Dikiz aynasıyla yol almak
Eğer gözün sürekli dikiz aynasında ise ya otoparktasın, ya da geri geri gidiyorsundur. Gözün ön camda olmalı ki ilerleyebilesin. Bu demek değildir ki dikiz aynasına ihtiyaç duyulmasın. Dikiz aynası yoksa yol güvenliğin eksik kalacaktır. Kural şu; dikkatinin %80’i ön camdadır. Dikiz aynasına %20 yeter.
Bakanından bakmayanına dek, ekonomi yönetiminin dilinden düşmeyen; Türkiye’nin üst gelir grubu ülke olma yolunda nasıl ilerlediğidir. Geçenlerde Sanayi Bakanı Kacır’ı dinlerken şunu hissettim; “Türkiye, paralel evrende bir üst gelir grubuna taşınmış ama biz yurttaşlara haber vermemişler.”
Yüksek teknoloji ihracatında yerinde saymak
Elimde Dünya Bankası’nın verileri var. Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracat payındaki değişimlere bakıyoruz. Çekya 2007’de %15,3’ten 2023’te %20,3’e tırmanmış. İspanya %5,6’dan %9,6’ya, İsrail %7,6’dan %34,8’e, Polona %3,9’dan %10,8’e, Türkiye ise %2,2’den %4,5’e çıkmış.
Dünya ortalamasına bakıyoruz; 2007’de yüksek teknolojinin payı %19,8 iken 2023’te %24’e tırmanmış. Bizim 16 yılda %2,2’den %4,5’e çıkışımız, savunma sanayiindeki atılımla gerçekleşmiş. Bu sektörü hariç olunca yerimizde saymışız. Bir bakıma dikiz aynasıyla yol aldığımızın verilerle ispatı…
İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…
Peki, söylemler neden farklı?
Zira bizdeki veriler kirli… Gerçekler üzerinden değil temennilerle yol alıyoruz. TÜİK’in güvenilirliği olmayınca yerli yabancı uzmanlar farklı veri kaynaklarına başvuruyor. Biz ise istatistikleri kirleterek algı yaratmayı seçtik. Fakat olgular tam tersi gerçeklere işaret ediyor. İSO 500 verileri delili bunun.
Alkışla neden olmaz?
Gerçeklerin er veya geç ortaya çıkma gibi bir huyu var. Seçmeni sahte müjdelerle oyalayabilirsiniz fakat sandıkta foyanız ortaya çıkıverir. TÜİK’e kimsenin inanmaması bundandır. Ekonomi yönetiminin krizi saklama girişimleri işe yaramıyor. Alkışlar dinince gerçeklerin ağırlığı çöker. Veriyle oynamayın.
not/ Dünya endeksleri farklı şeyler haykırıyor
Elimde 18 farklı küresel endeks var ve hiç birinde bize dair olumlu gelişme yok. Olumsuzlukta ya dünya şampiyonuyuz veya en kötü 10 ülke içindeyiz. Dünyanın verileri herkes için erişilebilir hale gelmişken bizler artık kıyas yapabiliyoruz. Mızrak çuvala sığmıyor. İşte bunlardan birkaç derleme…
Dünya sefalet endeksinde şampiyonlar ligindeyiz. Bizden önceki 4 ülkeden 3’ü savaş alanı, diğeri de Arjantin. Dünya enflasyon liginde dünya ikincisiyiz. Gıda enflasyonunda OECD içinde açık ara rekor bizde; ortalama %3,7 iken bizim oranımız; %44,9. Bize en yakın ülke İsrail’in gıda enflasyonu %7,4.
ETBİR verilerine göre 2019’da kişi başına yılda ortalama 12 kilo et tüketirken bugün 8 kiloya düştük. Bu rakam ABD, İspanya, İngiltere gibi ülkelerde 30 kilo. Dünyanın en yüksek faizini biz ödüyoruz. Yüzde 30’u aşkın orana en yakın ülke %26 ile Zambiya. Kolombiya %10, Pakistan %12 seviyesinde.
Bitti mi? Ne gezer… Dünya Eşitsizlik Raporuna göre rekortmeniz. En üstteki %10’un geliri, en alttaki %50’nin gelirinin 23 katına eşit. Çalışma süresinde haftada 43,8 saat ile Karadağ’dan sonra ikinciyiz. Konut fiyat artışında dünya lideri, istihdam oranına OECD sonuncusu, çocuk yoksulluğunda ikinciyiz.
Netice; Yanlış veri ile doğru yere varamazsın. Dikiz aynasına bakarak yol alamazsın. İnsanlara yalan söyleyerek güven oluşturamazsın. Sürekli umut pompalamak yerine söylediğini yapman gerekir.