Deprem bölgesinde sosyal güvenlik şemsiyesinin durumu
Depremzede 11 ilin gerek kriz yönetimi sürecinde, gerekse daha sonraki toparlanma sürecinde öncelikle dikkate alınması gereken sosyal ve ekonomik verilerini incelemeye devam ediyoruz. Önceki iki yazımızda depremzede illerin demografik özellikleri ile diğer illerle olan ekonomik ilişki ve bağlantılarını ele almıştık. Bugün depremzede 11 ilin sosyal güvenlik verilerine deprem ve sonuçları penceresinden bakacağız.
Kayıt dışı istihdama ilişkin il bazında güncel ve güvenilir veriler olmadığı için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) Aralık 2022 verilerini temel alarak durum tesbiti yapmaya çalışacağız. Ancak bunun deprem bölgesindeki geçim koşulları ve sosyal güvenlik şemsiyesinin kapsama yeterliliği açısından yeterince açık bir görünüm sunduğunu da söyleyebiliriz:
* Depremzede 11 ilin 14 milyonluk nüfusunda SGK’ya kayıtlı aktif olarak çalışan sayısı 3.25 milyon. Bunlara ek olarak 1.42 milyon kişi de SGK’dan emekli maaşı veya diğer başlıklar altında maaş alıyor. Bölgede 4.68 milyon kişinin bir şekilde gelir elde ettiği bir işi var.
* Deprem bölgesinde aktif çalışanların nüfusa oranı yüzde 23.21, SGK’dan aylık alanların oranı ise yüzde 10.16 düzeyinde. Gelir getiren kayıtlı bir işi olanların toplam oranı yüzde 33.37 yapıyor.
* 11 ile ait bu oranlar, geri kalan 70 ilin ortalamalarının çok altında. 70 ilin nüfusunun yüze 32.40’ı aktif olarak bir işte çalışıyor, yüzde 17.55’i de SGK’dan aylık alıyor. Bu iki yolla geliri olanların toplam oranı yüzde 49.95’i buluyor. Yani 70 ilin nüfusunun yarısı bilinen bir gelir kaynağına sahipken, depremzede illerde ancak nüfusun üçte biri bu imkana sahip.
* Bu oran Diyarbakır ile Şanlıurfa’da ürkütücü düzeyde düşük rakamlara iniyor. Diyarbakır’da işçi, memur ve esnaf (Bağ-Kur’lu) olarak aktif çalışanlar nüfusun sadece yüzde 19.96’sını, SGK’dan emekli ve benzeri başlık altında maaş alanlar ise yüzde 6.44’ünü oluşturuyor. Diyarbakır’da nüfusun ancak yüzde 26.30’unun kayıt altında bir gelir kaynağı var. Şanlıurfa’da bu oran daha da aşağılara inerek yüzde 20.50’ye düşüyor. Şanlıurfa’da aktif çalışanların nüfusa oranı yüzde 16.65’e, SGK’dan aylık alanların oranı ise yüzde 3.85’e iniyor.
* Üstelik Şanlıurfa 2.17 milyon nüfusu ile 11 il içinde en kalabalık, Diyarbakır da 1.80 milyon nüfusu ile en kalabalık üçüncü il durumunda. 11 ildeki toplam nüfusun yüzde 28.36’sı Diyarbakır ve Şanlıurfa’da yaşıyor.
* Depreme bağlı olası iş kayıpları, zaten çok zor olan koşulları iyice ağırlaştıracaktır. Depremin yarattığı yıkım nedeniyle ortaya çıkan maddi kayıplar da eklenince özellikle bu iki ildeki yoksulluğun iyice derinleşeceği görülüyor. Bu rakamların ortaya koyduğu geçim zorlukları, bu illerde maddi kayba uğrayan halkın gündelik yaşam için zorunlu en basit eşya ve diğer gereçlere bile tekrar sahip olmalarının kendi imkanlarıyla mümkün olamayacağını gösteriyor.
* Diyarbakır ile Şanlıurfa en kötü durumda olan iller olmakla birlikte geriye kalan depremzede 9 il açısından da durum çok farklı değil. Bu illerin tamamında aktif çalışan ve SGK’dan aylık alanların oranı hem Türkiye ortalamasının hem de 70 il ortalamasının çok altında. Bir işi veya geliri olanların oranı Elazığ’da yüzde 40.07, Gaziantep’te yüzde 41.17 ve Adana’da yüzde 41.73. Sözkonusu oranın yüzde 40 ve üstüne çıktığı bu üç il depremden göreli olarak daha az hasar gördü. Buna karşın depremden ağır hasarla çıkan diğer 6 ilde kayıtlı geliri olanların oranı yüzde 31.13 ile yüzde 37.51 arasında.
* 11 ilde nüfusun yüzde 2.44’ü bir girişim sahibi (Bağ-Kur’lu) olarak, yüzde 0.07’si de çiftçi olarak SGK kaydına sahip. 11 ildeki esnaf, sanatkar ve küçük işletme sayısının yaygınlığı, bölgede tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayanların çokluğu dikkate alındığında bu kesimlerin ezici çoğunluğunun sosyal güvenlik şemsiyesinden yoksun olduğu anlaşılıyor.
* Deprem bölgesindeki zaten süregelen yoksulluğun bir göstergesi de Genel Sağlık Sigortası devlet tarafından ödenen nüfusun yüksek olması. 11 ilde yaşayan 14 milyon kişinin 2.55 milyonunun Genel Sağlık Sigortası primini devlet ödüyor. Nüfusun yüzde 18.16’sı, yani neredeyse her 5 kişiden 1’i, deprem öncesinde bile Genel Sağlık Sigortası primini ödeyemeyecek derecede yoksuldu. Bu oran depremzede 11 ilde diğer 70 ilin üç katı düzeyde. Diğer 70 ilde Genel Sağlık Sigortası devlet tarafından ödenenlerin oranı yüzde 6.17. Depremin yarattığı tahribat, 11 ildeki ağır yoksulluk halini iyice derinleştirecek.
Bu veriler, 11 ilde yaşayan halkın konut sorunundan öte telafisi yıllar alacak bir derin yoksullaşma ile yüz yüze kaldığını ve imar planlarının yanında çok kapsamlı sosyal ve ekonomik planlara gerek olduğunu anlatıyor.