Dijital kimliğe odaklanıp, dünyayı değiştirmeye uğraşıyor!
Bazen yazıyorum ya da konuşmalarımda anlatıyorum, “veri”nin kaos çağında yaşıyoruz. Tabir yerindeyse kimin eli kimin cebinde belli değil. Herkes izin ya da bir prosedüre gerek kalmadan verilerimizi tarıyor ve yine bize yönelik olarak kullanıyor. Tabii işin bu kişisel boyutu kadar, bir de iş süreçleri ayağı var. O da verinin bir diğer boyutu. Bununla ilgili gelişmeler birkaç koldan ve belli felsefelerle yürüyor. Nasıl konsolide olacak ileride göreceğiz. Bu insan olarak bizim aynı zamanda kişisel ve toplumsal anlamda dijital varlık olma yolunda ilerleme yolculuğumuz. Sizlerle paylaştığım bu konuları farklı şirketler ve bu alanlarda iş yapanlarla da tartışıyorum. Onlardan da teyit ediyorum. “Dijital Kimlik” konusunu birkaç defa yazmıştım. Fikir üretenlerin, yazanların telifl erinin korunması için bir işi kimin yazdığının, kimin söylediğinin bilinmesine ilişkin… Kaynak sorgulanması, herkese bir “Dijital Kimlik” verilmesi… İş sadece tabii ne söylediğimiz yaptığımızla ilgili değil aynı zamanda nasıl çalıştığımız, şirketlerin burada yaptıklarıyla da ilgili ve bu çok daha büyük bir konu… Bu konuya odaklanmış olan KOBİL Group’un Kurucusu ve CEO’su İsmet Koyun ile geçtiğimiz günlerde sohbet fırsatı buldum. “Dijital Kimlik” konusunda aradığım adamı buldum hissine kapıldım. Çünkü İsmet Koyun KOBİL’in tüm odağını bunun üzerine kurmuş
Dijital Kimlikle, dünya değişir mi?
İsmet Koyun “Dijital Kimlik” ve onun çalışma biçimini çok iyi özetliyor. Bu konunun dünyayı değiştireceği konusunda da çok iddialı. Sizler için ve konuya yeni girenler için hemen ondan bir alıntı yapayım: “Gerçekten dünyayı değiştirmeye uğraşıyoruz. Bizim sistemlerimizi kullananlar ilerinin Google’ları olacak diyorum. Biz ana merkeze güvenliği koyuyoruz. Bu bizim için çok önemli. İlerde internete girişler, anonim olmayacak herkesin bir dijital kimliği olacak. Ben buna yüzde 100 inanıyorum. Bizim ana merkezimizde dijital kimlik var. Başından beri biz her zaman bunu savunduk. Dijital kimliğin iki yönü var. Birincisi güvenlik, ikincisi dijital kimliğin inkâr edilemez olması. Güvenlik için ne lazım, örneğin bir saati size saklamak için verdim. Siz bunu kasaya koyuyorsunuz. Bir de saklamak için sizinle bir protokol yapıyoruz. O yüzden sistemin hem bağlayıcı hem de güvenli olması gerekiyor. O nedenle bir dijital kimlik yaratıyoruz, etrafına güvenlik koyuyoruz. Bir de güvenli iletişim kanalı koyuyoruz. Çünkü birbirimizle alışveriş yaptığımızda, karşılıklı bir değiş tokuş olduğunda bunun da güvenli olması gerekiyor.”
Sürtünmesiz müşteri deneyimi
Dünyada ekosistemle, platformlar kuruluyor, sistemler çalışmaya başlıyor ardından güvenliğe bakalım deniyor. İş buralarda bilinçli şekilde gelişmiyor aslında… Dünyada güvenlik birkaç adım sonra geliyor. Fakat bilgisayarların bu kadar güçlendiği bir dönemde bu artık çok da göz yumulacak olmaktan çıkıyor. İsmet Koyun burada ekosistemlerin önemine ve müşteriye ‘sürtünmesiz deneyim’ yaşatmaktan bahsediyor. İsmet Koyun platformlar ya da daha doğru ifadeyle ekosistemler boyutunu şöyle aktarıyor: “Biz tüm bu insanları birbirine dijital kimliği merkeze alarak birbirine bağlamak için bir platform oluşturmayı hedefliyoruz. Bu platformlar içinde tüm iletişim, alışveriş, güvenli ve tanımlı olarak yapılıyor. Örneğin bankanın 8 milyon müşterisi var. Bu platform üzerinde birleştirip onlara daha ne hizmet veririz diye düşünüyoruz. Biz müşteriyi sürtünmesiz – frictionless dediğimiz dünyaya nasıl taşırız diye düşünüyoruz. Yani müşterinin en az zorlanarak iş yapmasını sağlamak. Senin iş ortağın olacak insanlar var. Sigorta satabilirsin, araba kiralayabilirsiniz ve bu farklı kanalları da onun içine alıyoruz. Hem kendi işinin dijital dönüşümünü yap dünyaya taşı, hem de iş ortaklarını da oraya taşı. Biz buna ekosistem diyoruz. Bunların içinde dijital kimlik olduğu için güvenlik altında çok kolay ve hızlı şekilde işlemler yapılabiliyor”.
“Kuantum Çağı”na hazır mısınız?
İsmet Koyun özellikle finans sektörünü uyarıyor. Güvenlik konusunda, sistemlerin işleyişi konusunda hızlı hareket etmeleri gerektiğini söylüyor. İsmet Koyun şöyle diyor:
“Kuantum teknolojisine karşı senin önlemin nedir? Bu teknolojiler geldiğinde güvenlik duvarları 1-2 saat içinde çökebilir. Bu planlanmıyor ve buna hazırlanılmıyor. Dijital dönüşüm ile ilgili bir planlama yok. Kısa, orta ve uzun vadede neler yapılacağına ilişkin bir yol haritası yok. Rekabette neleri ön plana alacağının stratejisi yok. Eski hantallaşmış sistemlerin yenilenmesi gerekiyor. Her şeyi kendim yazayım diyor finans sektörü. Bu bir marifet değil. Yaptıkları şeyi dünyada kimse kullanmıyor, bu yazılımlar konusunda fokus olmak ve uzmanlaşmak çok önemli. Finansta olduğu gibi, gıdadan tekstile hep aynı soruları sormak gerekiyor”.
■ KOBİL’ öğrenci yurdunda kurdu
İsmet Koyun, Almanya’ya yüksek bilgisayar mühendisliği okumak üzere gittiği dönemde kaldığı öğrenci yurdunda 1986 yılında KOBİL’i kurmuş. İsmet Koyun KOBİL’i şöyle anlatıyor:
“KOBİL olarak farkımız, bilginin ileride çok değerli olacağı ve elektronik ortamda bilgiyi korunmanın ihtiyaç haline geleceğini işin başında görmemizdi. Genel merkezimiz Almanya’da. İsviçre ve Türkiye’deki ofislerimizin yanı sıra İngiltere ve ABD’de iki eyaletteyiz. Bir ofi simiz teknoloji ve inovasyonun kalbi olan pek çok teknoloji şirketinin ve girişimlerin küresel merkezi Silikon Vadisi’nde diğeri ise Kaliforniya’da bulunuyor. Dünya genelinde 5 binden fazla şirket ve 100 milyon kullanıcının güvenliğini KOBİL sağlıyor”.