DHL’den “birlikte varız” diyen proje

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

DHL Global Forwarding Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Direktörü Burak Ertuna, “Ubuntu felsefesini ‘Hızlı gitmek istiyorsan yalnız, uzağa gitmek istiyorsan beraber git’ olarak açıklayabiliriz. Büyük bir şey yapmak istiyorsan beraber yap. Biz de, DHL Ubuntu Türkiye projesiyle depremden etkilenen Hatay’da, afetzede çocukların ortak kullanımı için bisiklet istasyonu ile temiz suya ulaşımı sağlayacak mobil yeşil enerji modülleri kurduk” diyor.

Afrika’da çalışan bir Antropolog, bir kabilenin çocuklarına oyun oynamayı önerir ve ağacın altına koyduğu meyvelere ilk ulaşanın ödülünün o meyveleri yemek olacağını söyler. Onlara “Hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der. O anda bütün çocuklar el ele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyveleri yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu “Ubuntu” dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki? 1984 yılında Nobel Barış Ödülü sahibi, insan hakları aktivisti Desmont Tutu Ubuntu’yu şöyle açıklar:

“Ubuntu’ya inanan bir insan diğerlerine açıktır, diğerlerine olumludur, diğerleri iyi ve yetenekli olduğunda tehdit altında hissetmez, onun daha büyük bir bütünün parçası olduğunu bilmekten gelen bir özgüveni vardır ve diğerleri aşağılandığında, küçük düştüğünde, zulüme uğradığında ya da ezildiğinde kendini de aşağılanmış hisseder."

Sevgi, şefkat, saygı, paylaşma

Ubuntu felsefesi, temelinde sevgi, şefkat, saygı, paylaşma, birliktelik gibi değerleri barındırıyor… Yani son dönemlerde dünyanın en fazla ihtiyaç duyduğu değerleri…

Türkiye’nin önde gelen lojistik şirketlerinden DHL Global Forwarding, hazırladığı “DHL Ubuntu Türkiye» projesiyle depremden etkilenen Hatay› da, afetzede çocukların ortak kullanımı için bisiklet istasyonu ile temiz suya ulaşımı sağlayacak mobil yeşil enerji modülleri kurdu. DHL çalışanları, Antakya’daki İGA Konteyner Kenti’nde oluşturduğu bisiklet istasyonunda depremzede çocuklara temel bisiklet eğitimi verdi.

Proje kapsamında ayrıca konteyner kentte kurulan ve tamamen güneş enerjisiyle çalışan mobil yeşil enerji modülü ile de depremzedelerin temiz içme suyuna ulaşımları ve telefonlarını şarj edebilmeleri sağlandı.

DHL Global Forwarding Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Direktörü Burak Ertuna, depremden en çok etkilenen çocukları unutmadıklarını ve onlar için projeler hazırladıklarını söylüyor.

“Ubuntu, Nelson Mandela’nın kullandığı bir felsefe. Zulu dilinden geliyor” diyen Burak Ertuna, projeyi şöyle anlatıyor: “Ubuntu felsefesini ‘Hızlı gitmek istiyorsan yalnız, uzağa gitmek istiyorsan beraber git’ olarak açıklayabiliriz. Büyük bir şey yapmak istiyorsan beraber yap. DHL çalışanları yıllık izinlerinin büyük bir kısmının maddi karşılığını bu projeye bağışladı. Bu, bizim insani olarak bağlarımızın ne kadar güçlü olduğunun da bir göstergesi. Bağışın yüzde 95’i bizim kendi bölgemizden geldi. Dolayısıyla, bu projenin esas sahipleri DHL çalışanlarıdır. Benimle birlikte 8 kişilik DHL UBUNTU ekibi deprem bölgesine gittik. Her gittiğimiz şehirden ve konteyner kentten 4-5 çalışma arkadaşımızı aramıza kattık. Böylece istihdam yaratmaya da çalıştık. Toplamda 9 bine yakın çocuğa birebir dokunduk. Düzinelerce bisiklet dağıttık. Çocuklara basit bisiklet tamir eğitimleri ve güvenli sürüş eğitimleri verdik. İnsanların mutlu olduğunu görmek, çocukların yüzünde o sahiplenilmişliğin verdiği gülümsemeyi görmek paha biçilmez duygulardı. Ekibimizin her bireyi UBUNTU felsefesini özümsemiş kişilerdi.”

Balık tutmayı öğretiyoruz

DHL’in bugüne kadar bünyesinde biriktirdiği sosyal sorumluluk adımlarını deprem bölgesine de taşıdıklarını söyleyen Burak Ertuna, şunları söylüyor: “Deprem bölgesine DHL’in içinde yer alan 4 ana yardım kuruluşunu götürdük. Bunlar, GoHelp, Go- Teach, GoGreen ve GoTrade. Özellikle GoTrade ile Afrika bölgelerinde çalışma hayatına katılmasını desteklediğimiz kadınlara yönelik işlerde pazar bilgisi, satış eğitimleri ve navlun desteği veriyoruz. Bir ürün pazarda nasıl satılır, nereye nasıl bir dükkân açılır gibi birçok alanda deneyimlerimizi paylaşıp onları üretmeye ve hayatın içine kazandırmaya çalışıyoruz. Kısacası onlara balık tutmayı öğretiyoruz.”

“İnsanları birleştiriyoruz, onların hayatlarını iyileştiriyoruz”

“2001 yılında DHL serüvenim başladı, 2010 yılına kadar 23 tane ülkede ofis açtık’ diyen Burak Ertuna, şöyle anlatıyor bu süreci: 2002 -2010 yılları arasında çok yoğun bir dönem geçirdik. 23 ülkede ofis açtık. Ülke deyince kolay geliyor ama bu ülkeler Nijerya, Fildişi sahilleri, Senegal, Angola, Tanzanya, Kenya, Uganda, Zambiya, Zimbabve, Kongo gibi ülkeler olunca alışılagelmiş ülke operasyonlarından farklı şeylerle karşılaşabiliyorsunuz. Bu ülkelere indiğinizde sizi ‘Mr. Burak - DHL’ diye karşılayan birileri yok. Örneğin ben Nijerya’da bir kere kaçırıldım. Ama şimdi geldiğimiz noktaya baktığımda büyük bir gururla iyi ki gitmişiz bu ülkelerde DHL olarak diyorum. Bugün Afrika Bölgesi’ndeki net karımızı ilk açıldığımız günden bugüne 12-13 kat artırabildiysek doğru yoldayız demektir. DHL’in bir felsefesi var: ‘İnsanları birleştiriyoruz, onların hayatlarını iyileştiriyoruz’ diyoruz. Biz gittiğimiz her ülkede bir kere öncelikle ciddi istihdam yaratıyoruz. İnsanların hayatlarına maddi ve manevi dokunmaya, yalnız olmadıklarını hissettirmeye çalışıyoruz. Ülkelerin yaşadığı alt yapı sorunlarında bir yatırımcı olarak görev bilinciyle hareket ederek çözmeye çalışıyoruz. Deprem bölgesinde de hep bu sıcak gülümseme için her gün yeniden çabaladık. Benim felsefem ‘1 sıfırdan büyüktür’. Bir çocuğun bile yaşamına bir katkım oluyorsa ne mutlu bana.”

DHL’in 2050 hedefi ‘Sıfır Karbon Ayak İzi’

DHL olarak son dönemde iki konuya odaklandık. İkisi de birbirinden hem farklı hem de birbirine bir o kadar bağlı iki konu: ‘Dijitalleşme’ ve ‘Yeşil Mutabakat’ diyen Burak Ertuna sözlerine şöyle devam ediyor: “2050 yılına sıfır karbon ayak izi hedefiyle ilerliyoruz. Birçok alanda inovasyon yapmamız gerekiyor. Biz DHL olarak Yeşil Mutabakat uyumu gereği sıfır karbon ayak izi hedefi doğrultusunda çalışmalarımıza Volvo’dan tedarik ettiğimiz tırlarla start verdik. Tamamen elektrikli uçağımız ALICE havada 1,2 ton taşıyabiliyor. Taşımacılık sektörü için bu çok örnek ve önemli bir adım, fakat elektrikli olan her şey yüzde 100 yeşil enerji anlamına gelmiyor. Lityum ve magnezyum madenleri çevreye en çok zarar veren iki madendir. ‘Bataryalar yeşildir’ diyoruz ama bittiği zaman milyarlarca batarya doğada ne olacak? DHL olarak bu konuda da birçok firma ile bu bataryaların çevreye zarar vermeden imhası için çalışıyoruz. Son dönemde lityum bataryalar yerine hidrojen tarafına ciddi yatırımlar yapıldığını görüyoruz. DHL bu kapsamda uçak yakıtlarını biyodizel ve biyofuel olarak değiştirdi. Bu yakıtlar tamamıyla dönüştürülebilir. DHL 10 yıl önce Avrupa’nın en büyük bataryalı kamyonet fabrikasını kurdu. Biz yeşil dönüşüme henüz mutabakat kararları çıkmadan başladık. Çünkü bu dünya bu doğa hepimizin ve daha uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşayabilmek için hep birlikte sahip çıkmalıyız. DHL filosunda çok ciddi dönüşüm var diyebilirim.”

‘Afrika’ya açılım dış politikada verilen en kıymetli kararlardan biridir’

“Devletimizin özellikle dış politikada Afrika açılımı, ülkemiz ekonomisine ciddi katkı sunuyor” diyen Burak Ertuna, şöyle devam ediyor: “Türkiye Afrika açılımının bugün geldiğimiz noktada ne kadar büyük bir politik öngörü ile yapıldığını hepimiz görebiliyoruz. Bugün Emirates’ten, Singapur Hava Yollarından bahsederken dünyanın en çok yere uçan hava yolunun THY olduğunu görüyoruz. Bu noktaların ciddi bir bolumu de Afrika’da. Bir yere yeni bir hat açmak, uçak indirmek çok maliyetli bir iştir. Devletimiz burada kararlılıkla sıkı bir duruş sergiledi. Şimdi bunun sonuçlarını alıyoruz. Afrika çok büyük bir kıta ve ülkemizle önemli iş birlikleri var. Bu süreçte ülke olarak daha farklı ürünlerde ihraç edebileceğimize bu ticari kapasiteyi daha da artıracağımıza inanıyorum. Bu bölge ülkeleri geçmişte uzun yıllar sömürge ile yönetildiğinden kendisini geliştirememiş. Değerli madenlere sahip olan bu bölgede 54’e yakın ülke ve 1,2 milyar nüfus içinde çok ciddi bir genç nüfus yaşıyor. Biz DHL olarak ‘Coğrafya kaderindir’ söyleminin tam tersine özellikle bu nüfusa ses verdik, onları dinledik, ekibimize yeni üyeler kattık.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar