Danıştay’dan şirketlere loca şoku

Abdullah TOLU
Abdullah TOLU Vergi Kurdu

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de futbol hayatımızın vazgeçilemez bir gerçeği. Futbol ile yatıp futbol ile kalkıyoruz. Hepimizin büyük tutkusu, vazgeçilmezi olan futbolda yeni sezon başladı. Bu maçları tüm heyecanımızla takip etmeye çalışıyoruz.

Futbol kulüplerimizin tamamına yakını transferler ve diğer yönetimsel nedenlerle büyük bir borç içinde. Yöneticilerin dışında taraftarlar da forma, kulübe özel eşyalar, maç bileti, kombine bilet alarak ve loca kiralayarak tuttukları kulüplere yardım etmeye çalışıyorlar. Tüm bunlara rağmen kulüplerin bütçeleri açık vermeye devam ediyor. Devlet de zaman zaman kulüplerin banka kredileri ile kamuya olan borçlarını yeniden yapılandırmak vb. destekler sağlayarak, kulüplerin yanında durmaya çalışıyor.

Şu an taraftarlar yanında futbolu seven şirketler de futbol kulüplerinin statlarında loca kiralayarak, müşterileri ve personelini ağırlıyor, bir anlamda şirketlerinin temsil ve tanıtımını yapıyorlar. Bu localar için de kulüplere ciddi tutarlarda kira bedeli ödüyorlar.

Şirketlerin loca giderleri ile ilgili sorun ne?

Şirketlerin bu şekilde kiraladıkları localar için ödedikleri kira bedellerinin kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı konusunda ciddi tartışmalar var.

Maliye ve şirketler bu konuda tamamen farklı görüşlere sahipler.

Şirketlerin bu konudaki görüşü nasıl?

Şirketler; loca kiralama bedellerinin iş ve işletme ilgili olduğunu, müşterileri ve personelini bu localarda ağırladıklarını, şirketlerin tanıtımını ve iş bağlantılarını buralarda da yaptıklarını, hatta bazı iş toplantılarını bu localarda gerçekleştirdiklerini, bu locaları kendi işyerleri (şubeleri) gibi kullandıklarını belirterek, loca kiralama bedellerinin kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınması gerektiği görüşündeler.

Peki, Maliye’nin konuyla ilgili görüşü ne?

Hemen belirtelim, Maliye’nin bu konuyla ilgili görüşü olumsuz.

Maliye; Şirketlerin müşterileri, misafirleri veya personelinin stattan maçları izleyebilmeleri için kiraladıkları localar için  ödedikleri kira bedellerinin, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi esnasında yapılan bir harcama ve gider unsuru gibi görünmekle beraber geliri doğuran olayla açık ve güçlü bir illiyet bağının mevcut olmadığı, locası kiralamalarının işletme faaliyetlerinin yürütülmesi ve gelir elde edilmesi için yapılması gereken zorunlu bir harcama olmadığı için kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı görüşünde.

Konu ile ilgili olarak verilen bazı özelgelerin özetleri şu şekilde:

“Yurt dışından gelen müşterilerinizin bazı takımların maçlarını staddan izleyebilmeleri için loca kiralanması nedeniyle ödenecek kira bedelleri, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi esnasında yapılan bir harcama ve gider unsuru gibi görünmekle beraber, geliri doğuran olayla açık ve güçlü bir illiyet bağı mevcut değildir. Bu nedenle, şirketinizin yurt dışı müşterilerinin talepleri doğrultusunda stad locaları kiralanması nedeniyle ödenecek kira bedelleri, kurum kazancınızın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel gider olarak kabul edilemeyeceğinden, söz konusu ödemeler safi kurum kazancının tespitinde gider olarak değerlendirilemeyecektir.” (GİB. BMVD Başkanlığı’nın 20.08.2013 tarihli ve 64597866-125[8-2013]-130 sayılı özelgesi)

“Şirketiniz tarafından spor kulübünden kiralanan stad locasının, spor muhabirleriniz tarafından işle ilgili haber amaçlı kullanacağı koltuk bedeli hizmetine ilişkin giderlerin Vergi Usul Kanununun 229 ve takip eden ilgili maddelerinde yer alan belgelerden biri ile tevsik edilmesi şartıyla, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkündür. Öte yandan, kiralanan stad locasının, işle ilgili haber amaçlı kullanılmayan koltuk bedeli hizmetine ilişkin giderlerin, kurum kazancının elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel gider olarak kabul edilemeyeceğinden, söz konusu ödemeler, safi kurum kazancının tespitinde gider olarak değerlendirilemeyecektir.” (GİB. İstanbul VDB’nin 12.11.2020 tarihli ve 39044742-130[Özelge]-E.837266 sayılı özelgesi).

Danıştay’ın bu konudaki görüşü ne?

Şirketler Maliye’nin bu görüşüne göre yapılan işlemler ile cezalı tarhiyatların Danıştay’dan geri döneceği görüşündeydi. Ancak, beklenilen gibi olmadı, Danıştay’da bu konuda Maliye ile hem fikir oldu! Yani, Danıştay’da bu konuda aynen Maliye gibi düşünüyor, şirketlerin statlardan kiraladıkları localara ilişkin kira bedellerinin işle ilgili olmaması nedeniyle kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı görüşünde bulunuyor.

Danıştay’ın bu konuda kendine yansıyan bir olayla ilgili olarak verdiği kararın özeti şu şekilde:

“Şirketlerin loca kiralamalarına ilişkin kira bedelleri, iş ve işletme ile doğrudan ilgili bulunmadığından, bu kira bedellerinin kurum kazancının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınmaması gerekir.” (Danıştay 4. Dairesi’nin 22.12.2022 tarihli ve E.2019/1902, K.2022/8935 sayılı Kararı)

Danıştay’ın bu kararı, loca kiralayan şirketlerde büyük bir şoka neden oldu!

Maliye ve Danıştay’dan farklı düşünüyoruz!

Son dönemlerde futbol ve futbol ekonomisinin gelişmesiyle beraber, futbolun oynandığı statlar 24 saat yaşanabilir hale geldi. Maçların oynanmadığı günlerde de statlar açık tutuluyor, loca kiralayan şirketler bu locaları çalışma ofisi - şube olarak kullanıyorlar. Özellikle başka şehirlerde bulunan şirketler, Ankara, İstanbul gibi şehirlerdeki statlarda loca kiralayarak buraları şube olarak kullanıyor, toplantı ve görüşmelerini bu localarda yapıyorlar. Bu nedenle, konuya sadece maç izleme yönüyle bakılmaması, günün değişen koşullarına paralel olarak bu locaların işletmelerin bir çalışma ofisi veya şubesi olarak görülmesi ve değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyoruz.

Öte yandan, futbolun gelişmesi için kulüplerimizin reklam, bağış ve sponsorluk dışında başka gelirlere de ihtiyacı bulunuyor. Bunlar arasında loca kiralama da var. Bu locaların kiralanması kulüplerimiz açısından da tamamen ticari faaliyet niteliğinde.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında tadadi şekilde belirlenen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir. Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilebilmesi için yapılan genel giderlerin matrahtan indirilebilmesi için giderle kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi arasında illiyet bağının bulunması, giderin keyfi olmaması, yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, yapılan gider karşılığında gayrimaddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması gerekiyor.

Dolayısıyla, bu locaların artık bir şube veya çalışma ofisi gibi kullanılması ve buralarda müşteriler ile diğer işle ilgili misafirlerin ağırlandığı hususları gözönünde tutularak, localara ilişkin kira bedelleri ile buralardaki yeme – içme giderlerinin pazarlama satış ve dağıtım giderleri kapsamında kurum kazancından indirilmesi gerektiği görüşündeyiz.

Bilet alıp müşterilere verme ile loca kiralama arasında fark yok!

Bazı şirketler ise, iş hacmini artırmak ve teşvik etmek için müşterilerine maç biletleri veya kombine maç biletleri satın alarak veriyorlar.

Maliye, müşterilere verilen maç veya kombine biletlerine loca kiralaması gibi bakmıyor. Çok enteresan değil mi?

Maliye, şirketler ve vergi mükellefi diğer gerçek veya tüzel kişilerin iş hacmini artırmak için müşterilerine teşvik amacıyla verecekleri maç biletleri veya kombine maç biletlerine ilişkin bedellerin, ciro primi niteliğinde olduğundan bahisle, söz konusu harcamaların bulunulan faaliyetlerin ehemmiyet ve genişliği ile mütenasip olması şartıyla, gelir vergisi mükelleflerinde ticari kazancın ve  kurumlar vergisi mükelleflerinde ise kurum kazancının tespitinde pazarlama ve satış gideri olarak dikkate alınmasının mümkün olduğu görüşünde (Ozan TOLU, “Kombine Bilet Bedellerinin Gider Yazılmasında Kişiye Özel Uygulamalar!”, www.bdturkey.com, 25.04.2020). 

Konu ile ilgili olarak verilen bir özelgenin özeti ise şu şekilde:

“Şirketinizin iş hacmini artırmak için müşterilerinize teşvik amacıyla vereceğiniz kombine maç biletiyle ilgili bedeller ciro primi niteliğinde olduğundan, söz konusu harcamaların şirket faaliyetlerinizin ehemmiyet ve genişliği ile mütenasip olması şartıyla, şirketiniz adına düzenlenecek belgelere istinaden kurum kazancınızın tespitinde pazarlama ve satış gideri olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, şirketiniz adına düzenlenecek belgelere istinaden kurum kazancınızın tespitinde pazarlama ve satış gideri olarak dikkate alınması mümkün olan bu gidere ilişkin KDV'nin indirim konusu yapılması da mümkündür.” (GİB. İstanbul VDB’nin 30.12.2019 tarihli ve 39044742-130(özelge)-E.1162751 sayılı özelgesi)

Gider yazma açısından, loca kiralanması ile müşterilere maç bileti veya kombine bilet verilmesi arasında sizce ne fark var? Bize göre herhangi bir fark yok!

Sonuç olarak;

Statların 24 saat yaşanabilir hale geldiği ve şirketlerin buralarda kiraladıkları locaları bir ofis, çalışma odası veya şube olarak kullandıkları, işle ilgili görüşmelerini buralarda yaptıkları hususları dikkate alındığında, bu localara ilişkin kira giderleri ile buralardaki yeme-içme giderlerinin kurum kazancından indirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 

Maliye’nin bu konudaki görüşünü yeniden değerlendirmesinde fayda var!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar