Dalgalı piyasalarda portföy dengesini nasıl kurmalı?

Onur DUYGU
Onur DUYGU FONLA YATIRIM

Yılın ikinci çeyreğine girerken, yatırımcıların kafasındaki en büyük soru şu: Bu kadar belirsizlik içinde nasıl bir portföyle yola devam etmeli? Mart ayı, hem yurt içi hem de yurt dışı piyasalar açısından oldukça hareketli geçti. İçeride politik gelişmeler, dışarıda ise ABD Başkanı Donald Trump’ın uygulamaya koyduğu tarifeler yatırımcı psikolojisini derinden etkiledi. Bu ortamda, portföylerde hangi fonların nasıl konumlandığını, hangi stratejilerin öne çıktığını konuşmanın tam zamanı.

 

Piyasalarda dönüm noktaları ve gözler TCMB'de

Yurt içinde piyasaların yönünü belirleyecek en önemli başlıklar TCMB’nin faiz kararı, enflasyonun seyri ve yabancı yatırımcıların yeniden tahvil ve hisse piyasalarına dönüp dönmeyecekleri olacak. Mart ayının başında piyasalar, faizlerin düşeceği, yabancı ilgisinin artacağı ve kredi derecelendirme kuruluşlarından not artışı geleceği beklentileriyle pozitif fiyatlama yapıyordu. Ancak ay ortasında yaşanan politik ve finansal dalgalanmalar bu beklentileri ötelerken, yatırımcı dikkatini yeniden döviz kurlarına ve rezerv dinamiklerine çevirdi.

Yurt dışında ise Trump’ın Çin ve Avrupa’ya yönelik tarifeleri belirsizlik yaratmaya devam ediyor. 90 günlük bir erteleme kısa süreli bir rahatlama sağladıysa da özellikle Avrupa’daki savunma, otomotiv ve ilaç sektörlerini ilgilendiren yeni adımların gelme ihtimali, yatırımcıyı tedirgin ediyor.

 

Fon dağılımlarında temkinli duruş öne çıkıyor

Dalgalı piyasalarda birikimleri korumak, hele hele enflasyonun üzerinde getiri sağlamak hiç kolay değil. Bu yüzden hem koruma hem de sınırlı getiri sağlayabilecek, düşük riskli fonlara olan talebin arttığını görüyoruz. Portföy yönetim şirketlerinin nisan ayı için önerdiği dağılımlar da bu tabloyu doğrular nitelikte.

İş, Kuveyt Türk ve Yapı Kredi Portföy'ün nisan ayı öneri portföylerini incelediğimizde; para piyasası, temkinli değişken ve kısa vadeli borçlanma araçları fonlarının toplam ağırlığının %55 ila %70 arasında değiştiğini görüyoruz. İş Portföy bu tarafta %70 ile en yüksek ağırlığı önerirken, Yapı Kredi Portföy’de ise dikkat çekici bir değişim var: Artan volatilite nedeniyle para piyasası fonlarının ağırlığı azaltılırken, daha stabil getiri sunan para piyasası serbest fonların payı artırılmış.

 

Hisse fonları bekle-gör modunda

Mart ortasında yaşanan siyasi gelişmeler, Borsa İstanbul’da 10.000 puanın altına doğru bir yönelime neden olurken, hisse senedi fonlarının portföylerdeki ağırlığını da azaltmış durumda. Önde gelen portföy yönetim şirketlerinin önerilerinde hisse senedi fonlarının payı genellikle %15-20 arasında tutulmuş. Kuveyt Türk Portföy burada %22,5 ile nispeten daha yüksek bir oranla öne çıkıyor. Yatırımcıların alternatif getiri olan faizin getirisindeki seyri izlemesi ve faiz indirim döngüsüne dönüş ile birlikte hisse senedi pozisyonlarını gözden geçirmesi yararlı olabilir. Portföy yönetim şirketleri bu dönemi daha temkinli geçirmeyi tercih ediyor.

 

Altın ve yabancı hisse fonları dengede

Küresel belirsizliklerin arttığı dönemlerde yatırımcıların yöneldiği bir diğer varlık ise altın. Merkez bankalarının alımları, jeopolitik riskler ve tarife belirsizlikleri altın fiyatlarını desteklemeye devam ediyor. Yapı Kredi Portföy, önerdiği portföyde %15 ile altın fonlarına en yüksek ağırlığı veren kurum olarak dikkat çekiyor. Uzun vadeli yatırımcı için altının portföyde bulunması hâlâ değerli.

Yabancı hisse senedi fonlarının ağırlığı ise biraz daha düşük. ABD ve Avrupa’da büyüme ve enflasyon endişeleri, teknoloji şirketlerinin yüksek değerlemeleri ve Trump’ın korumacı politikaları bu fonların kısa vadeli performansını baskılıyor. Buna rağmen, faiz indirimi beklentileriyle uzun vadede potansiyel barındırdıkları için %5-15 aralığında portföylerde yer bulmaya devam ediyorlar.

 

İçerikleri takip edin, portföyünüzü güncelleyin

Portföy yönetim şirketlerinin sosyal medya hesaplarında ve internet sitelerinde yayınladıkları bültenler, yatırımcılar için oldukça yol gösterici. Nisan ayı gibi belirsizliklerin yoğunlaştığı dönemlerde, bu içeriklerden faydalanmak, hem portföy çeşitlendirmesi hem de yeni pozisyon alma konusunda doğru kararları destekleyebilir.

Yılın ikinci çeyreğine girerken, yatırımcılar portföylerini yeniden gözden geçirmeli. Dengeli, düşük riskli, gerektiğinde tematik fonlarla desteklenmiş ve haber akışına göre güncellenmeye açık bir portföy yaklaşımı, dalgalı piyasalarda sağlam bir duruş için en doğru adım olacaktır.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar