Dikkat, gözlem, uyum…
Dikkat et, dikkatli ol, dikkatimi dağıtma…
Bu sözcükleri günlük hayatımızda ne kadar çok kullanırız değil mi?
Bakın “Dikkat etmek” ifadesi Türk Dil Kurumu (TDK) Büyük Sözlük’te nasıl açıklama bulmuş.
- Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplamak, uyanık davranmak
- Gözüne çarpmak veya ilgisini çekmek
- Özen göstermek
“Hocam ihracatçı bu dilbilgisini ne yapacak?” demeyin sakın.
Hele ihracatın pazarlama ve satış tarafında yer alan birisi iseniz aman dikkat…
Önce, duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplamak, uyanık davranmayı ele alalım.
İhracat pazarlama elemanı olarak yeni bir bağlantı yapmak için temaslar yapıyorsunuz.
Yeni bir ülke ve belki yeni bir muhatap…
Siz onu tanımazsınız ve hele yeni bir ülke ise yerel davranışlar size çok yeni ve yabancı.
Çocukluğumuzda bir şarkı vardı, bizlere dikkat ederek öğrenmeyi öğreten…
“Bir gün okula giderken her şeye dikkat ederken…” bizi çok güzel yönlendirirdi.
Bizler “Kültürlerarası iletişim” olayını rüzgârın esişine pek fazla bırakıyoruz.
Oysa batıda ve özellikle ABD piyasasında bu iş pek önemseniyor, kursları bile veriliyor.
Londra’da yaşadığım yıllarda, 1973 yılında gittiğim İngilizce kursu, bir erişkin eğitim merkezinde veriliyordu ve burada çok farklı kurslar vardı.
Beni en çok şaşırtanı ise Londra’nın hiç de merkezi olmayan bir yerdeki yetişkin eğitim merkezinde bile Türkçe kursu açılmış olması idi.
Meraklı bakışlarla girdiğim sınıfta konuştuğum kişilerin çok azı Türkçe merakı ile gelmişti. Çoğunluğu ise ticaret ve dışişleri bakanlıklarının, tayini Türkiye’ye çıkmış elemanları ve hatta onların eşleri idi.
13 Mart 2012 tarihinde yayınlanan sohbetimizde “Yabancı ülkelerin Türkiye’de görev yapan ticaret ataşelerinin birçoğunun Türkçe konuşuyor olması acaba ilginç bir tesadüf mü yoksa ülkelerinin ticaret stratejisinin bir gereği mi?
Bizim ataşelerimizin yüzde kaçı yerel dile hâkim bilmiyorum.
Keşke beni sevindirecek bir çoğunluk olsa da sevinsem. “ diye yazmıştım.
Bunun nedeni de içerisinde bulundukları toplumla ne kadar kaynaşabilip, ülkemiz için faydalı olabilecek ne kadar güncel bilgi toplayabildikleri idi.
Burada iğneyi ihracatçı dostlarımıza çuvaldızı başkalarına batıralım…
Girdiğimiz yabancı toplumların örf ve adetlerine, iş yapış biçimlerine ne kadar dikkat ediyoruz?
Yaşam tarzları nasıl diye anlamaya çalışıyor muyuz?
Hediye alıp verme, davet, hesap ödeme, eğlence tarzları, kadın erkek ilişkileri?
Bütün bunları toparlayabilmek için, dikkatli olmalı ve içerisinde bulunduğumuz topluma uyum sağlamaya çalışmalıyız.
Yabancı ülkelerde iş yaparken, onları kendi tarzımızda iş yapmaya yönlendirmekten daha çok, biz onların tarzına uyum sağlamalıyız.
Bizleri kendileri gibi iş yapan birileri olarak algılamalarını sağlarsak, kapılar daha kolay aralanır.
Kuşkusuz bunun en büyük ve en etkili aracı yerel dili konuşabilmektir.
Amma bu olanağımız yoksa elimizde kuvvetli bir sacayağı var…
Dikkat et, gözlem yap ve uyum sağla…