Dijitalleşmeyle kaynak yaratıp daha fazla öğrenciye ulaşacak
Kamil Yazıcı ve İzzet Özilhan’ın 1950’de Tahtakale’de küçük bir dükkanda temellerini attığı Anadolu Grubu; bugün 19 ülkede, 80’e yakın şirketi, 86 üretim tesisi, 6 Ar-Ge merkezi ve 80 binden fazla çalışanı ile faaliyetlerini bira, meşrubat, perakende, tarım, otomotiv, kırtasiye ve enerji sektörlerinde sürdürüyor. Yazıcı ve Özilhan aileleri, Anadolu topraklarından kazandıklarını yine bu toprakların insanları ile paylaşmak arzusuyla 1979 yılında Anadolu Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı’nı kurdu. Sağlık ve eğitim en çok üzerinde durulan konular oldu. Vakfın ilk eseri olan ilkokul iki ailenin doğduğu topraklar olan Niğde ve Kayseri’ye yapıldı. Vakıf, eğitimde fırsat eşitliği yaratmak amacıyla bugüne kadar Türkiye’de 30 binin üzerinde öğrenciye burs sağladı. Sağlıkta Johns Hopkins Medicine iş birliğiyle hayata geçirdiği Anadolu Sağlık Merkezi, Türkiye’de tıp alanında önemli gelişmelere imza atarken sosyal sorumluluk projesi ile de 55 bine yakın ihtiyaç sahibi hastaya 660 bine yakın bedelsiz sağlık hizmeti sundu. Vakıf; yurt, okul, hastane, sağlık merkezi, spor salonu gibi 50’yi aşkın eseri ülkeye kazandırmış…
Anadolu Vakfı’nın Genel Müdürlük koltuğunda Nedret Aydemir oturuyor. Aydemir, 35 yılı geride bırakan kariyerinde ağırlıklı olarak satış, pazarlama, iletişim, müşteri ilişkileri ve kurumsal sosyal sorumluluk alanlarında çalışmış. Pars/McCann-Erickson, Oriflame, Goodyear çalıştığı şirketler arasında… 2008 yılında Anadolu Grubu’na McDonald’s Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü olarak katıldı. Efestur Turizm İşletmeleri Genel Müdürü olarak görev yaptı. Genel Müdür Yardımcısı olduğu vakıfta Temmuz 2021’de Genel Müdür olarak atandı.
‘Geçen yıl burs için 65 bin başvuru geldi, bu yıl daha da artar’
Nedret Aydemir ile vakfın çalışmalarını ve hedeflerini konuştuk. Ana hedeflerinin vakfa kaynak yaratmak olduğunu anlatan Aydemir, iki yıl önce bağış toplama yetkisi aldıklarını söylüyor ve devam ediyor: “Grup şirketlerimizin desteği büyük. Yönetim kurulumuz ‘Daha ne yapabiliriz gençler için’ diyerek desteklerini sürdürüyor. Bizim bütün derdimiz dijitalleşmek. Çağımızın gerekliliği dijital dönüşümü iş süreçlerimize de aktarmaya başlandık. Vakıf olarak kaynaklarımızı en verimli şekilde ve ihtiyaç sahipleri için kullanmamız gerekiyor. Daha fazla gencin burs ve eğitim gelişim programlarımızdan faydalanabilmesini sağlamak üzere Işığınla Gelecek Burs Bağış Platformu’nu hayata geçirdik. Web sitemizde bağış toplayabiliyoruz. Özel günlerimiz için e-kartlarımız var. Dijitalleşme bu açıdan çok önemli. Şu anda 1000 öğrenciye burs veriyoruz. Aylık burs tutarımız büyük şehirlerde 2 bin TL. Hem öğrenci sayımızı hem de katkımızı artırmak istiyoruz. Geçen yıl burs programımıza 65 bin başvuru geldi. Bu yıl sayının daha da artacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla yeni kaynak yaratmamız lazım. Bütün çabamız daha fazla kişiye dokunmak” diyor.
Online eğitimlerle 190 bin öğretmene ulaştı
Nedret Aydemir, gençleri yetiştiren öğretmenlere yönelik “Değerli Öğretmenim” projeleri olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Değerli öğretmenlerimizin de geleceğe yön vermelerine eğitim ve gelişim programlarımızla destek veriyoruz. Dijitalleşme bu açıdan da önemli katkılar sağladı. Dijital eğitimlere odaklandık. 190 bin öğretmenimize ulaştık.”
Anadolu Sağlık Merkezi’nin de önemli çalışmalar yaptığını kaydeden Aydemir, “Çocuklara, yaşlılara, engellilere, gazilere yönelik programlarımız var. Tedavi ve ameliyat gibi ihtiyaçları karşılanıyor. Çocuklara yönelik düzenli sağlık taraması yapıyoruz” diyor.
Deprem bölgesindeki bursiyerlere ek ödeme yapıldı, travma seminerleri düzenlendi
Nedret Aydemir, deprem bölgesinde 125 bursiyerleri olduğunu, maalesef Adıyaman’da bir tıp öğrencisini kaybettiklerini anlatıyor. Depremden sonra tek tek bursiyerlerine ulaştıklarını belirten Aydemir, şöyle devam ediyor: “Grup şirketlerimiz bölgeye çok destek verdi, vermeye devam ediyor. Anadolu Sağlık Merkezi, bölgeden gelen çocuklara muayene ve tedavi desteği verdi. Grup çalışanlarımızın bağışlarının doğru yerlere ulaşmasını koordine ettik. Bursiyerlerimize hızla ek ödeme yaptık. Bilgisayar ihtiyacı olan çocuklarımız için kampanya başlattık. Travma için online programlar düzenledik. Deprem bölgesindeki öğrenciler Türkiye’nin her yerine gitti. Öğretmenlerimize adaptasyon için eğitim desteği verdik. Depremden etkilenen çocukların ruhsal durumlarını yönetebilmeleri anlamında bu eğitimler çok faydalı oldu. Bu programlara devam etmeyi planlıyoruz.”