak yerine “kervan yolda düzülür” deriz. Başlama heyecanımızı bitirme sürecinde kaybetmediğimizde güzel işler de yapabilir.
YAPAY ZEKÂ TAMAM DA YA ARDINDA ORGANİK ZEKA YOKSA?
Metaverse kavramı dilimize yapıştı adeta… Gün geçmiyor ki yapay zeka ve metaverse konusunda bir konferans, panel, sempozyum yada etkinlik düzenlenmesi… Gördüğüm şudur; yeni kavramları almakta üstümüze yok. İlk telefonu Graham Bell’in icadından 5 yıl sonra alan ilk ülkeyiz. Yıldız Sarayı’nda kuruldu ve 5 yıl çalmadan öylece durdu. Zira kablonun ucunda başka telefonlar olması gerçeğini geç idrak etmiştik.
Biz yine metaverse dönelim. Etkinliklerde dikkatimi çeken, metaverse alanında çok fazla söylem ve tercüme ezberlerin havada uçuştuğudur. Tıpkı bir ilkokul öğrencisinin tekerlediği fişler gibi; “kaya metaverse yap”, “oya avatarınla oyna” kabilinden, slogan tadında cümleler… Derinlik yok, 360 derece bağlantı yok. Araya bir soru girince ezberler bozuluyor, fişler dağılıyor… Yine de bu alanda farkındalık oluşturdukları için bu gayretleri değersiz sayamıyorum.
MERKEZ HER YERDE ÇEVRE BİR YERDE
Yine de bir ayırım var toplumda… Teknolojiye direnç gösterenlerimiz bir yanda, inanarak teknolojinin fırsatlarını gözetenler ise diğer yanda… Türkiye’de üretim sahasına sahip olan otomotiv markası Hyundai de işe ilk olarak anlatmaktan başlamak istemiş olsa gerek ki, Metaverse konusunda öncü bir şirket olarak ülkemizde öne çıkmış… Metaverse’ün merkeziyetsiz yapısı içinde özgürlük kavramından yola çıkarak, yaklaşık 30 adet NFT oluşturup, bunu ilgilenenlerine sunarak adımlarını atmış durumda.
Bu proje ile anlatılmak istenen Metaverse evreninde var olacak otomobillerin nasıl bir özgürlük hissi vereceği vurgusunun yapılmasının yanı sıra, fiziksel dünyada var olan otomobillerde kullanılacak gelişen teknolojilerin ne kadar özgürlükçü, estetik, hayal gücünün sınırlarını zorlayan konforda olması gerektiğine de dikkat çekilmiş.
Anlaşılıyor ki biz ülke olarak Metaverse Otomotiv Sektörü alanında henüz NFT düzeyinde çalışmalar aşamasındayız… Gelecek hafta bu aşama Türkiye’de nereye doğru ilerliyor ve hazırlık çalışmaları nelerdir, ülkemizden farklı olarak dünyadaki hazırlıklar nelerdir? Uygulama örnekleri ve bilgileri ile sizlerle olacağım.