Değişen ve değişmeyenin arasındaki hakikat

Kerem ÖZDEMİR
Kerem ÖZDEMİR KEREM İLE İŞİN ASLI

Yeni yılı karşılayarak kapatacağımız 2023’ün bana verdiği en önemli ders, dikiz aynasına bakarak araba kullanılmayacağını hatırlamam oldu. 1986’da ehliyetimi henüz almışken sabahın köründe çıktığımız şehirlerarası yolculukta babam direksiyonu bana teslim etmişti. O saatte yolda kimse olmuyordu. Ancak bu, dikiz aynasından arkayı kontrol etmeye çalışırken az daha iki geliş iki gidiş dört şeritli yoldaki tek araç olan ve yolcu bekleyen minibüse çarpma noktasına gelmemi engellemedi. Araba yokuş aşağı hızlanınca az daha tarihe geçecek bir kaza yapıyordum. Frene basıp durdum. Sürücü koltuğunu babama geri bıraktım çünkü kokmuştum. Dikiz aynasına bakarak araba sürmenin yanlış olduğunu biliyordum.

Bunu kötü bir deneyimden arabanın nasıl kullanılacağına ilişkin bir iş birikimine çevirmek, hikâyeyi olduğu gibi değiştiriyor. Sürmeyi öğrenmek, bu deneyimi farklı bir yere yerleştirirken hayatın ileriye doğru yaşandığını da anlamayı sağlıyor.

Kadıköy’de kokoreççi Adem Usta ile yıllar sonra karşılaşıp kısaca sohbet ederken, anılar kadar güzel olanın, içinde bulunulan durumu doğru algılamak olduğunu bir kez daha anladım. Adem, Avrupa Birliği kokoreçi yasaklayacak haberleri çıktığında “AB standardında kokoreç” sloganı ile hem kaygıları gidermiş hem de tartışmanın dışına çıkarak müşterilerinin endişe etmeden kokoreç yemesinin önünü açmıştı. Şimdiki muhabbetimiz, “Otobüs firmaları batınca Kadıköy sahilinde müşteri kalmadı. Murat Muhallebicisi bile kapattı” noktasına vardı. Sonra alım gücüne odaklandık. Seyyar arabadan dükkana geçtiği için artık “çek arabanı” denilebilecek biri de değil ancak Kadıköy sahilinde işin çok değişmeyeceği de anlaşılıyor. Bunu düzeltmek için bir şey yapılabilir mi? Güzel anılarımıza karşın maalesef mümkün değil çünkü ne fiyat, ne müşteri sayısı ne de bunlara bağlı iş hacmi bu koşullarda burada iş zeminini ortadan kaldırmış durumda.

Yeni yıldızlar ortaya çıkıyor

Bizim güzel günlerimizin sokakta kokoreç yeme anısı, belki gelecekte yeni bir iş modeline dönüşür. Bilmiyorum. Ama yeni yıldızlar ortaya çıkıyor.

Haberini ilk yaptığım girişimlerden Pubinno, Japonya açılımını yapmakla kalmayarak içecek sektörünün inovasyonu değerlendiren global çaptaki en prestijli yarışmalardan World Beverage Innovation Awards’da “En İyi İçecek Teknolojisi” ödülünü almış. Sektörün ABinBev gibi devlerini geride bırakan Pubinno’dan ilk olarak eşyanın interneti (IoT) ve akışkan mekaniği uzmanlığı ile bahsederken bugün yapay zekâ (AI) ve ödeme sistemi ile entegre edilmiş self servis modeli ile ele almam gerektiğini görüyorum. ABinBev’in tek işinin teknoloji olmadığının ama bu teknolojinin Türkiye için önemli olduğunun altını çizmek isterim.

Benzer şekilde Daikin ile Türkiye’de geliştirdiği teknoloji projesinin diğer Daikin ülkelerine yaygınlaştıracağını açıklayan TÜRKKEP de, önemli bir işe imza atıyor. Bunlar kokoreç kültürünü sahiplenecek gelir düzeyi ve damak zevkine sahip yeni insanlar yaratarak Adem Usta’nın zanaatını da yeniden ayağa kaldırabilir.
Bilanço

Yılın son yazısını başka türlü yazmayı planlamıştım ama Yusuf Topaloğlu ile belediye otobüsünde tanışmamın ardından kararımı değiştirdim. Alışılmadık bir rastlantılar dizisi sonucu oldu ama önemli olan yan şu: Amazon Prime’da izlediğim Prestij Meselesi ile gerçek hayattaki rastlantı yeni bir algı noktasına yükselmemi sağladı. Hilmi Topaloğlu’nun kardeşi Yusuf ile kısa sohbetimizde çok şey konuştuk. İş, dijitalleşmeye geldi ve bunu yapamamanın müzik endüstrisinin sonunu getirdiğini söyledi. Madalyonun mühendislik tarafındaki yüzü, Türkiye’den bir Spotify çıkmamış olmasıydı. Birlikte yapabilirdik ama birbirimizi zamanında tanımıyorduk.

Yukarıda anlattığım bütün deneyimler zamanında yaşanması gereken şeylerdi ve kendilerine göre bir güzellikleri vardı. Bitmiş ya da yeniden canlanacak, başka formda hayat bulacak şeylerin hayali ile yaşamak yerine hayata katılacak yeni güzellikleri yaratma durumundayız. 2023’ün bilançosuna yazmak istediğim tek cümle bilenin gereğini yapmak zorunda olduğu kadar insanların bilmekle de yükümlü olduğudur. Teknoloji bunun aracından başka bir şey değildir. Yeni yılda görüşmek üzere…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Cesur yeni dünya 25 Kasım 2024
Ben yapay zekâ olsam… 18 Kasım 2024