Dinlemeyerek kaybettiklerimiz…
Yücel Uygun
DBA Consulting Eğitim ve Danışmanlık
"Dinlemek, gösterebileceğimiz nezaketlerin en yükseğidir."
Dale Carnegie
İş dünyasında iyi bir iletişimci olmamız, bizi başarılı ve ayrıcalıklı kılan, saygınlığımızı ve değerimizi yükselten, en önemli özelliklerden biridir. Ve etkin bir dinleyici olmamız ise, iyi bir iletişimin olmazsa olmaz bir kuralıdır. Yargılamadan, odaklanarak, konuşmak için sabırsız bir şekilde kendi sıramızı beklemeden, stresten arınmış bir şekilde, berrak bir zihinle, içtenlikle dinlemek… Ve iyi bir dinleyici olmamız, yaşamımıza beklentimizin ötesinde faydalar, güzellikler getirir. Tam tersi bir durum ise, bize düşündüğümüzün ötesinde şeyler kaybettirir.
Dinlemeyerek kaybettiklerimiz
- Güven ve saygınlık
Çalışanların birbirini yeterince dinlemediği, güven unsurunun düşük olduğu örgütlerde, etkin bir ekip çalışmasından bahsedilemez. Güven ve saygınlık, çalışanın iş yaşamında etkin bir şekilde ilerleyebilmesi için kilit rollerdir. Ve ‘etkin dinleme’ insanlar arası iletişimde ‘güven’in oluşmasını sağlayan önemli bir yapı taşıdır. Çalışanın, günlük gelişim odaklı kendisini sorgulama seansında, “Bugün, iletişim halinde olduğum insanları yeterince dinledim mi, eğer dinlemediysem bunun sebebi nedir, bundan sonraki iletişim süreçlerinde nasıl davranmam gerekir? Vb. soruları değerlendirebiliyor olması, kendisinde ‘etkin dinleme’ kültürü oluşturabilmesi için önemli bir nüanstır. Her konuda olduğu gibi, ölçmediğimiz, sorgulamadığımız yönlerimizi değiştirebilmemiz pek mümkün değildir.
- Müşterinin veya diğer çalışanların istekleri/ihtiyaçları veya anlatmak istediği diğer şeyler
Şüphesiz ki insanları gerçekten anlamak için, gerçekten etkin bir şekilde dinlemek gerekir. Günümüzde iletişimle ilgili ortaya çıkan problemlerin başında insanların birbirini yeterince dinlememesi geliyor. Karşı taraf konuşurken yeterince odaklanmadığımızda, müşterinin veya diğer çalışanların isteklerini/ihtiyaçlarını veya anlatmak istediği önemli şeyleri anlamakta zorlanıyoruz. Ve bu davranış, karşı tarafa yeterince önem verilmediğinin, saygı duyulmadığının önemli bir göstergesi oluyor. Etkin bir dinleyici olduğumuzda ise, hem karşı tarafa değer verdiğimizi göstermiş oluyoruz hem de karşı tarafın bize olan saygısını artırmış bulunuyoruz. Ve diğer birçok insan davranışında olduğu gibi, dinlemek bulaşıcı bir eylemdir.
- Problemlerin doğru bir şekilde anlaşılması
İnsanların bulunduğu ortamlarda mutlaka problem veya çatışma oluşacaktır. Bu doğaldır. Fakat bunların gerçekten çözüme ulaşabilmesi için işletme içinde ‘etkin iletişim ve hoşgörü’ kültürü oluşturmak gerekir. Çünkü problemlerin doğru bir şekilde çözüme kavuşabilmesi için, çok iyi anlaşılması gerekiyor. Fakat iş yaşamında her gün, etkin dinlememe kaynaklı birçok problem, yeterince anlaşılmadığı için doğru çözüme kavuşamıyor. Sonra bu iletişim kaynaklı sorunsal her gün işletmelere, zaman, para ve emek kaybettiriyor.
- Yeni şeyler öğrenmek
Dinlemenin en keyifli yanlarından biri, yeni şeyler öğrenmektir. Herkesten öğrenebileceğimiz bir şey mutlaka vardır. Fakat bunun oluşması için de çalışanın merak duygusuna sahip olması gerekir. Merak duygusunun oluşması için de etkin bir şekilde düşünmemiz ve kendimizi sorgulamamız gerekir. Ve Diyojen’in o meşhur sözünü ara sıra hatırlamamız farkındalığımızı artıracaktır; “Çok dinlememiz ve az konuşmamız için iki kulağımız ve bir dilimiz vardır.”
- Konuşma ahengi
Daniel Goleman, ‘ahenk’ sadece insanlar arasında olan bir şeydir der. Ve etkin bir dinlemenin olmadığı iletişimlerde bir ahenkten bahsetmek pek mümkün olmaz. İletişimde ahenk oluşturmak için dinlemenin kurallarını yeterince biliyor ve uyguluyor olmamız önemli bir yaklaşımdır.
Tüm yönetim/iletişim faaliyetlerinde olduğu gibi, bu alanda da işletme içinde liderlere büyük bir görev düşüyor. Bu konuda önce liderin rol-model olması, işletme içinde etkin dinleme kültürünün oluşması açısından son derece önemli bir yaklaşımdır. Ayrıca liderlerin etkin iletişim, dinleme teknikleri ve duygusal zekâ eğitimlerine yatırım yapması, personel davranışları arasında bir ahenk oluşturacaktır ve işletmenin iletişim kaynaklı sorunlarını önemli miktarda azaltacaktır. Ve bu sonuç uzun vadede işletmenin zaman, para ve emek kayıplarını azaltarak kârlılığını da pozitif yönde etkileyecektir.
Epiktetos’un çok sevdiğim -ofislere, toplantı odalarına asılası- şu sözü konuyu içselleştirmek için üzerinde uzunca düşünmeye değer…
“Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır.”