Değişim ve Dönüşüm
Son yıllarda en çok kullanılan sözcüklerden olan ve çoğumuzun diline pelesenk olan bu iki sözcüğü acaba doğru anlamlarında kullanıyor muyuz?
Hem kurumsal hem de bireysel anlamda sürekli değişim ve dönüşümden söz edilmekte, hatta ikisinin de mutlaka yapılması gerektiği ifade edilmektedir. Oysa, iki kavram birlikte kullanıldığında ve ikisinin birlikte yapılması gerekliliği söylendiğinde, ortaya bir kavram karışıklığı meydana gelmektedir, zira her iki kavramın da ayrı anlamları vardır ve her ikisinin birlikte, yani aynı anda yapılması mümkün değildir. Şimdi, her iki kavramı da hem kurumsal hem de bireysel yaşamda örneklerle açıklayalım.
Değişim
Değişim, yapılan bir işi veya bir projeyi daha iyi bir sonuca yönelik olmak üzere değiştirmektir. Yani mevcut bir iş, eğer verimli değilse veya değişen koşullar karşısında beklenen sonuçları veremeyecek bir duruma gelmişse, o takdirde iyiye doğru değişim gösterilmesi gerekmektedir. İş yaşamında değişim, bir işi sürdürmek veya sonuçlandırmak için gerekli kaynakları, işi yapanları, iş yapış biçimini, planlamayı, üretimi, kontrol mekanizmasını, ortaya çıkacak ürünün niteliklerini ve buna benzer sonucu etkileyecek süreçleri değiştirmektir. Burada kilit unsur “Daha iyiye doğru” değişmektir. Yani, mevcut iş yapış biçimi ile farklı sonuçlar elde etmek mümkün olmadığında, değişim söz konusu olacaktır. Bazen mevcut pazarda veya rekabette değişen koşullar karşısında, bazı fırsatlar oluşabilir ve mevcut üretimle başarı elde edilebilir. Ancak, dikkat edilirse burada yine bir değişim söz konusudur.
Kuşkusuz, son yıllarda gerek yurt içi gerekse yurt dışı pazarlarda sürekli bir değişim yaşanmaktadır. Bu durum tabii ki, bir takım fırsatlar yaratmaktadır. Ancak, bu değişimlere sürekli uyum gösterebilmek için, işletmelerin de değişim gerçekleştirmeleri gerekmektedir. En başta üretmiş oldukları ürünlerde (Mal veya hizmette) bir değişim olmalıdır. Kurumsal müşterilerin ve tüketicilerin beklentileri her geçen gün değişmektedir. Dolayısı ile bu beklentilere karşılık verecek ürünleri geliştirmek ve üretim yapmak zorunlu hale gelmiştir, yani yenilenmemiş, demode kalmış, eski teknolojiye sahip veya yeni fonksiyonları olmayan ürünler tercih edilmemektedir. Bu nedenle işletmelerin başta Ar-Ge olmak üzere, tedarik zincirinden başlayarak, satış sonrası hizmetlere kadar, tüm değer zincirini sürekli daha iyiye doğru değiştirmeleri gerekmektedir.
Bireylerde ise, değişim, daha öncesine karşılık, daha büyük başarılar elde etmek, daha iyi okullara gitmek, daha iyi eğitim görmek, daha iyi sonuçlar elde etmek veya daha çok kazanmak için, bir takım gelişmeler, dolayısı ile değişimler yapmak anlamına gelir. Değişim, öğrenciler için ders çalışma şeklini, tasarım yapanlar için ortam veya çalışma saatlerini, çalışanlar için çevresiyle etkileşimi ve iletişimi, yöneticiler için yönetim felsefesini değiştirmek anlamına gelir.
Değişimde unutulmaması gereken en önemli unsur, değişimin sürekli olması gerekliliğidir. Yani, değişim bir süre sonra tekrar değişmelidir. Değişim sürekli olmalıdır, hatta yapılan değişim beklenen sonuçları vermiyorsa, tekrar eskiye dönmek de mümkündür.
Dönüşüm
Dönüşüm ise, bir işi veya projeyi durdurarak, tamamen başka bir iş yapmak anlamına gelmektedir. Süre gelen bir iş, eğer başarılı değilse, o takdirde söz konusu iş sonlandırılır ve başka bir iş yapılır, bu tamamen başka bir işe dönüşmek anlamına gelir. Dönüşmek demek, eski sistemlerden vazgeçmek, hatta eski teknolojileri veya makine parkurlarını elden çıkarmak ve yani bir alanda faaliyete dönüşmek olarak tanımlanabilir.
Dönüşüm, yeni dünyada ve yeni sistemlere uyum göstermek için, başka bir sektör, iş alanı, hizmet sektörü veya başka ürünlerin üretilmesine dönmektir. Bir dönüşümün geri dönüşü de yoktur. Yani, dönüşüm yapıldıktan sonra, tekrar eskiye dönmek söz konusu değildir, çünkü eskiye ait ne varsa onlardan vaz geçilmiştir ve yeni işler için farklı yatırımlar yapılmıştır.
Örneğin, çelik tencere ve tava üreten bir şirketin, rekabette geriye düştüğünü veya bu sektörde rekabet edemeyeceğini fark ettiğinde, tüm üretim hattını kapatıp, makineleri satıp, telekominikasyon işine girmesi bir dönüşümdür. Bir başka örnek de, geleneksel ticaret olan mağazacılıkta başarısız olacağını anlayan bir şirketin, mağazalarını kapatıp, tamamen dijital dünyaya dönmesi ve e-ticaretle devam etmesi de bir dönüşümdür ve geriye dönmek mümkün değildir. Burada bir parantez açalım, tekrar geriye dönmenin maliyeti çok yüksek olacaktır, bu nedenle eski sisteme dönmek çok zordur, kaldı ki eski sistemde başarı olsaydı, dönüşmek zorunda kalınmazdı.
Bireylerde ise dönüşüm, devam eden bir öğrenim konusundan vaz geçilerek, başka bir alana devam etmek veya eğitimi tamamlanmış bir konuyu değil, başka bir işe başlamak olarak ifade edilebilir. Örneğin, mühendislik fakültesine devam eden bir öğrencinin, okumuş olduğu bölümü sevmemesi sonucu, tekrar sınava girerek, hukuk fakültesine girmesi bir dönüşümdür. Aynı şekilde, ziraat alanında öğrenim gören bir kişinin, ziraat sektörde bir iş bulması mümkün olmayınca, inşaat sektöründe satış veya pazarlama alanında çalışmaya başlaması da bir dönüşümdür. Kuşkusuz, tüm ilgisini ve gelişimini inşaat sektörüne odaklayacaktır, dolayısı ile başka bir uzmanlığa dönüşecektir.
Dönüşümde ise, unutulmaması gereken en önemli unsur, dönüşümün hep ileriye doğru olması ve geriye dönmenin söz konusu olmamasıdır.
Bir işletmenin, bütünüyle değişim ve dönüşüm yaşaması mümkün olmamakla birlikte, birimler bazında (Departman veya iş birimleri olarak) değişim veya dönüşümü ayrı ayrı olarak gerçekleştirebilir.