Depremin ilk yılını geride bırakırken…

Dr. Burcu AYDIN
Dr. Burcu AYDIN Ekopolitik

Bugün günlerden 6 Şubat 2024. Bir sene önce Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen Mw 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem ile 11 ilde büyük can kaybı ve yıkım yaşandı. Haftalarca süren arama kurtarma çalışmalarına tüm Türkiye seferber oldu. Can kayıpları ülkece yüreğimizi dağladı. Yapılan resmi açıklamalara göre elli binin üzerinde vatandaşımız öldü, yaklaşık 113 bin kişi yaralandı. Yaşanan kayıplar nedeniyle deprem asrın felaketi olarak tarihe geçti.

Peki depremden bu yana geçen bir yıllık sürede deprem bölgesinde neler oldu? Türkiye ekonomisine etkileri ne oldu?

İlk önce depremin yol açtığı yıkımı ve bunun maliyetini hatırlayalım.

Geçen sene Mart ayında TEPAV bünyesinde hazırladığım “2023 Yılında Gerçekleşen Kahramanmaraş Merkezli Depremin Etkileri ve Politika Önerileri” raporunda depremin yol açtığı yıkım hakkında detaylı bir durum tespit çalışması yapmıştım. Bu rapora göre deprem bölgesinde yer alan 650 bin bağımsız birimin yıkık veya acil yıkılması gerektiğini, 170 bin birimin orta hasarlı olduğunu ve 1,4 milyon birimin de az hasarlı olduğunu tahmin etmiştim. Deprem kaynaklı yıkılan veya yıkılması gereken 650 bin bağımsız birim, depremin etkilediği 11 ilin tamamında 2022 yılında alınan yapı kullanma izin belgesine göre konut sayısının yaklaşık 7 katıdır. Tüm Türkiye genelinde 2022 yılında verilen yapı kullanma izninin de üzerindedir. Bu da depremin yol açtığı yıkımın ne kadar devasa olduğunu ortaya koymaktadır.

"TEPAV’a göre toplam zararı 150 milyar dolar olarak hesaplanan 6 Şubat depremleri için 2023 yılında 950 milyar TL (31,1 milyar dolar) harcama gerçekleşti. Bu rakam, milli gelirin yüzde 3.7’sini oluştururken, deprem kaynaklı harcamaların etkisiyle 2024 bütçe açığı yüzde 6 olarak hesaplanıyor."

Deprem sonrasında bölgenin yeniden yaşanabilir hale gelmesi adına başlayan ıslah ve inşaat faaliyetlerinin 2023 yılına etkisi, beklenildiği üzere, sınırlı oldu. TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ağır hasar gören illerdeki yapı ruhsatlarına göre bina sayıları bir önceki yılın altında kaldı. Depremin gerçekleştiği Şubat ayından en güncel veri olan Eylül sonuna kadar Hatay’da alınan toplam yapı ruhsat sayısı 146 adet oldu. Depremin merkez üssü olan Kahramanmaraş’ta ise yapı ruhsatına göre bina sayısı aynı dönemde 58 ile sınırlı kaldı. Depremden önceki yılın Şubat-Eylül döneminde ise yapı ruhsat sayısı Hatay’da 704, Kahramanmaraş’ta ise 766 idi.

İzleyen aylarda deprem bölgesindeki illerde alınan ruhsat sayıları artmaya devam edecektir. Ancak bu artış, depremin yol açtığı yıkımı birkaç yıl içinde gidermekten oldukça uzak duruyor.

Devasa yıkımın maliyeti de devasa boyutta oldu

Strateji ve Bütçe Başkanlığı (SBB) tarafından Mart 2023’te yayınlanan Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporuna göre depremin maliyeti yaklaşık $104 milyardır. Deprem sebebiyle oluşan hasarın en önemli kısmı yaklaşık $57 milyar ile konut hasarıdır. Diğer önemli kalem ise kamu altyapısı ve hizmet binaları ($13 milyar) ve konut hariç özel kesim hasarıdır ($12 milyar).

Yazının başında bahsettiğim TEPAV Politika Notumda (Aydın, 2023) ise depremin maliyetini $150 milyar olarak hesaplamıştım. Bu maliyetin en yüksek kısmı yaklaşık $88 milyar ile üstyapı ve altyapının yeniden inşa, güçlendirme ve onarım giderleridir. En büyük ikinci maliyet yaklaşık $35 milyar ile taşıt, demirbaş, stok ve tüketim malları kaynaklı kayıplardır. Ayrıca depremden etkilenen hane halkları için sunulmasını önerdiğim barınma, yaşam, iş ve istihdam destekleri için ayrılması gereken finansman tutarını da $24 milyar olarak hesaplamıştım.

Peki 2023 yılında ne kadarlık bir gider oluştu

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 15 Ocak 2024 tarihinde Anadolu Ajansına yapmış olduğu basın açıklamasında depreme yönelik ihtiyaçlar için 2023 yıl sonunda harcama tutarının 950 milyar TL (milli gelirin yüzde 3,7’si) seviyesine ulaştığını öğrendik. Orta Vadeli Programda (2024-26) deprem kaynaklı bütçe ödeneklerine bakacak olursak 2024 yılında deprem kaynaklı giderlerin milli gelire oranını yüzde 2,5, 2025 yılında yüzde 0,9 ve 2026 yılında ise yüzde 0,8 olarak hedeflendiğini görüyoruz. Deprem kaynaklı harcamalar 4 yıllık dönemde milli gelirin yaklaşık 8 puanına denk düşüyor.

Kısa ve orta vadede, deprem sebebiyle oluşan giderlerin bütçe yükü ve finansman ihtiyacı ekonomi yönetiminin önemli gündemlerinden biri olacak. Ocak ayında TEPAV bünyesinde yayınladığımız Ekonomik Görünüm Raporunda (Aydın 2024) deprem kaynaklı harcamaların da etkisiyle merkezi yönetim bütçe açığının artacağını, 2024 yılında milli gelire oranla yüzde 6, 2025 yılında ise yüzde 4 civarında olacağını tahmin ettik. Bu oranlar kamu maliyesi adına oldukça yüksek finansman ihtiyacını ortaya koymaktadır.


Büyüme

Türkiye, Kahramanmaraş merkezli depreme ekonomik büyümenin ve kalitesinin düştüğü, makro-finansal risklerin arttığı bir dönemde yakalanmıştır. Ancak buna rağmen, 2023 yılında uygulanan genişleyici politikalar ve deprem dışı bölgelerdeki yüksek iç talebin etkisiyle 2024 yılında Türkiye ekonomi yüksek oranda büyümüştür. Ayrıca deprem bölgesinde yürütülen inşaat faaliyetleri de Türkiye genelinde ekonomik aktiviteye pozitif katkı vermiştir. 2023 yılı için Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminleri yüzde 4’ün üzerindedir.

Öte yandan il bazında verilere bakacak olursak, depremin bölge üzerindeki etkilerinin oldukça olumsuz olduğunu görüyoruz. 2023 yılında deprem bölgesinde toplam ihracat bir önceki yıla göre yüzde 13 oranında azaldı. En sert düşüşler yüzde 53 ile Osmaniye, yüzde 3 ile Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta, yüzde 28 ile Hatay’da yaşandı. Bölge ihracatının Türkiye ihracatı içindeki payının %8-9 banında olmasının da etkisiyle, bölgesel ihracattaki düşüş Türkiye’nin 2023 yılındaki ihracat artışının yüzde 1 ile sınırlanmasında etkili oldu.

Merkez Bankasının Ocak ayında yayınladığı “Kahramanmaraş Depremleri Sonrası Bölgesel İhracattaki Toparlanma Eğilimi” adlı Ekonomi Notunda da (Can, 2024) benzer bir analiz yapılmaktadır. Çalışmada, 2023 Şubat ile Eylül aylarını kapsayan dönemde bölgedeki deprem kaynaklı ihracat kaybı yaklaşık 2,1 milyar dolar olarak hesaplanmıştır. En çok daralma da Adıyaman’da yüzde 43, Kahramanmaraş’ta yüzde 34, Osmaniye’de yüzde 32 ve Hatay’da yüzde 30 olarak hesaplanmıştır.

İstihdam, gelir adaleti ve yoksulluk

Depremin gerçekleştiği iller Türkiye geneline göre ortalama gelirin ve sosyo-ekonomik kalkınma düzeyinin daha düşük olduğu bölgelerdir. Bölgede istihdam oranı düşük, kayıt dışılık yüksek ve işgücünün niteliği düşüktür. Ayrıca bölgedeki şirketler esas olarak çalışan sayısı 9 veya daha az olan mikro şirketlerden oluşmaktadır.

Deprem sonrasında yaşanan yıkımla beraber bölge dışına yüksek göç verilmesine rağmen deprem bölgesinde işsizlik rekor seviyede artmıştır. İşkur verilerine göre işsizlik ödeneğine başvuranlar, 2023 yılı Ocak-Kasım döneminde, depremden en çok etkilenen iller arasında yer alan Hatay’da yüzde 83, Adıyaman’da yüzde 50, Kahramanmaraş’ta yüzde 46, Malatya’da ise yüzde 40 oranında artmıştır. Aynı dönemde Türkiye genelinde bu oran yüzde 4 düşmüştür. Deprem bölgesindeki illerde işsizlik ödeneği başvuruları yüksek çift hanelerde artarken aynı dönemde işsizlik ödeneğini hakkedenlerin sayısı sınırlı oranda artmıştır. Bölge illerinin tamamında işsizlik ödeneğine başvuranların sayısı yüzde 12 artarken, hakkedenlerin sayısı yüzde 6 düşmüştür. Bu durum, bölge hanelerinin yaşam koşullarının kötüleşeceğine işaret ediyor.

Ayrıca, depremin sebep olduğu devasa kaybın yaşam standartları üzerindeki ağır etkisinin telafi edilmesi ve toplumsal olarak en duyarlı hanelerin desteklenmesi amacıyla bölgeye barınma, yaşam, iş ve istihdam desteklerinin sürdürülmesinin önemi bir kez daha ortaya koyuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar