Devalüasyon nedeniyle zam yapan ünlü işadamı fiyatlarını neden indirdi?

Vahap MUNYAR
Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

Yıl 1970… Devalüasyon kararının alındığı gün Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarı Turgut Özal, bürokrasideki önemli isimlerden Kemal Cantürk, Merkez Bankası Genel Müdürü Naim Talu’nun odasında devalüasyonun etkilerini izliyor. Genç planlamacı Güngör Uras da onlara “yazıcı” olarak eşlik ediyor.

Odada Adnan Başer Kafaoğlu da var. Kemal Cantürk ve Kafaoğlu, bankalardan kendilerine ulaşan bilgileri değerlendiriyor.

Saat 13.00 oldu, radyoda haberleri içeren “Ajans” başladı. Anadolu Ajansı kaynaklı şu haber, başta Turgut Özal olmak üzere tüm ekibin dikkatini çekti:

Adana Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sakıp Sabancı, “Devalüasyon maliyetlerimizi altüst etti. Dokuma ürünlerine bu sabahtan geçerli olmak üzere yüzde 19 zam yaptık. Bossa, bugünden itibaren ürünlerini zamlı satacak” dedi.

O yıllarda dokuma sektöründe Bossa ve Güney Sanayi tesisleriyle Adana’nın büyük ağırlığı vardı. Bu iki büyük firmadan kaynaklanan fiyat hareketi bütün sektörü etkiliyordu.

Turgut Özal, haberi duyunca sinirlendi:

- Ben bu sabah ona (Sakıp Sabancı) telefon ettim, “Devalüasyon oldu diye sakın zam yapmaya kalkmayın” dedim. O da söz verdi. Şimdi yaptığı işe bak. Dersini vermek lazım.

Naim Talu’ya döndü:

- Naim Abi, Merkez Bankası’nın adamları Akbank’ı arasın. Devalüasyon nedeniyle fiyat artışlarını önlemek için reeskont kredilerinin limitini düşüreceğini söylesin. Ayrıca dokuma fabrikalarının senetlerinin bir süre reeskonta kabul edilmeyeceğini dokumacılara bildirsin.

Kemal Cantürk’e yöneldi:

- Sen de teftiş heyetine söyle, dokumacıların hesapları için yarından itibaren Adana’ya gideceklerini bildirsinler.

Güngör Uras’a talimat verdi:

- Sen de 14 sayılı Türk Parasını Koruma Kanunu’na göre yaz bir kararname. Dersin ki, “Devalüasyonu bahane edip fiyat artırımına gideceklerin ithalat lisansları ve döviz tahsisleri iptal olunacaktır.”

Aynı ekip saat 19.00’da yine Naim Talu’nun odasında buluştu. Radyoda akşam haberleri başladı. Yine Anadolu Ajansı kaynaklı bekledikleri haber yayınlandı:

Sakıp Sabancı: “Hükümetimizin devalüasyon kararının başarıya ulaşmasına katkı için Adana’daki sanayiciler fedakarlığı göze aldı. Devalüasyon maliyetleri etkilese de fiyatlara zam olmayacak. Sabah açıkladığımız yüzde 19’luk zamdan vazgeçtik. Yüzde 5 indirim yapıyoruz.”

1970 yılında gerçekleşen bu olayı Haşim Akman’ın “Nehir Söyleşi” sinden oluşan “Güngör Uras Kitabı: Saf ve Bakir Anadolu Çocuğu” kitabını yeniden gözden geçirirken okudum.

İş Bankası Kültür Yayınları’nın Şubat 2012’de yayınladığı “Güngör Uras Kitabı”nda ders niteliğinde çok sayıda yaşanmış öykü yer alıyor.

Güngör Abiyi vefatının 4’üncü yılında rahmet ve saygıyla anıyorum…

O arabaları ‘casus takibi’ için alacağız

Güngör Uras’ın Devlet Planlama Müsteşarlığı’ndaki (DPT) ilk yılları… Ziya Müezzinoğlu görevinden ayrılmış, yerine Memduh Aytür Müsteşar olmuştu. Güngör Uras, o günlerde DPT’de daha çok deneyimli olduğu para, banka, kredi, küçük sanayi ve kooperatifçilik konularında çalışacağını düşünürken bir gün Memduh Aytür odasına çağırdı:

- Bundan sonra Askeriyeye de sen bakacaksın, Milli Emniyet’e de…

DPT, o dönemlerde her kamu kuruluşunun yatırım ve cari harcamalarını inceliyordu. Her yıl bütçe hazırlıkları öncesi kuruluşların cari harcamalarının sınırını ve yatırım harcaması yapılacak projeleri belirliyordu. Güngör Uras, o tarihlerde birkaç kez Milli Emniyet’in Atatürk Orman Çiftliği’ndeki Marmara Köşkü’nde brifinge davet edildi. Brifinglerde Uras’a Milli Emniyet’in önemi ve yapılan işler gereği gündeme gelen harcamaların kısılmamasının gereği anlatılıyordu.

Uras, o günleri anlatırken şu noktanın altını çiziyordu:

-Milli Emniyet bütçesinde lojman ve lüks araç harcamaları beni çok üzerdi.

Uras, Milli Emniyet’teki çalışmaları sırasında bütçedeki 3 Mustang araç otomobil alımı teklifi dikkatini çekti. Kendisinin de hayalinde Mustang otomobil sahibi olmak vardı. Hayali bir kenara bırakıp, Milli Emniyet’teki muhataplarına sordu:

- 3 Mustang otomobil almak da nereden çıktı?

Yanıt ve gerekçe hazırdı:

- Casus takibi için almaya mecburuz…

“Güngör Uras Kitabı: Saf ve Bakir Anadolu Çocuğu”nda Haşim Akman, Güngör Abiyi ustalıkla konuşturmuş.

Güngör Abi, Milli Savunma ve Milli Emniyet bütçeleriyle ilgili şu izlenimini aktarmış:

- Bütçe hazırlıkları başlayınca ordunun Ege manevraları gündeme gelirdi. Milli Emniyet de mutlaka bir casus yakalardı.

Güngör Abinin DPT’den TÜSİAD’a, köşe yazarlığından TV programlarına kadar çok önemli anıları yer alıyor.

Yahu ben neyim be!

Güngör Uras, “Saf ve Bakir Anadolu Çocuğu” kitabında Haşim Akman’a Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) anılarından birini şöyle anlattı:

- Biz, karı koca ikimiz de DPT’de çalışıyoruz. Karım (Nuran Uras) kamu projelerine bakıyor. Aynı binadayız. Alt katta Başbakanlık var. Bakanlar Kurulu da orada toplanıyor. Gündemde kamu projesi varsa Hanım’ı çağırıyorlar, para-banka-kredi işleri için ben gidiyorum.

Bakanlar Kurulu toplantılarında arkalarda bir yerlerde oturduklarını belirtti:

- O yıllarda, yani gençlik dönemimizde Bakanlar Kurulu toplantılarına katılmak etkiliyor insanı, “Yahu ben neyim be!” diye düşündürüyor.

Önemli kararlardaki rollerine değindi:

- Devalüasyon kararı veriliyor, bunlara şahit oluyorsun. Sonra devalüasyon kararnamesi hazırlıyorsun. Yavaş yavaş kendini havalarda gezen bir adam olarak buluyorsun. Uçmak üzereyiz…

İlahi Güngör Abi…

Ne güzel anlatmış değil mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar