Devlet Planlama Teşkilatı yeniden kurulsun diyorsunuz ya…
Bir kez daha düşünün derim. Zira sorun DPT kapatıldığı için plansızlık değil, plan denince ne anladığımızda… Tepedekinin hoşuna gidecek planlar ya da yöneticisinin aklından geçenleri plan diye sunarak varılacak bir yer yok. Hal böyle olunca krizimizi DPT’sizliğe bağlamak, boşa umut beslemek…
Batı dillerinde hatır, gönül, vefa gibi kelimeler yoktur. Çünkü bu dilleri var eden sosyolojide bu duyguların karşılığı yoktur. Bizim dilimizde de vizyon, misyon, strateji, plan yoktur. Önce ateş edersin, sonra nişan alırsın. Gözünle düşünürsün. Kervan da yolda dizilir.
BAKANLIKLAR ARASINDA ERİTİLEN DPT
Bu noktada itirazları duyuyorum; “bizde nasıl plan olmaz? Yığınca bütçe plan başkanlığımız var. Hatta zamanında DPT’miz dahi vardı” diye… Doğrudur; var mı var. DPT’ye gelince; ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını hızlandırmak için kurduk, 1960-2001 yılları arasında hayli de yararlandık.
Sonra mı? 2011’de Kalkınma Bakanlığı olarak yeniden organize edildi, 2018’de ise Kalkınma Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nın Bütçe ve Mali Kontrol Müdürlüğü birleştirilip Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na dönüştürüldü.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Peki, DPT’nin işlevini görüyor mu?
Hayır, tabii ki… Sadece günlük politikaların yürütülmesi için teknik bazı çalışmalar yapılıyor, hepsi bu… Hatta Orta Vadeli Program dahi çalakalem birileri tarafından 3 gün içinde yazılı verdi fakat o metin bile çöpe atıldı, yerine talimatla Heterodoks ucubesi getirildi.
Hükümetler DPT’ye ihtiyaç duyar mı?
Hem de nasıl. Misal ABD’de Rand Corporation, Başkanın arka çalışma ofisi gibidir. Orta ve uzun vadeli stratejiler burada şekillenir, politikalar oluşturulur. Hatta savunmadan internete kadar bu planlama süreçlerinde şekillenmiştir. Bizim eski DPT de öyle çalışırdı fakat sonra plan filan yapmaz olduk.
NOT
BEN GİDERİM PLAN ARKAMDAN GELİR
Bu söz, Stalin’e aittir. Söylediği; benim attığım adımları bilim insanları ve uzmanlar iyi takip etsin, sonra da bunları plana dönüştürsün… Yürümedi tabii ki… Bu zihniyetle SSCB’nin DPT’si Gosplan; liderin fikirlerini plan diye uygulatınca milyonlarca insanın kaderiyle oynamış oldular.
Misal Stalin; 17 milyon m2’deki tüm çocuk hastanelerinin birleştirilip ülkenin orta yerinde Sibirya’da tek bir hastaneye dönüşmesini istedi. 7 bin yataklı bu hastaneye bu geniş coğrafyadan çok az çocuk varabildi ve yüz binlercesi yolda hayatını kaybetti.
Bizde uzmana, bilime saygı olmadan DPT’yi yeniden kursak, bir tür “Catering” servisine döner. Lideri dinle, sözlerini pişir ve yine ona servis et. Tıpkı yemek şirketlerinin yaptığı gibi… Lider ne istiyorsa onu plan diye sunacak isek planlamaya dair beslediğimiz umutları ziyan etmeyelim derim.