Dedesinin kederini azaltmak için yola çıktı, devlerin seramikçisi oldu
Prof. Dr. Rebii Gorbon, Türkiye’nin ilk modern toplu konutları olarak nitelendirilen Levent Mahallesi’nde, Karaköy’de bugün The Peninsula Hotel olan Karaköy Limanı ve Liman Lokantası’nda, İnönü Stadı’nda, Heybeliada Sanatoryumu’nda imzası olan Cumhuriyet döneminin en önemli mimarlarından… 1940’larda eline geçen Fransızca bir seramik kitabından çok etkilenmiş, aslında seramiğe aşık olmuş. Akademi eğitiminin ardından gittiği Fransa, ufkunu açmış. Avrupa’da seramikle ilgili incelemelerde bulunmuş. Bilecik ve Bozüyük’te araştırmalar yapmış. Seramik aşkını 1957 yılında Gorbon adıyla kurduğu markaya dönüştürmüş. Yaşı 40’ın üzerinde olanlar bilir, Gorbon döneminin en iyi dekoratif ürünler üreten, mağazaları büyük ilgi gören markalarından biriydi… Ne yazık ki 2001 krizinde şirket battı. Rebii Gorbon’un formülleri, kalıpları dağıldı gitti…
Rebii Gorbon’un torunu Orhan Gorbon da bir süre şirkette çalıştı. Sonra Amerika’ya gitti. Şirket batınca spor ekonomisiyle ilgilenmeye başladı. Yelken ve seramiğin gelenek olduğu bir ailede büyüyen Gorbon, yelkende önemli mesafe kat etti. Amerika, Fransa, İngiltere, İtalya gibi birçok ülkede yarışlara katıldı, kıdemli bir yelkenci oldu. Rahmi Koç’tan sonra New York Yat Kulübü’ne üye olan ikinci Türk o… 2002 yılında ise Bosphorus Cup ile yeni bir projeye yelken açtı.
“Yurt içi ve yurt dışında ünlü otel ve restoran projelerinin tercihi olduk”
Orhan Gorbon ile bu yıl 22’ncisi düzenlenen Bosphorus Cup’ı konuşmak için buluştuk. Ancak doğal olarak sohbetimizin ilk maddesi Gorbon oldu ve 2001’de batan şirketin küllerinden doğduğunu öğrendiğime çok mutlu oldum. Gorbon, yeniden doğuş hikayesini şöyle anlatıyor: “Ben de dedem gibi seramiğe aşık oldum. Hayat bir şekilde bana seramiği geri getirdi. Gorbon çok güzel bir markaydı. 2016-2017 yıllarında markayı yeniden ele alabilir miyim, dedemin kederini biraz azaltabilir miyim diye Gorbon’a dokundum. Hayırlı oldu, Gorbon’u yeniden gurur verici bir marka haline getirdik. İstanbul ve İzmir’de iki fabrikamız var. Duvar karoları yapıyoruz. Muazzam projelerde yer aldık. Bildiğiniz bütün ünlü restoran ve otellerde bizim seramiklerimiz kullanılıyor. The Peninsula Hotel, Çırağan Kempinski, Ruffles Hotel, Atatürk Kültür Merkezi, Galataport ve oradaki birçok ünlü restoran, şekerci ve lokumcu, Londra’daki Queen Elizabeth Hall, Doğuş’un Dubai’deki restoranı Rüya, Suudi Arabistan’daki Mecca Gate gibi Türkiye ve dünyanın birçok yerindeki projelerde bizim seramiklerimiz kullanıldı. Yeni projelerde de biz tercih ediliyoruz. Gorbon’un geri dönüşü hem bana hem aileme çok iyi geldi.”
Orhan Gorbon, şu anda eskiden olduğu gibi dekoratif ürünler yapmadıklarını ancak bu alana da tekrar gireceklerini söylüyor. Hatta The Peninsula için 200 tane büyük vazo yaptıklarını ekliyor.
Hedef 1 milyon izleyici ile Bosphorus Cup’ı dünyanın en büyük spor etkinliği yapmak
Orhan Gorbon, son 6-7 yıldır seramiğe yoğunlaştığını ancak Bosphorus Cup’ı asla ikinci plana itmediğini anlatıyor ve devam ediyor: “İstanbul Boğazı’nın tankerlerle değil yelkenle dikkat çekmesi gerektiğine inandım. İstanbul’un böyle bir değere ihtiyacı vardı. Çünkü büyük etkinlikler kentlere değer katıyor. Bosphorus Cup önemli bir ekonomi yaratıyor. Bosphorus Cup’ın Türkiye ekonomisine sağladığı çok ciddi bir dolaylı etkisi bulunuyor. Yerli ve yabancı 25-30 bin kişinin dahil olduğu Bosphorus Cup ekosisteminin, 21 yılda İstanbul’a kattığı değer yaklaşık 75 milyon dolar. Yarış günü Boğaz’daki oteller, restoranlar, kafeler özel paketler hazırlıyor. Hedefimiz çıplak gözle 1 milyon kişinin izlediği bir şölen yaratmak. Bunu başarırsak dünyanın en büyük spor etkinliği olacak. Dünyanın en iyi yelken fotoğrafçısı Pedro Martinez ile çalışıyoruz. Kandilli’den Eminönü’ndeki tekneleri çekebilen bir teknolojimiz var.”
Bu noktada yaklaşık 500 kişilik bir ekibin 6 ay önceden çalışmaya başladığı Bosphorus Cup’la ilgili rakamlar veriyor:
• Organizasyonda bu sene 100 teknede toplam 1.200 yelkencinin yarışması bekleniyor. 1.200 yelkencinin 400’ünü Romanya ve Bulgaristan başta olmak üzere 10 farklı ülkeden gelen yabancı sporcular oluşturuyor.
• Bosphorus Cup, 2001’den bu yana yerli ve yabancı 25 bin yelkenciyi buluşturdu. Bu rakamın yaklaşık yarısını yabancılar oluşturuyor.
• Bosphorus Cup’ı aynı dönemde 20 milyonu aşkın İstanbullu izledi.
• Tamamen el işçiliği olan ve Can Yalman tarafından tasarlanan gümüş şampiyonluk kupası yaklaşık 500 bin TL değerinde.
• Yarışlara uzun yıllar Garanti Bankası ve Turkcell sponsorluk yaptı. Ancak Orhan Gorbon, son yıllarda Bosphorus Cup’ın adının önüne sponsor almıyor. Bu işe ticari partnerlik olarak bakıyor ve şu anda 100’e yakın markayla görüşmeler sürüyor. Bu markalar arasında THY de var, coin şirketleri ve elektrikli otomobil üreticileri de…