Diktiğimiz mercanların arasında balık geziyor beni çok mutlu ediyor
GEÇEN hafta Anadolu Efes’ten bir davet geldi:
- 2010 yılından bu yana sürdürülebilirlik performansımızı şeffaf şekilde paydaşlarımıza açıklıyoruz. Şimdi önemli bir adım daha atıp, ilk “entegre rapor”umuzu yayınlıyoruz. Ayrıca “Denize +1 Nefes” projesinin detaylarını da sizlere anlatmak istiyoruz.
Kalabalık bir grup meslektaşımla Bostancı’dan tekneye bindik, Sedef Adası’ndaki Elio’ya gittik. Bira Grubu Başkanı ve Anadolu Efes CEO’su Can Çaka liderliğindeki ekip, önce “entegre rapor”un anlamını açtı:
- Entegre düşünce anlayışıyla hazırlanan rapor, finansal ve finansal olmayan alanlardaki performansı, orta ve uzun vadeli hedefleri ortaya koyuyor. Şirketin “finansal, üretilmiş, fikri, insani, doğal ve sosyal & ilişkisel” sermaye ögeleri etrafında nasıl değer yarattığı yer alıyor.
Can Çaka, Anadolu Efes’in kurulduğu günden beri “sürdürülebilirliği” ana şirket stratejisi olarak belirlediğini belirtti:
- Bugün yolculuğumuza dünyanın 9’uncu, Avrupa’nın 5’inci büyük bira şirketi olarak devam ediyoruz. Bölgesel bir güç konumunda bulunan şirketimizin performansını finansal başarı tanımının ötesinde bir bakış açısıyla ele alıyoruz.
Anadolu Efes Kurumsal İlişkiler Direktörü Selda Susal Saatçi araya girdi:
- Şirketimizin CEO’su başta olmak üzere tüm çalışanların sürdürülebilirlik ile ilgili performansları ölçülüyor. Yüksek performans gösterenler ödüllendiriliyor. Bu konuda yönetim kurulumuza yılda iki kez sunum yapılıyor.
Can Çaka, 2022 yılında sürdürülebilirlik yolunda farklı projelere 61 milyon lira yatırdıklarını bildirdi, elde ettikleri sonuçları özetledi:
-
Karbon emisyonunda net yüzde 12 azalma sağlandı.
-
Atıklardan yeniden üretim konusunda döngü oluşturuldu.
-
Üretimdeki su tüketimimiz son 2-3 yılda yüzde 16 azaldı.
-
Tarladan bardağa karbon ayak izimizi detaylı şekilde çıkardık.
-
Malt posasından atıştırmalık gıda ürünü ürettik. “Malty bites”ın her paketi bize 19 litre su tasarrufu olarak dönüyor.
Derken Selda Susal Saatçi, “Denize +1 Nefes” projesini birlikte yürüttükleri Deniz Yaşamını Koruma Derneği Başkanı Volkan Narcı’yı sahneye çağırdı. Narcı, Marmara Denizi ile ilgili yaptıkları 3 aylık incelemeden veriler, bilgiler paylaştı:
-
Aldığımız 3 nefesten ikisini denizlerimize borçluyuz.
-
Marmara, muhteşem bir deniz. Karadeniz, Ege ve Akdeniz’i bünyesinde barındırıyor.
-
Marmara’da 400’ü aşkın tür belirledik.
Mercanların denizlerin yağmur ormanları şeklinde nitelendiğini kaydetti:
- Mercan olmazsa denizde hayat olmuyor.
Marmara Denizi’ndeki Sivri Ada çevresinde kırılmış mercanların Tavşan Adası çevresinde, suyun 30 metre altındaki kayalıklara taşınması çalışmalarına Anadolu Efes’in de destek verdiğini bildirdi:
- Anadolu Efes’in desteği ile bir de izleme istasyonu kurduk.
O anda sahnedeki büyük ekrana kısa süre önce dikimi gerçekleşen mercanlardan canlı görüntü yansıdı. Mercanların arasında dolaşan balıklar görüntüye girince Volkan Narcı heyecanlandı:
- Bakın, bakın balıklar da dolaşıyor yeni diktiğimiz mercanların arasında. Bu görüntü beni inanılmaz mutlu ediyor.
Tavşan Adası ve çevresinin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından “hassas koruma alanı” ilan edildiğini anımsattı:
- Bu konudaki destekleri için Sayın Cumhurbaşkanı ve bakanlığımıza teşekkür ediyoruz.
Anadolu Efes Grup Kurumsal İletişim Direktörü Selda Susal Saatçi, “Denize +1 Nefes” projesiyle ilgili şu mesajı verdi:
- Geçen yıl başlattığımız işbirliği ile doğal ortamından kopmuş mercanları Tavşan Adası’na naklettik. Deniz Yaşamını Koruma Derneği ile birlikte hedefimiz Marmara Denizi’ndeki mercan popülasyonunu, biyoçeşitliliği artırmak ve korumak.
Volkan Narcı konuşurken geçen yıl haziran ayında DP World Yarımca’nın desteğiyle yaptıkları çalışmayı Tavşan Adası çevresinde anlık canlı izlediğimizi anımsadım.
Narcı, geçen yılki çalışmalar sırasında Deniz Yaşamını Koruma Derneği’ndeki gönüllü çalışan arkadaşlarını, ekibi “Deliler Birliği” olarak nitelemişti.
İyi ki yaz-kış demeden suyun 30 metre altında mercan dikimi yapan bir “Deliler Birliği” ve onları destekleyen Anadolu Efes, DP World Yarımca gibi şirketler var…
Dünyada 500 farklı şerbetçi otu var
ANADOLU Efes’in Sedef Adası’ndaki Elio’da gerçekleşen “Entegre Rapor” buluşmasında ikram edilen biralardan birinin tadına baktım. Yeni ürünün farklı aromasını merak ettim:
- Bu birada arpa, maya ve şerbetçi otundan başka şeyler de mi var?
Anadolu Efes Üretim Teknik Direktörü, Uluslararası Bira Hakemi Koray Anar’ın yanına gittim, aklıma takılan soruyu sordum, anlattı:
- Bu üründe farkı daha fazla şerbetçi otu kullanarak yarattık.
Ardından ekledi:
- Bu üründe normal birada kullanılanın 10 katı şerbetçi otu var.
Sürdürdü:
- Muhtemelen bazı meyve aromaları da hissettiniz bu üründe. Onun nedeni de ABD’den ithal ettiğimiz şerbetçi otunu kullanmamız. Söz konusu şerbetçi otu, meyvemsi aromayı yetiştiği bölgenin toprağından alıyor.
Anadolu Efes’in Bilecik Pazaryeri’ndeki şerbetçi otu üretimine verdiği desteği bildiğim için sordum:
- Pazaryeri’ndeki şerbetçi otu benzeri etkiyi yapmıyor mu?
Yanıtladı:
- Dünyada bira üretiminde kullanılan 500 farklı şerbetçi otu türü var. Her birinin biraya kattığı lezzet, aroma farklı. Biz Pazaryeri’nde üretilen şerbetçi otunun yanısıra ABD ve Almanya’dan da şerbetçi otu alıyoruz.
Yeri gelmişken buluşma öncesi Gündeydoğu Anadolu Bölgesi’ne gittiğini aktardı:
- Bira üretiminde kullandığımız arpa alımına dönük fiyatımızı açıklamak için bölgedeydim. Sözleşmeli çiftçilerimizden arpa alımını gerçekleştiriyoruz.
Sözleşmeli çiftçilere özel üretim yaptırdıklarını bildirdi:
- Biliyorsunuz ülkemizde yoğun şekilde hayvan yeminde kullanılmak üzere de arpa üretimi yapılıyor. Biz, tohumunu belirleyip, üretim süreçlerini de yakından izleyerek arpayı alıyoruz.
Türkiye’de yılda 6-7 milyon ton arpa üretildiğine işaret etti:
- Bunun 100-150 bin tonu bira üretiminde kullanılıyor.
Anadolu Efes’in 7 bin sözleşmeli çiftçi ile çalıştığını kaydetti:
- Sözleşmeli çiftçilerimizin 700’ü Pazaryeri’nde şerbetçiotu üretiyor…