Ders çıkarılması gerekenler
Yılın tam da o zamanlarında bulunuyoruz; muhasebe. Bunca zamandır yazıyoruz, anlatıyoruz, takip ediyoruz. Biraz olan bitenden, biraz da olacak ve bitecekten bahsetmeye çalışıyoruz. Bir klasik olduğu üzere ben de geriye dönüp 2020 yılı için ne yazdığıma baktım. Geçtiğimiz yıl 21 Aralık tarihinde yine bu köşede yer alan “Azalan kaynak gereksinimi ve 2020” başlıklı yazımın son kısmını şöyle tamamlamışım: “2020’ye kafa yorarken dış finansman gelişmelerini iyi çalışmak gerekiyor. Sistemde biriken yabancı para mevduatların liraya dönüşüp kredi kanalına geçmesi ve toparlanacağı düşünülen iç talep ilk akla gelen başlıklar. Her anlamda test yılımız olacak 2020. Olur da hedeflediklerimizi başarabilirsek konuştuğumuz konular sonrası için farklı bir yöne evrilecek.”
Yazının bitme şeklinde o güne ait koşullar dikkate alındığında herhangi bir terslik bulunmuyor gibi. Kendi koşullarımızı ve hikayenin şekillenebilme ihtimalini değerlendiren bir analiz. Ama işler evde hesap edilen gibi olmadı. Bu, sadece bizim için geçerli bir realite değil; dünya için de aynısı söz konusu. Hayatımıza pandemi diye bir kavram girdi. Bilmediğimiz, tanımadığımız ve bir süre ciddiye almakta güçlük çektiğimiz virüse karşı koymak için aklımıza ilk gelen hamle hayatı yavaşlatmak oldu. Yavaşlatırken de diğer sorunlu başlıklarımızın şekillenmesi farklılaştı. Dış finansman ihtiyacı azalabilme potansiyeli taşırken artış gösterdi. Dahası global aktivitenin yavaşlaması küresel turizm gelişmelerini de durdurdu. Döviz piyasasının arz tarafı gerek bu gelişmeler gerekse düzenleyici kurumların aldıkları kararların neticesinde durma noktasına gelirken talep kanadı artmaya devam etti. Özetle olmaması gereken ne varsa oldu.
Maalesef çoğu insan için iyi anıların mazide yer almadığı bir yıl olarak tarihe geçti 2020. Hayatını kaybeden insanların yanında finans piyasalarında olan bitenin elbette pek bir önemi kalmıyor. Ancak, işimiz de hikayenin bu kısmından bahsetmek. O vakit elden geldiğince devam etmeye çalışalım.
Geride kalan yılın unutulmaması gereken ilk gerçeği yatırımcıların acil durum halinde Amerikan dolarına yönelme isteklerinde herhangi bir değişikliğin olmadığı ve kayda değer bir süre için de olmayacağının kabul edilme zarureti. Gerek ticaret kanalı üzerinden sahip olduğu pay gerekse finans, yatırım ve portföy etkileri dikkate alındığında bu durum ile inatlaşmamak hepimizin yararına. Dahası, global merkez bankaları 2008-09 krizinden ders aldıklarını ve gereken durumda parasal genişleme için tereddüt etmeyeceklerini bir kez daha kanıtladılar. Fed’in önderlik ettiği ve literatüre kazandırdığı bu durum 2020’de önemli bir farklılaşma da sergiledi. Ne gibi? Bu kez gelişmişlerin yanında gelişmekte olan ülkeler sınıfı da para ve maliye politikalarını gevşettiler. Yetmedi, yılların ortodoks görüşlü kurumu IMF daha fazla harcama ve teşvik çağrılarında bulundu. İşte böyle bir yıl oldu 2020.
Geride kalan 12 ayın öne çıkan gelişmelerinden birisi de özellikle yurtiçi tartışmalarda “swap” kavramı üzerine beliren yanlış fikir yürütme isteği oldu. Maalesef böylesi bir detayı da yüzeysel geçme başarısını sergilemiş olduk. Küresel finans sisteminin boğulma yaşamadan öngörülebilir patikada ödeme gerçekleştirebilmesi ve likiditenin akışına imkan tanımak için tasarlanan swap hatlarını içeride “olursa kur gevşer” sığ tartışması çerçevesinde ele aldık. Oysaki getirdiği prestij ve değişen algıya katkısını dikkate almış olsaydık daha faydalı bir duruş sergileyebilirdik. Olmadı.
Son olarak benim nezdimde 2020 bir kez daha gösterdi ki hiçbir ülkenin “ev ödevi” kavramından uzaklaşabilmek gibi bir lüksü bulunmuyor. Gördük ve tecrübe ettik ki pandemi gibi akıl tutulması gelişmelerinin kimi, ne zaman ve nerede yakalayacağı hiç belli olmuyor. Böylesi durumlarda kullanabilmek adına yeterli mali alanınız her daim olmak zorunda. Yeterli mi? Değil. Para politikası bacağınızın da sağlıklı işlemesi gerek. Özetle, doğru düzgün politikalardan vazgeçtiğinizde ayağınızın takılma ihtimalini ve ihtiyacınız olabilecekleri her daim düşünmeli.
Yılın son yazısı biraz serzeniş içerikli olsa da geçmişten ders almanın faydasına inanan birisi olarak kaleme aldığımı altını çizerek belirtmek isterim. Sevdiklerinizle birlikte mutlu, huzurlu ve her şeyden önemlisi sağlıklı bir yıl dileklerimle.