Depremden etkilenen illerimizde ihracat
Ülkemizi derinden etkileyen ve tüm ulusumuzu yasa boğan deprem felaketinin üzerinden on güne varan bir süre geçti.
Acımız sonsuz, endişemiz çok ve fakat hayat tüm acımasızlığı ile devam ediyor…
Geçen sohbetimizde, depremin ihracattaki sorumluluklarımıza etkisini düşünerek depremden etkilenmemiz halinde, yükümlülüklerimizi yerine getiremediğimizde bunun sonuçlarından nasıl kaçınabiliriz konusuna değinmiştim.
Bugün de depremden etkilenen illerimizin ihracatlarına bakarak, ülke ihracatımıza olabilecek etkisi ile yapılacakların düşünülmesini tartışmaya açmak isterim.
Bu illerimizin toplam ihracatı, Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde sekizi kadardır.
Kuşkusuz deprem sonrasında buralarda hayat durmayacaktır…
İşletmeler elden geldiğince çalışmaya devam edecek ve ihracat yapacaklardır.
Maalesef, şehirlerin görüntülerindeki kadar hasar sanayide de varsa sorun çok ciddi.
Ancak, sanayi binalarının konutlara kıyasla çok daha dayanıklı yapıldıkları noktasından hareketle, üretim merkezlerindeki hasarın, konutlara göre çok daha az olabileceği iyimserliğini taşıyorum.
Her şeye karşın, bu illerimizden yapılacak ihracatlardan düşüşlerin olacağı ve bunun da ülke ihracatını olumsuz etkileyeceği çok açıktır.
Küresel pazarlarda da 2023 yılının çok parlak olmayacağı yorumları ve beklentileri açısından bakılınca da bu illerimizdeki ihracatçılarımıza, üretimlerini ve ihracatlarını sürdürebilmeleri için standart desteklerin dışında destek verilmesi zorunluluğu olduğu da çok açıktır.
Bu işletmelerimizin hızla ayağa kalkabilmeleri hem depremin ihracatımıza olumsuz etkilerini mümkün olan en aza seviyeye indirecek ve hem de yerel hayatın daha çabuk normale dönebilmesine katkı sağlayacaktır.
Bu konuda yapılabilecekleri sadece devlete bırakırsak çok bekleriz…
Zira bu felaketin etkilerini gidermeye çalışan devletin başını kaşıyacak vakti olmayacaktır.
İhracatı yönlendiren kurum ve kuruluşlar, yerel ticari ve sınai örgütlerin birer uzantısı olduğu için burada görev onlara düşmektedir.
Acılarımızı dindirmeye çalışırken, bu bölgelerin ayağa kaldırılabilmeleri için yapılması gerekenleri, her bölgenin kendi kurum ve kuruluşlarının bir an önce düşünmeye ve hesaplamaya başlaması gerek şarttır.
Ve sonra bunları birleştirip sonuç almaya çalışmak da ihracatın çatı kuruluşlarının olmalıdır.
Her bölge kendi başına hareket etmez ve bu konuda el ele verilip imece şeklinde çalışılır ise birlikten kuvvet doğacak ve sorunlar daha kolay halledilecektir.
Her ilimiz için sorunların etkisini ve çözümlerin farklılıklarını kabul etmekle beraber dayanışmanın, birlik ve beraberliğin gücünü yadsımak mümkün değildir.